Feminist Reformcular
1198 Okunma, 1 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

 

21 EYLÜL 2012
CUM 04:26

Camiler kadınlara kapalı değildir. Arzu eden muhterem Müslüman kadınlar camilere gelip ibadet edebilir. Caminin neresinde? Kadınlara ayrılmış olan bölümlerinde... Bazı reformcular, kadınlarla erkeklerin karışık olarak namaz kılmasını istiyor. Bu bir sapıklıktır.

Hür ve mukim Müslüman erkeklerin farz namazları cemaatle kılmaları gerekir. Kadınlar için böyle bir mecburiyet ve hüküm yoktur.

Ehl-i Sünnet Müslümanlığında kadınların ille de camilere gelmeleri diye bir problem ve gündem maddesi yoktur.

Genç hanımların camilere gelmelerinde sakıncalar, fitneler vardır.

Kadınlar camilere gelebilirler ama namazları evlerinde kılmaları daha uygundur.

Son Ramazanda değil, daha önceki Ramazanda bir gece yatsı ve teravih namazında Ankara Hacı Bayram camiinin içine erkek cemaat alınmaması, sadece kadınların alınması, bu maksatla otobüs ve minibüslerle camiye kadın taşınması, on dört asırlık İslam tarihinde eşi görülmemiş bir bid'at ve reform hareketidir.

Ezan okunduktan sonra camiye erkek Müslümanların alınmaması bir zulümdür, ayrıcalıktır.

Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) sahih hadîs-i şeriflerinin AB ve Feminizm normlarına göre ayıklanması çok vahim bir reform, tahrif ve bid'at hareketidir.

İslamda kadınlarla erkekler Şeriat önünde, Müslüman olmak bakımından eşittir ama kadınla erkek arasında mutlak eşitlik yoktur.

Kadınlar bazı hususlarda erkeklerden, erkekler bazı hususlarda kadınlardan üstündür.

Dünyanın hiçbir ordusunda erkek asker ile kadın asker sayısı eşit değildir.

Olimpiyat müsabakalarında kadın atletlerle erkek atletler ayrı gruplar olarak yarışır.

Kadın erkek karışık futbol takımı yoktur.

Dünyanın hiçbir parlamentosunda erkek milletvekilleriyle kadın milletvekillerinin sayısı eşit değildir.

Kadınları camilere doldurmak, Hacı Bayram camiine bir yatsı ve teravih namazında erkek cemaat almayıp camiyi kadınlarla doldurmak, erkek kadın karışık saflar tutulmasını istemek büyük, dehşet verici, , yıkıcı, korkunç bir bid'attir.

Fizikî güç bakımından (istisnalar dışında) kadınlar erkekler kadar güçlü değildir.

Kadınlarla erkeklerin düşünce yapılarında farklılıklar vardır.

Kadınların muayyen halleri, onları zayıf düşürür.

İslam'ın tesettür farzı, kadınları alçaltmaya yönelik değil, bil'akis yüceltmeye yöneliktir.

İslam, resmî fahişelik belgeleriyle bazı bedbaht kadınların, köleliklerin en iğrenci ve kötüsü olan seks işçiliği yapılmasına, bundan KDV ve gelir vergisi alınmasına asla izin vermez.

Gerçek bir İslam devletinde, genelevler imparatoriçesi Madam'a devlet törenleriyle vergi rekortmenliği ödülü verilmesi gibi bir rezalet ve skandal yaşanmaz.

Yüce İslam dini, kadın ve kızların şehvet/seks aleti olmalarına izin vermez.

İslam dininde, kadınlara olduğu gibi erkeklere de iffet, hayâ, edeb konusunda sınırlar çizilmiştir.

İslam dini zinayı büyük günah, büyük ahlaksızlık sayar ve evli zinacılara recm cezası verir. İslamda recm haddi olmadığını iddia etmek hezeyandan ibarettir. Bütün hadîs külliyatlarında ve fıkıh kitaplarında recm ile ilgili bahisler ve hükümler vardır.

İslamın üç yüzden fazla kesin hükmünün, haram ve helalinin, farzının tarihsel olduğu ve bugün geçerli olmadığı iddiası ciddiyetten uzak bir safsatadır.

Fazlurrahman adlı kişinin tarihsellik ve tatiliye mezhebi sapık bir mezheptir.

Ehl-i Sünnet İslamlığını kaldırıp, onun yerine Fazlurrahman mezhebini getirme teşebbüsleri gerçek İslam'ı yıkmaya yöneliktir.

