Dört vicdan:Kurtulmuş ve Bekaroğlu,Selahattin Eş
1311 Okunma, 1 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

 

 

Dört vicdan: Kurtulmuş ve Bekaroğlu, Selahattin Eş ve Mirzabeyoğlu

 

Yusuf Kaplan
ykaplan@yenisafak.com.tr

20 Temmuz 2012 Cuma

Numan Kurtulmuş'u yakından tanırım: Kişiliği, dürüstlüğü, feraseti, entelektüel derinliği, ülkenin meselelerine basit parti politikalarının ötesinden bakabilme özgüveni ve birikimiyle diğer siyasî aktörlerden farklı biri Numan Bey. Medeniyet fikrini bu kadar içselleştirmiş, partisinin siyasî söyleminin omurgasını "medeniyet siyaseti" olarak belirlemiş, başka bir siyasetçi bulmak çok zor Türkiye'de de, başka bir yerde de.

Aslında, Numan Bey, bildiğimiz anlamda bir politikacı değil. Türkiye'nin mevcut siyasî atmosferine birkaç gömlek fazla biri. "Fikir siyaseti" yapan, fikri, fiilî siyasete taşıyan birinden sözediyorum.

***

Burada izi sürülmesi gereken hayatî soru şu: Bu fikir, ulusal ve küresel statüko tarafından rehin alınıp da etkisiz hâle mi getirilir; yoksa dün olduğu gibi yarın da tarihin yine burada olmasını, burada yapılmasını sağlayacak uzun soluklu bir medeniyet yolculuğunun başlangıcı mı olur; işte bunu, Numan Bey'in müstakbel konumu ve kendini nereye konumlandıracağı belirleyecek...

Ama bendeniz, Numan Bey'in fikri siyasete taşımanın sorumluluğunun ziyadesiyle bilincinde olduğunu, bu yüzden, fikir siyaseti'nin vicdanı olduğunu düşündüğüm için, bilerek ulusal veya küresel sisteme eklemlenmeyeceğine, bu konuda yapılacak eleştirileri, uyarıları her zaman önemseyeceğine inanıyorum.

***

Batı uygarlığı, insanlığı büyük bir varoluşsal çıkmazın eşiğine getirip bıraktı. Dolayısıyla Batı uygarlığı gibi ben-merkezci değil kuşatıcı olacak; çatışmacı değil adaleti, çıkarı değil erdemi önceleyecek; dün yalnızca bizim gerçekleştirdiğimiz, yarın da bizim merkezinde olduğumuz bu münbit coğrafyanın dünyaya sunacağı esaslı bir medeniyet fikrine sadece Türkiye'nin ve İslâm dünyasının değil, bütün dünyanın ihtiyacı var.

Numan Bey'in, tarihin yeniden yapıldığı bir eşikte durduğumuzu, bizim sunacağımız bir medeniyet fikrinin bütün insanlığı başka bir dünyanın eşiğine taşıyabileceğini iliklerine kadar hissettiğini, bildiğini ve ona göre hareket edeceğini, önce dalga-kıracak ferasetli bir yolculuğa soyunacağını, bu sürecin, insanlığı yeni bir dalganın kurulacağı bambaşka bir tarihî eşiğin önüne getireceğini müdrik biri olduğunu düşünüyorum.

***

Buradan geleceğim nokta, Mehmet Bekaroğlu meselesi: Bekaroğlu'nun bu birleşme sürecinin dışında tutulması Türkiye için hiç iyi olmadı. Bekaroğlu, sıkı bir entelektüel; vakt-i zamanında ülkenin en sıkı entelektüel dergilerden birini çıkarmış bir entelektüel üstelik de.

Ama Bekaroğlu, başka meziyetlere de sahip bir insan. Her şeyden önce, bir vicdan o: Halkın vicdanı. Halkın sorunlarını iliklerine kadar duyan, duyumsatan, "hâzâ vicdan" denecek bir insan. Psikiyatri profesörü ama üniversitede muayene ettiği insanlardan ücret almayacak, garip gurabayı bedava muayene edecek, sonra da gönüllerini almadan da edemeyecek kadar insan ve vicdan.

***

…………………………………………………..

