24.06.2012
En sıcak gelişmeler yaşanılırken bile soğukkanlı kalabilmektir gelişmişlik.
Bu gerçeği Suriye'nin bir jetimizi düşürmesinin sonuçlarını değerlendirirken yine görmekteyiz.
Bazılarına göre bu eylem, Suriye'nin Türkiye'ye savaş ilanı olarak algılanmalıdır.
Birincisi bu bir "Savaş ilanı" değil bir "Ağır tahrik"tir.
1907 tarihli La Haye Konvansiyonu'nda "Savaş ilanı"nın uluslar arası hukuka dayalı resmi protokolünün ayrıntıları vardır.
İkincisi de Türkiye ile Suriye arasında bir "İlan edilmemiş savaş"ın sürdüğünü de zaten biliyoruz.
Resmen ilan edilmiş bir savaşta taraflar arasındaki tüm görüşmeler de, ilişkiler de kesilir ve barış arayışının yerini savaş alır.
Karmaşık bir durum
Oysa Türkiye, Birleşmiş Milletler çerçevesinde Annan Planı'nın Suriye'deki duruma çözüm üretmesi için, bekleme sürecinde.
Bu nedenle Suriye yönetimi ile görüşmeler sürmekte. Gözlemciler bu ülkeye gidip gelmekteler.
Ama bu pasif bir bekleme süreci değil... Suriyeli muhalifler Türkiye'de toplanıyor, Suriye rejiminden kaçanlara Türkiye kucak açıyor.
Bazı iddialara göre de Suriye'deki rejim karşıtı eylemlerin silahları Türkiye üzerinden sağlanmakta.
İşte bu durum "İlan edilmemiş savaş" olgusunun tanımına uymaktadır.
Düşman kim?
Burada ince bir nokta var...
Türkiye ya da Türkiye ile aynı safta yer alan ülkelerin bu ilan edilmemiş savaştaki "Düşman"ları, ülkesi ve halkı ile Suriye değil, Esad yönetimi ve Baas rejimidir.
Beşar Esad ise doğal olarak bu "Düşman"ların Suriye'nin düşmanı olduklarını söylemektedir.
Easd'ın bir Türk jetinin düşürülmesi ile sergilediği ağır tahrik Türkiye'nin Suriye'ye "Savaş İlanı"na dayanırsa, Suriye diktatörünün amaçladığı hedefe ulaşılacak ve Suriye halkının iç kavgaları bırakarak ülkelerini dış düşmana karşı savunmaları için birleşmeleri yolunda çağrılar seslendirilecektir.
Türk siyasetçileri de, diplomatları da bu karmaşık durumları en iyi biçimde değerlendirecek birikimlere de, soğukkanlılığa da sahipler.
Orta Doğu krizleri
Devamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2012/06/24/bu-bir-savas-ilani-degil-agir-tahriktir
Yorum:
Siyaset kan dökülmeyen savaştır…
Mao’nun bu sözü aslında siyasetteki ince ayarı çok güzel ifade etmektedir. Şimdi Türk siyasetçilerden de beklenen bu soğuk savaş dönemini başarıyla devam ettirmektir. Yapılanların tahrik amaçlı olduğu gün gibi ortadadır. Bu yapılanlar, Türkiye’yi savaşa sürüklemek için düzenlenen adi bir tezgâhtır. Durum, bu kadar net olmasına rağmen medyada savaş kritiği yapılması muhtemel bir savaş beklentisi içinde olunduğu veya oluşturulmaya çalışıldığını göstermektedir. Umarım hükümet bu oyunlara gelmez ve sınır ötesi ataklarda bulunmaz.
Suriye’den kaçanlara Türkiye’nin kucak açması Suriye yönetiminin canını sıkmaktadır, öyle ya adamlar katliam yapma peşinde. Onlar bu kadar hevesliyken kurbanların can korkusuyla Türkiye’ye sığınması ve Türkiye’nin onlara sahip çıkması, Esad’ın gözünde Türkiye’yi düşman bellemek için gayet yeterli bir sebeptir. Öte yandan Türkiye üzerinden Suriyeli muhaliflere lojistik destek verildiği iddiasını ise gerçekten uzak ve spekülatif buluyorum.
O veya bu şekilde birileri Türkiye-Suriye savaşını kaçınılmaz kılmak istiyor. Aman dikkat, sağduyuyu elden bırakmayalım.