23.07.2012
Lenin'in mumyası hakkında bahar aylarında yapılan bir kamuoyu yoklamasında, Rusların yüzde 50'sinin "Lenin artık gömülmelidir" diye düşündüğü ortaya çıkmıştı.
Lenin'in bir cenaze töreni ile toprağa verilmesi ihtimali gündeme gelince de "Bu törende Amerika'yı kim temsil edecek" benzeri sorunsallar gündeme gelmişti. "The New York Times"da Christopher Buckley imzasıyla yayınlanan bir haberde, Kremlin'de 88 yıldır sonsuz uykusunu uyuyan bu mumyanın, pek çok canlıdan daha hareketli bir yaşam sürdüğü anlatılıyordu.
Örneğin 2'nci Dünya Savaşı'nda Naziler Moskova'ya girerlerse ihtimaline karşı, Lenin'in mumyası Sibirya'ya taşınmış.
Lenin öldüğünde Stalin "Liderin hatırasını ebedileştirmek"le görevli bir komite kurmuş.
Belki hatırlarsınız. Stalin 1953'te öldüğünde onun mumyası da Lenin'in mumyasının yanına yerleştirilmişti. Ama Kruşçef Komünist Parti Kongresi'nde Stalin döneminin vahşetini açıklayan konuşmayı yaptıktan sonra, 1961'de Stalin Lenin'in yanından alındı ve toprağa gömüldü.
Lenin'in makyajcıları
Mesela Lenin'i ilk gündeki görüntüsü ile korumakla görevli makyajcılar varmış. Bu görevi ilk üstlenen Boris Zbarsky, yıllarca Lenin'in yanaklarına allık sürmüş. Ama o da Stalin'in temizlik kampanyalarından birine kurban gidip, hapse atılmış.
Bu mumya makyajcısının oğlu olan İlya Zbarsky de 21 yaşındayken 1934'te bu görevi üstlenip Lenin'e 20 yıl bakıcılık yapmış.
The New York Times muhabiri Buckley, 1991'de Forbes dergisinde yayınlanan bir haberi de hatırlatmıştı...
Buna göre Sovyet rejimi çöktükten sonra yeni yönetim 1991'de Lenin'in mumyasını müzayede yoluyla satmayı da düşünmüş.
Hatta Virginia'daki bir Amerikan matbaacılık şirketi, yeni yapmayı tasarladıkları binalarında Lenin'in mumyası için yer hazırlayacaklarını da duyurmuşlar.
Yaşayan ölüler de var
Ama sonra Rusya hükümeti bu müzayede haberlerini yalanlamış.
Sovyet rejiminin ve Lenin ideolojisinin buharlaşmasına karşın Lenin'in hâlâ mumyası ile haberlerin merkezinde bulunması, tabii ki ilgi çekici bir durum.
Buna karşı, dünyanın başka bazı ülkelerinde hâlâ bazı ölülerin yaşayanlardan daha canlı, daha yaratıcı oldukları da inkâr edilemez.
Neyse... Kremlin'de Sovyet Komünist Partisi'nin egemen olduğu ve sistemin de kokuşmuşluğa gömüldüğü dönemde anlatılan bir fıkra vardı.
Bir Amerikan milyoneri, karısına bir astragan kürk, kendisine de iki kilo Beluga havyarı alacağını ve bu arada Lenin'in mumyasını da ziyaret edeceğini söyleyerek, 24 saatliğine Moskova'ya gideceğini söylemiş arkadaşlarına.
Arkadaşları "Moskova'da bunlar 24 saatte yapamazsın" diye iddia etmişler.
Devamı için Not supported field expression!
Yorum:
Milletlerin Kaderi
İnsanların doğası ne kadar da ortak.
İnsanların dili, dini, ırkı, kültürü ne olursa olsun bazı noktalarda şaşılacak derecede bir paralellik gösteriyorlar. İnsanı ilahlaştırmak!
Bunu hangi millet yapmadı ki? Mumyalısı, mumyasızı hiç fark etmedi. Her millet ülkesini büstlerle, portrelerle donatmadı mı?
Bunu yaparken keşke gerçek bir benimseme olsa da tapılan şahsın görüşleri yaşatılmaya çalışılsa. Nafile, gizli ellerin projelerinin milletlerin liderlerinin adıyla süslenmesi artık bir gelenek olmuş durumda. Bu sadece günümüze de özgü değil. Dayatmaların dayatma olmaktan çıkıp kanuna dönüşebilmesi ve halktan tepki yerine tam bir kabul, teslimiyet, hatta sorgusuzca bir itaat ile algılanabilmesi için yasalar ve kurallar millet liderlerinin imzalarıyla servis ediliyorlar.
Artık bu saatten sonra en ufak bir eleştiri kimin haddine!
Biri çıkıp da diyebilir mi ki: “Onlar da insandı, hata yapmış olabilirler, günümüzün ihtiyaçlarına göre bu görüşleri değiştirmemiz daha doğru olmaz mı?”
Diyemez, Türkiye’de diyemiyor. Anladığım kadarıyla Rusya’da da durum pek farklı değil. İnsan, o bildik şımarık tavrıyla her yerde insan.