20 OCAK 2012
Müslümanların baş önderi Âhirzaman Peygamberi Resûl-i Rabbülâlemîn Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemdir.
O, Kıyamete dek Müslümanların değişmez önderi, seyyidi, reisi, kaidi, rehberi, mürşididir. İslam dininin, Kur'anın tamamını insanlığa tebliğ etmiştir, daveti Kıyamet'e dek devam edecektir.
Onun bütün Ashabı, âli, Ehl-i Beyti muhteremdir. Allah onların hepsinden razı olsun.
Biz Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanları, hiçbirini dışlamaksızın bütün Ashabı severiz, onlara hayır dua ederiz.
Ashab derece derecedir.
Ashab kuşağından sonra insanların hayırlıları Tâbiîn, onlardan sonra Tebe-i Tâbiîndir.
İslam'ın ilk çağında Ashab arasında geçmiş ihtilaflar konusunda kesin hüküm vermeyiz, onların bir kısmını dışlamayız, mahkum etmeyiz. İşin encamını Mahkeme-i Kübra-yı ilahiyeye bırakırız, bin dört yüz önce dökülmüş kanlara dilimizi ve kalemlerimizi bulaştırmayız.
Hz. Ali efendimizi çok severiz. İsm-i şerifini camilerimize levha yapıp asmışızdır.
İlk üç kuşağa Selef-i Sâlihîn denir, dinde rehberlerimiz onlardır.
Dört fıkıh mezhebinin mutlak müctehid imamlarına çok hürmet ederiz.
Mezhepleri devam etmemiş diğer müctehid imamlara da büyük saygı besleriz.
İtikatta İmamı Eş'arî ve İmamı Mâturidî hazretlerini imam biliriz ve kendilerini çok severiz.
Allah müctehid imamlarımızın hepsinden razı olsun, Kitaptan ve Sünnetten dinimizin ve Şeriatımızın en küçük hükümlerini bile çıkartmışlardır.
Her asırda gelip geçmiş ve İslam'a, İman'a, Kur'ana, Sünnete,. Şeriata hizmet etmiş ihlaslı, taqvalı, icazetli din imamlarına, allâmelere, alimlere, fakihlere, müfessirlere, muhaddislere ve diğer ulum-i islamiye hocalarına minnettar ve müteşekkiriz. Hepsini severiz, sayarız, hürmet ederiz.
İcazetli tasavvuf mürşidlerine de büyük hürmetimiz vardır.
Biz Ehl-i Sünnet Müslümanları dinimizi, imanımızı, Şeriatımızı, Kur'anımızı, Efendimizin Sünnetini böyle alim ve fazıl kimselerden öğreniriz.
Biz Sünnî Müslümanlar dinimizi:
1. Yalancıktan Müslüman görünen İbn Sebe'lerden,
2. Doğru yoldan çıkmış Haricîlerden,
3. Nice temel konuda yanılmış olan Mutezile mezhebi mensuplarından,
4. Firak-ı dalleden,
5. Gülüvve sapmış alimlerden,
6. Farmason sarıklılardan,
7. Ekber Şah gibi ekferlere yağcılık yapan, Allah'ın ayetlerini ucuza satan sapıklardan,
8. İmanın altı temelinden biri olan kaderi inkar edenlerden,
9. Mucizeleri inkar edenlerden,
10. Kur'anla sabit olan mi'racı inkar edenlerden,
11. Kemalist ilahiyatçılardan,
12. Fıkhı inkar eden mezhepsizlerden,
13. BOP'çulardan,.
14. İslam'ın Allah katında tek hak, makbul, geçerli din olduğunu inkar edenlerden,
15. Sahih hadisleri Feminizm sapık ideolojisine, AB normlarına ve Batı medeniyeti ölçülerine göre ayıklamaya cür'et edenlerden,
16. Kur'anın bazı kesin ayetleri tarihseldir, artık bugün geçerli değildir diyen Fazlurrahman mezhebi bağlılarından,
17. İslam ile Kemalizmi bağdaştırmaya ve uzlaştırmaya çalışan sözde ilahiyatçılardan... öğrenmeyiz.
Farmasonlar, Kemalistler, reformcular bize din imamı ve önder olamaz.
Ashab-i kirama kafir, münafık, yalancı diyenler bize din hocalığı taslayamaz.
Üç ibrahimî hak din vardır, üçünün mensupları de ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyenlerden din dersi alacak kadar ahmak ve mecnun değiliz.
Sarıklı Farmasonları din önderi, din imamı, kılavuz, rehber, mürşid seçenler büyük bir yanılgı ve sapma içindedir.
Ehl-i Sünnetin doğru ve pak yolundan saptırdıkları Müslümanların vebali onların üzerine olacaktır.