Allaha, Resulüne, Kur'ana, Sünnete, Şeriata sâdık mü'mine kadın ve kızların, reformcuların ve bid'atçilerin tuzaklarına düşmemeleri ve İslam'ın Cadde-i Kübrasında yürümeleri beklenir.

Yazının devamı için; http://www.milligazete.com.tr/makale/feminist-reformcular-250483.htm

 

Yorum:

Cemaatte Eşitlik

Bazı reformcuların erkek kadın namazı karışık kılsın demelerinin delili peygamber efendimiz zamanında erkekler önde kadınlar arkada namaz kılmalarından kaynaklanmıştır diye düşünüyorum.

Ayrıca M. Şevket Eygi kadınlar için cemaatle namaz kılma mecburiyetinin olmadığını söylüyor. Ama Kuran böyle söylemiyor.

يَامَرْيَمُ اقْنُتِي لِرَبِّكِ وَاسْجُدِي وَارْكَعِي مَعَ الرَّاكِعِينَ (43)Ali İmran

 

"Ey Meryem! Rabbine gönülden boyun eğ, secde et, rüku edenlerle birlikte rüku et."

 

Ayetinde  Meryem'e söylemektedir. Demek oluyor ki Meryem kadınlara örnek olduğu düşünülürse kadınlarında cemaatle namaz kılma emri vardır. Bundan dolayı cemaatle kılmak gerekir.

 

Üstelik namaz kılmak için toplanılmayacak. Toplantılar yapmak, sorunları konuşmak için toplanılacak ve toplantıdan sonra  namaz kılınacaktır. Bunlar ocakta, bucakta, ilde olmak üzere oranın insanları toplanacaktır. Bu toplantılara kadınlar da katılacaktır.

 

Günümüzde kadınlar ikinci planda yer almaktadır. Müslüman olan kadınlar evden dışarı çıkmayan, çalışmayan, erkek görmeyen kadın olarak bilinmektedir. Böyle olunca da okumayan, kendini geliştirmeyen bireyler olarak kalmaktadırlar. Kuran bunun tam tersini söylemesine rağmen bunu değiştiremiyoruz.

 

M. Şevket Eygi  kadınların namazları evde kılmalarını öneriyor. Peki ona soruyorum. Bu kadınlar çalışan kadınlarsa da mı  evde kılacaklar?  İşte öyle olmuyor. Bu düzende bunlar olmaktadır. Üstelik bu konuyu Ramazan ayında teravih ve yatsı namazı için kadınların camiyi ele geçirmelerinden dolayı ele aldığı görülüyor. Normalde kadınlar her zaman camide namaz kılmıyorlar. Kılsalar da ayrı bölümler var orada kılıyorlar.

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
27.09.2012
23:22

Şevket Eygi ilmihal Müslümanı olarak ehlisünneti savunmaktadır. Savundukları ehli sünneti değil ehli bid'atın ta kendisidir. Onun bid'atı içtihadın 400 hicrilerde yasaklanması ve İslamiyet'i İslamiyet'ten çıkarmasıdır. Kuran diğer kitapların devamıdır. Bir tek farkı vardır. Kuran uygulama hükümlerini birer örnek verir ondan sonrakilerin bu örneklere kıyas edilmesini ister. Böylece Kuranda her meselenin çözümü bulunmuş olur. Buna içtihat denir. Kuranın başka bir hükmü kendisinden sonra yeni peygamber gelmeyeceği gibi yeni kitap da inzal olmayacaktır. Peygamberin yerini içtihatlar, kitapların yerini de o asrın icmaları alacaktır. 1000 senedir icmayı yasaklayan zihniyet insanları laik düşüncelere zorlamıştır. Bu sebepledir ki bu davranış şirk seviyesinde bid'attır. Şevket Eygi de ehli sünnetten değil ehli bid'attandır.

Yazısı ilmihal yazısı olmakla beraber ilmihaller de eski içtihat ve icmalara dayandığı için söylediklerinin hemen hepsi doğrudur. Bundan iki istisna vardır. Bunlardan biri recm cezasıdır. Kuranda recm cezasının olmadığı hükümler vardır. Fahişeleri köleleştirme kadınları ev hapsine alma, erkekleri de hadım etme vardır. Sonra savaş dışı adam öldürme yalnız kısasda vardır. Başka idam cezası yoktur. Bi-l hakkı kelimesi marifedir. Yani öldürmede hak olan bilmedir. Bu da sadece savaş ve kısastır.

Eygi'nin ikinci hatası ise kadınlara beş vakit namazın cemaatle kılınmasının farz olmadığı iddiasıdır. Bu hadislere aykırıdır. Resul kadınların mescide gelmesini ısrarla istemiştir. Kadınların cuma namazı kılmaları caizdir, ama farz değildir. Beş vakit onlara da cemaatle farzdır.

Şevket Eygi İlmihal Müslümanı olduğu için savunmalarında çelişki yoktur. Cengiz Demirci'yi anlamak zordur. Demirci-Namaz kılmayı, bugünkü namaz kılmak olarak alırsanız cemaatle ya da evde kılınmasının bence pek bir önemi yok.

Karagülle- Beş vakit aşirette beraber kılınır. Aşiret olamadığı için Cengiz'in dediği doğrudur. Hemen aşiretler oluşturup aşirette kadın erkek cemaatle namaz kılmaya başlamalıyız.

Cengiz- Eğer namaz kılmak siyasi cihada katılmak olarak alırsanız o zaman, her ferde cemaatle namaz kılmak farzdır. Bunun istisnası ruhsat iledir. Herkes cihada kendi seviyesinde katılacak. Ama eğer ruhsat var ise bu görev olmaktan çıkacaktır. Siyasi namaz, çocuk, yaşlı ve hastalara farz değildir.

Karagülle- Cuma siyasi namazdır. Beş vakit siyasi değil, sosyal namazdır. Cuma yalnız savaşan erkeklere müminlere farzdır. Kadınlar kılabilirler ama onlara farz değildir. Beş vakit namazı kılmak herkese cemaatle farzdır.

Cengiz -Meryem'e rüku edenlerle birlikte rüku etmesi ve secde etmesi emredilmiştir. Meryem Kudüs meclisine katılmakla görevli idi, görev Meryem'e özeldi. Tüm kadınlara bir yükümlülük getirmez, Hz peygamberin teheccütleri gibidir, sadece ehlini bağlar. Bu görev nedeni ile bir takım yükümlülükler yüklenmiştir. İsa'yı doğuracağı zaman da topluluktan uzaklaşması emredilmişti, o uzaklaştı diye tüm kadınlara emrolunmuş olmaz. Şartlar fıkhı içinde değerlendirilmelidir.

Karagülle- Peygamberlere verilen emirler bizi de verilmiştir. Eski şeraitler bizim için de şeriattır. Bunun bazı istisnaları vardır. Yalnız onlara mahsustur. Hazreti peygamberin Zeynep'le evlenmesi böyledir. Mucizelerin hepsi onlara hastır. Babasız çocuk doğuran yalnız Meryem'di. Elbette o emir ona has olacaktı. Bununla beraber bir zaninin karnında çocuk varsa eve hapsedilmelidir. Kendisine yeni bir koca bulup onunla bilinmeyen ülkeye gidip orda doğurmalıdır. Dolayısıyla buradaki hüküm de kıyas yoluyla geçerli olur.

شريعة من قبلنا شريعة لنا اذا نص فى كريعتنا "Bizim şeriatımızda tahsis edilmesi halinde bizden öncekilerin şeriatı bizim de şeriatımızdır." Hükmü bütün usul kitaplarında yer alır.

شَرَعَ لَكُمْ مِنَ الدِّينِ مَا وَصَّى بِهِ نُوحًا وَالَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ وَمَا وَصَّيْنَا بِهِ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى (13)42

"Dinden size Nuh'a vasiyet ettiğini sana vahyettiğini, İbrahim Musa ve İsa'ya vasiyet ettiğini şeriat yaptı" diyor. Sana vahyolunana ve ile atfetmiştir. Demek ki onlar da bize şeriattır. Kaldı ki burada rüku edenlerle diyerek emrin Meryem'e has olmadığını açıkça ifade etmiştir.

قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ 60-4 Ayetinde İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda hasen usve(örnek) vardır diyor. لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِيهِمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ 60-6 Ayetinde de "onlarda hasen usve(örnek) vardır" diyerek bütün eski şeriatın peygamberlerinde usve olduğu bildirilmektedir.

Aklı farziyelerle âmm tahsis edilemez.





Sayı: 171 | Tarih: 23.09.2012
Emre Kongar
İslamcılık Geriliyor, Yerini Muhafazakârlık mı Al
İslam
1864 Okunma
20 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Zirve
Yağlanmak
1201 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Hegemonyanın dayanağı:Terörize etmek
Suçsuzlar niye güçsüz?
1201 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Şevket Eygi
Feminist Reformcular
Cemaatte Eşitlik
1198 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Televizyonu en iyi kim kullanıyor?
Medyamız
1192 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler