Görüntü ve gerçek
1019 Okunma, 0 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

Görüntü ve gerçek

29 Ocak 2012 Pazar

 

Türkiye’nin siyasi olayları değerlendirirken yaptığı en büyük hata görünen ve söylenenleri gerçek sayıp buna göre tavır almasıdır. Mesela, başından beri, PKK’nın ülkeyi böleceğini düşünmüş ve ona göre tavır almıştır. Oysa bu örgüt bölgede çok sınırlı bir etkiye sahipti. Nitekim devlet PKK karşıtlarından seksen bini aşkın korucu istihdam etmiştir. Bu sayı PKK’nın on katından fazladır. Ayrıca bölgenin güçlü yapısı PKK’ya karşıydı. Çevre ülkelerde de aynı durum söz konusuydu ve Kuzey Irak’taki egemen yapıyla PKK çatışma halindeydi. Örgüt ortaya çıktığı zaman ilk yaptığım şey kurulması düşünülen devletin yapısını araştırmak oldu. Ekonomik gücü yok denilecek düzeydeydi ve şunu söyledim: Bir devlet kurarsanız bir şeyi başarmış olursunuz: Dünyanın en fakir ülkesini sondan ikinci sıraya atıp birinci siz olursunuz. Örgütü güçlendiren ve bölge halkını devlet karşıtı çizgiye çekenlerin ülkeyi böldürmeyeceğini söyleyenler oldu. Devletin izlediği politika herkesi karşı tarafa itecek cinstendi.

***

- PKK’ya karşı izlenen politika onları güçlendirdi.

- CIA öyle istiyordu. Onların aklıyla Türkiye bu hale geldi.

 

12 Eylül öncesi ne sağcılar ne de solcular ülke yönetimini ele geçirecek güçteydi. Nitekim anayasa referandumunda halkın yüzde doksanından fazlası evet oyu vererek bu güçlere karşı olduğunu göstermiştir. Ayrıca devlet kurumlarından hiçbiri bu sokak çocuklarıyla aynı görüşü paylaşmıyordu. Şöyle olmasını bekledim. Milliyetçi kanadın yöneticileri solculara “Sizi ciddiye almıyorum. Hem sözleriniz tutarsız hem de gücünüz sıfıra yakın. Ülke ciddi bir sorunla karşılaşırsa canımızı vermeye hazırız ama sizin gibi el uşaklarını etkisiz hale getirmek devletin görevidir” desin. Sonra milliyetçi kanat da aynı oyunun içinde mi yoksa olayı anlayamıyor mu sorusunu sordum. Ama sonuçta her ikisinin de dışında ve onları kullanıp iktidarı ele geçirenler ülke ekonomisini dünyayla bütünleştirdiler. Askeri darbe bir araçtı ve kısa sürede rol oynayanları mükâfatlandırıp asıl hedeflerini gerçekleştirecek düzeni kurdular.

- Milliyetçiler de aynı oyuna geldiler.

- Veya oyuna gelmiş gibi göründüler.

 

Her iki süreçte de başlangıçta kahraman sayılanlar daha sonra farkına varmadan başkalarının amaçlarına ulaşmasına yardım ettiklerini gördüler.

- Sonunda olanı fark ettiler.

- Akevler, Millî Görüş ve Gülenciler legalliğin cidalini yaptı. Onlarla koalisyon yapmamız onlara gerçekleri anlattı.

 

Türkiye’yi yönlendirmek isteyenler şöyle bir strateji geliştirmişlerdi. Yönetimin ve halkın tepki göstereceği bir eylem yapmak ve bu eyleme gösterilen tepkiyi kendi hedefleri için kullanmak. Fransa’nın son olarak çıkardığı soykırıma itirazın suç sayılması yasası benzer bir amaç güdüyor. Söylenen yönde, yani Ermeniler lehine, hiçbir sonuç yaratmayacak bu tuhaf kanunu, dünyadaki büyük değişimin bir aracı olarak kullandılar. Onlara şöyle denilebilirdi: Biz soykırım yapmayı beceremiyoruz. Eğer düşmanlık soy temeline dayandıysa ülkemizde her soydan insan vardı ve biz temizliği tam yapamadık. Eğer din farklılığı sebep idiyse, başta Rumlar olmak üzere, birçok kişiyi olayın dışında tuttuk. Siz soykırımı iyi biliyorsunuz keşke bize o zaman yardım etseydiniz!

- Kışkırtmalarla istediklerini yaptırtıyorlar.

- Kışkırtmaya karşı çıkma yerine aldırmama ve Rum ve Ermenilerle iyi olma. Kapıları açma.

 

Ama o dönemde Ermenilerin başına gelenlerden üzüntü duyduğumuzu ve başkalarına alet olan bazı Ermeni çeteleri yüzünden masum insanları sıkıntıya sokmanın yanlış olduğu, talihsiz olayların Ermenilerle Türkler arasında yüzyıllar süren birlikteliği bozmasına razı olmayacağımız söylenebilirdi. Oyun oynayanın sözleri çöp sepetine atılsın, hedefinin ne olduğu araştırılsın.

- Olan olmuştur. Batı kışkırtması ile böyle olmuştur. İki taraf da oyuna gelmiştir.

- Sermaye ateist Türklere Anadolu’yu bırakıp dünyayı paralı askerle yönetecektir.

 

 

CHP’nin geleceği

4 Şubat 2012 Cumartesi

 

CHP’deki gelişmeler, bu partiye oy versin ya da vermesin, herkes için önemlidir. Ana muhalefet partisi olması yanında geçmişte devletin tek siyasi partisi olması ve bugün bu geçmişi temsil etmesi onun ayrıcalığıdır. Ancak bu partideki köklü değişim kadrolarının ve taraftarlarının isteği ile gerçekleşmemiş, bugüne kadar sırrı çözülemeyen bir operasyonla gerçekleşmiştir.

- CHP önemli ama meçhul operasyon endişe veriyor.

- İttifak anayasasının hazırlanması için yapılandan başkasıyla açıklanamıyor.

 

Son zamanlarda konuşulan ve Baykal’ı ABD’nin 1 Mart tezkeresindeki olumsuz tavrı nedeniyle tasfiye ettiği iddiası gerçekçi görünmüyor. Çünkü Irak’a yapılan harekâtta Türkiye’nin rol alması ya da topraklarımıza yüz bine yakın ABD askerinin konuşlanması gerekmiyordu. O günlerde birçok emekli asker, haritalar üzerinde harekâtı değerlendirip çatışmaların nerede yoğunlaşacağını açıklarken, çıktığım televizyon programlarında ciddi bir çatışmanın olmayacağını söylüyordum ve harekâtın adını “çatapat operasyonu” koymuştum. Bu bir değerlendirme idi ve ABD’nin Irak içindeki yapılanması bunu sağlayacaktı. Sonunda harekât kısa sürede ve hiçbir ciddi çatışma olmadan gerçekleşti.

***

- Irak teskeresi Baykal'ı yedi iddiası doğru değildir. Irak içten fethedilmedi. Çatapat savaşı olmuştu.

- Bu vesileyle ABD Türkiye'yi işgal edecekti.

 

Türkiye’nin harekâta katılmasını ABD’deki bir kanat istiyordu. Diğer kanat Türkiye’nin bölgede bir taraf olmamasını, özellikle Kürtlerle çatışma ihtimalinin olduğu bir sürece dâhil olmamasını istiyordu. Günümüzde bunu destekleyen siyasi görüş iktidardadır ve 1 Mart tezkeresinin intikamı alınmaz. O dönemde Silahlı Kuvvetler’in olaya kayıtsız kalması da ayrıca değerlendirilmelidir.

- Amerika’da cumhuriyetçiler Türkiye’nin savaşa girmesini istiyordu. Demokratlar istemiyordu. Baykal’a bunun için operasyon yapılamazdı.

- Sermaye bunun tarafı idi. O yapmış olabilir.

 

Baykal iç politikada AK Parti ile rekabet ediyordu ama dış politikada bir ayrılığın olduğu söylenemez. Mesela AB üyeliğine CHP’nin daha yakın olması beklenirken AK Parti daha yakın duruyordu, basında ve kamuoyunda AB üyeliğini destekleyen liberal aydınlar AK Parti’den yanaydı. CHP’deki lider değişikliği aynı zamanda partinin hem ideolojisini hem de hitap ettiği kitleleri değiştirmek amacını taşıyordu. Sonuç olarak CHP bugüne kadar savunduğu resmi ideolojiden vazgeçmiş ve hedefini bir düşünceyi savunmak olarak belirlememiş, iktidara gelmek için her yolun mubah olduğunu kabul etmiştir. Kılıçdaroğlu ise herhangi bir alternatif ekonomi ya da dış politika üretememekte, Erdoğan’ın sözlerine cevap yetiştirmektedir. Ekonomi politikası ise seçmene vaat olarak belirlenmiştir ve herhangi bir strateji içermemektedir.

- Baykal Batıcı idi. AK Parti’ye yakındı. Kılıçdaroğlu’nun herhangi yeni ekonomik veya dış siyaseti yoktur, Erdoğan’a çatmadan başka.

- Meçhul adama gelir. Meçhul olarak gider. CHP yit değişdremez.

 

Yeni CHP yönetimini araziyi düzeltmek için kullanılan bir buldozere benzetiyorum. Bir güç onu savunduğu ideolojiden uzaklaştırıp yeni bir dünya görüşünü savunmasını istemektedir. Çünkü dünyada köklü bir değişim yaşanmaktadır ve eski düşünceler geçerli değildir.

- CHP araçtır. Yenidünya görüşüne araç yapılıyor.

- Yeni düzen yeni anayasada görülecek. Çiçek bu işi yapacak.

 

Eğer bugünkü yönetim araziyi düzelten buldozer ise görevi sona ermiştir ve yeni bir yönetim gelecektir. Bu kadro ekonomiyi sadece vaat etmek olarak anlamayacak yeni bir ekonomik görüş inşa edecektir. Piyasa sadece bir araç olacak ve sonuçları belirlemeyecektir. Finans kesimi ekonomiye yön vermeyecek aksine devletin bir aracı olacaktır. Bu piyasa mekanizmasının iflası olarak algılanamaz. Geçmişte ekonominin hedeflerini ve ulaşacağı yeri de belirleyen piyasa ve finans kesimi iken strateji devlet tarafından belirlenecek, piyasa mekanizması bir araç olarak varlığını sürdürecektir. Dış politika ise değer yargılarıyla değil, hesapla belirlenecektir. CHP’nin yeniden şekillenmesini, Türkiye’ye hizmet etmesini dilerim.

- Yeni yönetim gelecektir. Ekonomiyi devlet yönlendirecek, piyasa araç olacaktır. CHP bu görevi yüklenebilir.

- Bu partiler bu işi yapamaz. Adil Düzen Partisi'ni kurmalıyız. Devlet satılık mala karşı para çıkaracak, genel hizmeti ve nakliyeyi yapacak. Piyasa üretecek tüketecek, ticaret yapacak.

 

 

Yorum:

 

Osmanlı imparatorluğunu yıktılar. Lozan’da mirası taksim edildi, borç ve alacaklar paylaşıldı. Şimdi Lozan’ı yok sayıp Sevr’i devreye sokuyorlar. Sermaye bunu sokuyor. Çünkü Sermaye Türkiye’nin ateist olması şartıyla o barışı sağladı. Oysa Türkiye dinsiz olmadı. Gizli anlaşma hedefe varmadı. Yeniden Sevr istiyorlar.

Sermaye önce İslamiyet’i kökünden kaldırmak istedi. Bunu başaramadı. 1960ta Türkiye’de ordu dinsizlik yapacaktı. Yapmadı. Bunun üzerine Sermaye siyasetini değiştirdi. İslam inanışı ve ibadeti olsun ama şeriatı olmaz. Demirel bununla görevlendirildi. Erbakan buna karşı çıktı. Adil Düzen’i boğup Demirel’in siyasetini AK Parti’ye yaptırmaktadırlar. Dünyada şimdi yapmak istedikleri Kur’ân’ı sadece kutsal kitap kabul edip şeriat kitabı almamaları halinde tekrar eskisi gibi süper güç yapacaklarını vadediyorlar. Diğer süper güçler içine Müslümanları da sokacaklar böylece denge oluşturacaklar.

Sermayenin huyu vardır, yenemeyeceğini görünce hemen vazgeçip onu yeneceklerin yanında yer alır onu kendisine uygulamaya çalışır. Üçüncü bin yıl uygarlığı Adil Düzen uygarlığı olacaktır. Bizim ortaya koyduğumuz gerçek Adil Düzen mi olacak yoksa Pavlus’un Hıristiyanlığı veya Emevilerin İslamiyet’i gibi bozulmuş Adil Düzen mi olacağı belli değildir. Allah böyle takdir etmişse sermaye Adil Düzen’i benimseyerek tahrif edecek ve insanlığa kabul ettirecektir. Akevler Adil Düzen çalışanları Hz İsa gibi unutulacak veya başka bir şey olarak anlatacaklardır. Biz hiç taviz vermeden devam edeceğiz. Görevimiz budur. Kalanı Allah’a aittir.

 

Süleyman Karagülle






Sayı: 138 | Tarih: 5.02.2012
Ahmet Hakan
Ben bir imalat hatasıyım
Tornadan çıkma nesiller
1288 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
“Dindar nesil” ile “altın nesil” arasındaki fark
Kur’an nesli ütopyayı gerçek kılar
1220 Okunma
6 Yorum
Tayibet Erzen
Ruhat Mengi
Dürüst olmak için ‘dindar’ olmak şart mıdır?
Gençlik
1086 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma
Zülfü Livaneli
Tüneldeki adam
Son tünel operasyonu
1072 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Şevket Eygi
Mecburî Din Dersleri Aldatmacası
Ağaç Yaşken Eğilir
1033 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Görüntü ve gerçek
Sermayenin Türkiye planı
1019 Okunma
Süleyman Karagülle
Hüseyin Gülerce
Abdi İpekçi-Soner Yalçın
Boşa Vakit Harcamamak
1001 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler