19.01.2013
BİR: Güldüğü şeylere...
İKİ: Ölüm karşısında takındığı tavra...
ÜÇ: Mensubu olduğu ideolojik grubu savunurken hakkaniyetli olup olmadığına...
DÖRT: Olumsuz eleştirilere verdiği tepkiye...
BEŞ: Para karşısındaki tutumuna...
ALTI: Önemli bir makama sahip olduğundaki tutumuna...
YEDİ: Kendinden güçsüze nasıl davrandığına...
SEKİZ: Aman dileyene karşı ne yaptığına...
DOKUZ: Dinlemeyi bilip bilmediğine...
ON: Öfkelendiği anlardaki yaklaşımına...
Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/22393250.asp
Yorum:
İnsan analizi
Kimi küfre güler, kimi ince esprilere.
Kimi ölümden korkmaz, ölümün bir bitiş değil, aslında yeni bir başlangıç olduğunu bilir. O yeni başlangıç için hazırlıklar yapar. Kimiyse ölümü bir son olarak görür ve ölümden ödü patlar. En ufak bir kaşıntısında doktordan doktora gezer. “Nasıl ölmeyeceğim” der, “nasıl daha çok yaşayacağım” der. Yaşadığı süre içinde de maksimum zevkin peşinden koşar.
Kimi inancını savunur ama karşı tarafın inancına saygı gösterir. Kimiyse tek doğrunun kendi inancı olduğunu savunur. Hatta onun inancında olmayanların tamamının yanlış yolda olduğunu savunur. Kimi de bu konuda ileri gider ve inancını bir insan üzerinden yaşar. Lideri olan o kimsenin her söylediğini ayet hükmüne koyar. O kimsenin diri veya ölü olmasıyla sonuç değişmez. Eğer alnı secdeye değmeyenlerden ise onun yolunda gitmeyenleri yanlış yolda görür. Mezarını anıt ibadethane yapar. Namazlı ise ilahlaştırdığının her dediğini, her yaptığını ayet hükmünde görmeyenleri küfürle suçlar. Onu ilahlaştırmayanların küfürde olduğunu tüm dünyaya haykırmayı cihad zanneder.
Kimi eleştiriyi kendini düzeltme için bir fırsat olarak görür. Bazen de kendi haklılığından emin olmasını sağlar bu eleştiriler. Ama bunlar hakaret şeklinde olmamalıdır. Kimi için ise olumsuz eleştiriler kendisine yapılan bir hakaret gibidir. Tahammül edemez. Eleştireni susturmanın her yolunu arar.
Kimi parayı araç olarak görür. Ahirete götürmeyeceğini bilir. Ahiret için güzel ameller işler. Kimi için ise ölümün son olduğunu düşündüğünden, para onun maksimum zevklere ulaşmasını sağlayan en önemli amaçtır.
Kimi için makam önemsizdir. Asıl makam Allah’ın ona verdiği makamdır. Ne kadar yüksek makamda olursa olsun insanlar ondan çekinmezler, ona karşı rahattırlar. Onun da başı eğik olduğu için böyle bir his vermez karşıdakine. Kimi ise makama kurulur kurulmaz ezmeye başlar. Böbürlenir. Kibirlenir. Astlarını ezmeye başlar. Burnu o kadar yukarıdadır ki ayağını göremez ve bir yerlere takar, yere çakılır.
Kimi zayıfa yardım eder. Bir gün kendisinin de o zayıf gibi olabileceğini bilir. Zayıfı itmez, kakmaz. Yardım ederse başına kakmaz. Kimi ise zayıfa yalnızca gösteriş için yardım eder. O gösteriş dışında onları iter, kakar. Onlar onun gözünde çıkacağı merdivenin basamaklarıdır sadece.
Kimi af dileyeni affeder. Çünkü bilir ki kendisi de Allah’tan af dilemektedir. Allah’ın kendisini her hatasında affetmesini beklemektedir. Nasıl olur da Allah’tan istediğini kendisi başkasına yapmaktan imtina etsin. Kimi ise af dilenmekten zevk alır. Affetmeyi zayıflık olarak görür. Fırsatını bulmuştur. Ezer de ezer. Böylece egosunu tatmin eder.
Kimi karşıdakini dinler, anlar ve kendisini onun yerine koyar. Empatiktir. Onu anlar ve saygı gösterir. Kimi ise sadece kendisini dinletmek ister. Karşıdakini dinlemeye tahammülü yoktur. Çünkü sadece kendisinin doğru konuştuğu, diğerlerinin yanlış konuştuğunu düşünmektedir.
Kimi öfkelenince öfkesini yutar. Yumuşak huyludur. Çevresine karşı naziktir. Kimse ondan çekinmez. Kimi ise serttir. İnsanlar karşısında konuşurken ondan çekinirler. Öfkelenince kaçacak delik ararlar. Hele de makamı, yetkisi varsa öfkesi, gazabı çok daha şiddetlidir.
Kimi iyiliğe iyilikle, kötülüğe de kötülükle cevap verir. Kimi iyiliğe de kötülüğe de kötülükle cevap verir, kimi iyiliğe de kötülüğe de iyilikle cevap verir. Şöyle bir söz vardır: “Kötülüğe kötülük yapmak her adam işi, kötülüğe iyilik yapmak er adam işi”.
Yukarıdaki her paragrafın Kuran’da karşılığı olarak bir veya daha fazla ayet vardır.
Allah’ın bizden ne istediği gayet açıktır.