Şunun için: Kürt sorunun çözümü konusunda; Türkiye'deki işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk sorunlarının çözümü konusunda; dahası, Türkiye'nin bütün entelektüellerini arkasına alarak ülke ülke dolaşıp, bölge ülkelerinin ve halklarının sorunlarını yerinde inceleyen, ilgililerle tartışan, ortak projeler geliştiren Doğu Konferansı gibi bir girişime tek başına öncülük ederek bölgenin temel sorunlarının halli, yapay sınırların iptali, ortak geleceğin imali konusunda Türkiye'de en somut ama en kalıcı projeleri, fikirleri, önerileri dillendiren bir siyaset ve ufuk adamı, Bekaroğlu.

Bekaroğlu gibi insanlara Türkiye'nin tam da şu sıralarda ihtiyacı var. O yüzden Bekaroğlu'nun bu "birleşme", ortak geleceğimizi inşa etme sürecine mutlaka ikna edilerek dâhil edilmesi gerekiyor, diye düşünüyorum.

***

Burada iki "vicdan"a daha dikkat çekmek istiyorum. Selahattin Eş Çakırgil'le, Salih Mirzabeyoğlu'na.

Selahattin Eş, tevazuun, fedakârlığın, kardeşliğin, paylaşmanın, kötü gün dostu olmanın timsali. Ümmetin, mazlumların, müstezafların, bilumum gadre uğrayanların vicdanı. 30 küsur yıldır, sudan bahanelerle Almanya'da sürgün hayatı yaşıyor, pedal çevirerek maişetini temin etmeye çalışıyor.

Vicdan, dayanır mı buna? İnsaf kaldırır mı bunu? Gayretullah'a dokunmaz mı bu? Sözü fazla uzatmadan, Selahattin Ağabey'i gece gündüz demeden yatıp-kalktığı ülkesine kavuşturacak engelleri kaldırmanın tam zamanı, diyorum, ey rical-i siyaset!

***

Salih Mirzabeyoğlu, fikrin vicdanı: Üstadı, Necip Fazıl'ın fikir, oluş ve varoluş çilesini tastamam yaşayan, fazlasıyla yaşayan, fazladan yaşayan bir fikir adamı; ama bu ülkede bir hukuk cinayetinin kurbanı! "İçeri atmamız istendi" denilerek suçsuz yere, günahsız yere içeri atılan, inanılmaz işkencelere maruz bırakılan, insanın kanını donduran telegram cinayetiyle hayatına kastedilen bir mazlum o.

O yüzden, yeter artık, diyorum. Bu zulüm bitsin! Zihin kontrolü terörüyle zihni tarumar edilebilir mi, hayatı söndürülebilir mi bir fikir adamının?

Hiç olmazsa, şu Ramazan ayında yapılması gerekeni yapalım da, Selahattin Eş de, Salih Mirzabeyoğlu da "çifte bayram" yapsınlar, biz de kendimizi böyle affettirmiş olalım, en azından!

http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=33289&y=YusufKaplan

yorum;

Yusuf’u “Yusuf” zannetmek

Yazarımız  takip ettiğimiz kadarıyla hep problemlerden

bahsediyor.

Diğerleri gibi.

Fakat henüz  çözüm mekanizmalarını ne anlayabilmiş

ne de anlatabilmiş.

Halbuki filozoflar zannetmiş ki konuşmak ve yazmakla,

okumak ve okutmakla işler hallolacak.

Bizim felsefe düşmanı Müslüman kardeşlerimizde ne yazık ki

filozofların hastalıklarına kapılmışlar.

Ümitle bekliyoruz.

Hem yazarımızı hem de bizi.

Ete kemiğe bürünmüş Adil Düzen ekibi ne

zaman ortaya çıkacak diye.

Vakti saati de yakındır inşallah…

 

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
26.07.2012
05:06

inşaallah...





Sayı: 162 | Tarih: 22.07.2012
Mahir Kaynak
Birleşme
AK PARTİ PARÇALANIYOR
8187 Okunma
20 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
‘Âlâ’ dergisiyle buluştum
Kelerin deliği
1567 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Lenin ölmüş olsa bile mumyası yaşamıyor mu?
Milletlerin Kaderi
1328 Okunma
2 Yorum
Tayibet Erzen
Yusuf Kaplan
Dört vicdan:Kurtulmuş ve Bekaroğlu,Selahattin Eş
Yusuf'u "Yusuf"zannetmek
1311 Okunma
1 Yorum
Ali Bülent Dilek
Mehmet Şevket Eygi
Şerli İftar Ziyafetleri
Bu Ramazan Başlangıç Olsun
1262 Okunma
Emine Hocaoğlu
Hüseyin Gülerce
Muhafazakarlık,ne idik,ne olduk...
Muhafazakarlığı Eleştirmek
1179 Okunma
1 Yorum
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler