22.06.2012
MISIR’da İslam’ı dünya kamuoyunun gözünde küçük düşürmeye ahdetmiş bir grup var ve bu grup faaliyetlerini sürdürüyor.
* * *
İlk atakları şu konudaydı:
İslam’a göre erkekler, ölen eşlerinin cesetleriyle ölümden sonraki ilk 6 saat içinde seks yapabilirler.
Ardından da bu konuda Mısır Parlamentosu’ndan yasa çıkarmaya çalıştılar.
Herkesin midesi bulandı tabii...
“Bir cesetle cinsel ilişki kurma” fikrini taşıyacak kadar kirli zihinli olmaları bir tarafa, bir de buna İslam’ı alet ediyorlardı.
Sonuç?
Yüz binlerce azılı İslam düşmanının başaramayacağı türden bir anti-İslam propagandası gerçekleşmiş oldu.
* * *
İşte yine Mısır...
Yine İslam’ı küçük düşürme çabası...
Mısır’da İslamcı bir grup bu kez kafayı domatese takmış.
Evet, domatese... Bildiğimiz domatese...
Domates yatay olarak ikiye kesildiğinde ortaya Malta haçına benzer bir şekil çıkıyormuş.
Bu yüzden domates Hıristiyan imiş ve yasaklanmalıymış.
* * *
İslam ümmetini uyarıyorum:
Mısır’da ortaya çıkan ve İslam’ı küçük düşürmeye ahdetmiş bu akımla mücadele etmelisiniz.
Eğer mücadele etmezseniz...
Dininize “ölülerle seks yapmaya cevaz veren din” ya da “domatesi haçlı ordusu sebzesi sayan din” muamelesi çeken bu grubun, yeni atakları çok daha aşağılayıcı olabilir.
Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20816120.asp
Yorum:
Sebzelerin dini, Tavandaki haç
Mevzubahis domatesin Hıristiyan olması haberi şöyledir:
Hıristiyan domates
“Domates yemek haramdır çünkü domates Hıristiyandır. Domates Allah yerine haça hamdeder ve Allah’ın bir değil üç olduğunu ifade eder. Allah bize yardım etsin. Filistin’de yaşayan bir kız kardeşimize Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed görünmüş. Hz. Muhammed ağlıyormuş ve ümmetini domates yememeleri gerektiği konusunda uyarıyormuş. Eğer bu mesajı yaymazsanız bilin ki sizi durduran Şeytan’dır”
Ahmet Hakan bunun İslamiyet’i küçük düşürme çabası olduğunu söylüyor. Doğrudur. Bu haberi oluşturanlar, yayanlar bu maksatla yapmış olabilir. Ama insanlarda böyle bir zihniyetin olduğu da aşikardır.
Ben de buna benzer bir olay yaşadım. İnsanların nasıl da beyinlerinin durduğunu, nasıl da saçmalayacaklarını ispat eden bir olaydı bu.
1997 yılında uzman hekim olduğumda İstanbul’a geldim. Gültepe’de Ensar Hastanesinde çalışmaya başladım. Bir gün muayeneye gelen bir hasta bana “Bir de kendinize Müslüman diyorsunuz. Hastanenin adını da Ensar koymuşsunuz. Ama hastaneyi haçla donatmışsınız.” dedi sinirle. Önce adam şaka yapıyor diye düşündüm. Oysa gayet ciddiydi ve hastaneyi haçla donatmamızdan rahatsızdı. Şaşırdım. “Ne haçı?” diye sordum şaşkınlıkla. Adam beni poliklinik odamın dışına çağırdı ve tavanı gösterdi.
Hastanenin tavanı özel bir ışıklandırmaya sahipti. Işıklar asma tavanın üstündeki “+” şeklindeki deliklerden yere doğru yansıyordu. O “+” şekilleri haçmış meğerse de haberimiz yokmuş. Hastanemizin büyük bir günah içinde olduğunu söyledi adam. Bunları bir an önce kaldırtmazsak bir daha hastanemize gelmeyeceğini söyledi. Şaşırmıştım. Bir taraftan komik geliyordu diğer taraftan bu akıl tutulması acınacak bir durumu ortaya koyuyordu.
İnsanlar asılla uğraşmazsa, İslamiyet’in kendisi ile uğraşmazsa, hurafelerle ve bid’atlarla meşgul olmaya başlarlar. Günümüzde de böyledir. Hıristiyanlık nasıl haç diniyse İslamiyet de tespih dini olmuştur.
Kuran’daki emirlerle ilgilenmezseniz, faizli ve zinalı düzen içinde yaşamak size mutluluk veriyorsa, faiz ve zina düzeninin kalkması için üstüne düşen çalışmaları yapmıyorsanız geriye İslamiyet adına boncuk çekmek, mevlit okutmak, peygamberin şefaati için sünnet namazlar kılmak kalır. Diğer dinlerin sembollerine karşı da nefret başlar. Bundan sonra aklı duran kişinin yapacağı tek şey kalmıştır: matematiksel sembollere düşmanlık etmek. Bunun için nerede “+” ve benzeri şekiller görüyorsa onlarla büyük bir mücadeleye girişmelidir. Çünkü toplama sembolüne karşı yapılan bu büyük cihat (!) onu en yüksek cennetlere yerleştirecektir.