12.10.2012
- BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın Alex’i kabul etmesinin sebebi: Aziz Yıldırım’ı ifrit etmek.
- Seda Sayan’ın “Tecavüzcüler hadım edilsin” yemeğini yeniden pişirip servis etmesinin nedeni: Kıtır atıp gündeme gelmek.
- Hükümetin “Seçilme yaşı 18’e insin” önerisinin sebebi: MHP’yi oyalamak...
- Hükümetin “Askerler de oy kullansın” önerisinin sebebi: CHP’yi oyalamak...
- Fatih Erbakan’ın “AKP’ye katılmam” açıklamasının sebebi: Kendisini önemli biri gibi göstermek...
- Hüseyin Çelik’in Milli Gazete’ye bile ayar vermesinin sebebi: Hiçbir boşluk bırakmamak...
- Bülent Arınç’ın “Ben hep içimden geldiği gibi konuşurum” demesinin sebebi: İçinden geldiği gibi konuşamamak...
Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21677770.asp
Yorum:
On sekiz yaş
Başbakan gündemi istediği zaman değiştiriyor. Hiç zorlanmıyor. En son “On sekiz yaşındakiler seçebildiğine göre seçilebilmeliler” dedi. Bu söylemin değişik amaçları var. En önemli amacı on sekiz yaşındakilere seçilme hakkı vererek, onların genç egolarını okşayarak oylarını almak. Eğer bir parti buna karşı çıkarsa seçim öncesi o partinin on sekiz yaşındakilere değer vermediğini söyleyecek. Kimse karşı çıkmazsa da şimdiye kadar on sekiz yaşına seçilme hakkını vermeyi ilk defa kendilerinin getirdiğini söyleyecek. Her halükarda kârlı olacak.
Ancak burada bir sıkıntı ortaya çıkıyor. AK Parti on sekiz yaşında aday gösterecek mi? Göstermezse bu sözünün altında kalacak. Gösterse kimi gösterecek? Gösterdiği çocukcağıza kim oy verecek?
Eğer Başbakan on sekiz yaşındakilerin yasama faaliyetinde bulunabileceklerine gönülden inanıyorsa bir iki tane on sekiz yaşında müsteşar alsın, işlerini onlara danışsın önce. Sonra partisinin gençlik kollarını kaldırsın. Ne gereği var gençlik kollarının. Nasıl olsa on sekiz yaşındakiler yaşlılarla beraber yasa çıkarabiliyorlarsa, o özelliklere sahiplerse, gençlik kollarına da gerek yok. Doğrudan teşkilatta çalıştırsın. Hatta en azından iki üç tanesini il başkanı yapsın. Bakalım on sekiz yaşındaki çocukcağızın emrine girecek mi il teşkilatındaki koca koca amcaları, dedeleri?
Görecek miyiz mecliste münazara yaptığını zanneden, konunun derinliklerine vakıf olamayan, sadece bir fikri savunmak için savunan yavrucukları? Görecek miyiz Başbakanın vitrin süslerini? Seyredecek miyiz komediyi? Yoksa meclis sıralarında yanlarına oturan amcaları, dedeleri konuşmak için izin isteyen o çocukların kafasını okşayıp “Sen hele otur, konuşma yavrum, büyüyünce konuşursun” diyecekler mi? Yoksa o çocukcağızlar akıllı telefonları ile sanal ortama şakırken mecliste ne konuşulduğundan bihaber “el kaldırıcı” görevini mi yapacaklar?
“El insaf !!!” demek bile yetmiyor bu çok zekice (!) teklife.