Bütün Müslüman kardeşlerimi nâçizane hitap ediyorum:
İcazetli Rabbanî alimlerin, kamil mürşidlerin peşinden ve yolundan gidelim.
Sarıklı Farmasonların yolundan gitmeyelim.
Selametimizi, necatımızı, kurtuluşumuzu, ebedî saadetimizi tehlikeye atmayalım.
* (İkinci yazı)
Çok Açık Yazıyorum
BAZI Düşünce ve görüşlerimi açıkça yazıyorum:
1. İstanbul'un ideal nüfusu beş milyonun altında olmalıdır. İstanbul daha fazla nüfusu kaldırmaz.
2. Şu anda İstanbul yirmi milyonu geçmiştir. Çılgın projelerden sonra kırk milyon olacaktır.
3. Boğaz'a üçüncü köprü değil, on köprü daha yapılsa bu şehrin trafik derdi halledilmez.
4. Üçüncü köprü birilerine yüz milyarlarlarca dolar rant kazandıracaktır.
5. Yetmiş iki milyon nüfusu olan büyük bir ülkenin halkının şu anda dörtte birinin bir şehirde toplanması büyük bir dengesizliktir.
6. Türkiyenin bir kısmı boşaltılmaktadır. Niçin? Bu sorunun cevabını araştırın.
7. Bütün dünya nükleer santral yapımından vaz geçmiştir, şu anda çalışanların çoğunun da kapatılması için plan program yapılmıştır.
8. Geçen cumartesi dev bir trafo patladı ve yirmi milyonluk İstanbul karanlıkta kaldı; trenler, tramvaylar, metrolar çalışmadı, doğalgazlar yanmadı, hayat felce uğradı.
9. İstanbul'da büyük bir zelzele olursa onun yaraları sarılamaz, Türkiye çöker.
10. Çarpık yapılaşma yüzünden, depremden sonra halkın çadır kuracağı yeterli alan bırakılmamıştır.
11. Ben bir vatandaş olarak gökdelenlere de karşıyım.
12. İstanbul'un nüfusu mutlaka beş milyona indirilmelidir.
13. Bu indirme beşerî yatay irade ile yapılmazsa, dikey küllî irade ile olacaktır.
14. İstanbul'da şu anda yedi küsur şiddetinde bir zelzelede yıkılıp tuzla buz olacak yüz binlerce bina vardır. Bunlar en kısa zamanda tahliye edilmelidir.
15. Yedi küsur şiddetindeki zelzele ile yassıkadayıf gibi yerle bir olacak binaların tespiti işi Japonlara ve Alman firmalarına verilmelidir.
16. En az bin aydının ve uzmanın imzasıyla bir deprem uyarısı beyannamesi hazırlanıp yayınlanmalı, idareciler ve halk beklenen felakete karşı uyarılmalıdır.
17. Hiçbir alçak ve şerefsize, zelzele rantı konusunda en ufak bir ümit bile verilmemelidir.
18. En kısa zamanda zelzele ve afet konusunda uzman olan 25 âqil ve namuslu zattan radikal bir rapor istenmelidir.
19. Bir trafo patlıyor, İstanbul'un bütünü saatlerce karanlıkta ve soğukta kalıyor... Şiddetli bir yağmur yağıyor, her şey allak bullak oluyor (Ayamamaderesi taşkınını unutmadık!..)... Kar yağıyor, hayat felce uğruyor... Büyük bir alışveriş merkezinde veya bir depoda yangın çıkıyor, bütün itfaiyeler beş altı saatte söndüremiyor... Peki büyük bir zelzele olursa, Boğaz'da patlayıcı ve parlayıcı madde taşıyan iki gemi çarpışırsa, depremden sonra (uzmanlar öyle tahmin ediyor) yirmi bin yerde yangın çıkarsa bu şehrin, hayatta kalan halkın, ölülerin hali ne olacaktır? Depremzedeler nerede çadır kurulup barındırılacaktır? Onlara nasıl ekmek ve su verilecektir. Onların tuvalet ihtiyacı nasıl halledilecektir? Felaket kışın gelirse onlar nasıl ısınacaktır? Yaralılar nerede tedavi edilecektir? Ölüler nereye ve nasıl gömülecektir?..
İnşaallah bu yazıma gücenen olmaz.
Dost acı söylermiş.
Yazının devamı için tıklayınız.
Yorum:
Yeni İçtihat Gerekli
Dört fıkıh mezhebinin mutlak müctehid imamlarına hürmet ederiz. Bu ifade doğrudur. Fakat onların içtihatları o zamanda yaşamış insanları kapsar. Çünkü eğer böyle olmasa Kuran peygamberimiz zamanında yorumlandığı gibi kalırdı. O zaman Kuran’a ihtiyaç olmazdı. Kuran tüm zamanlara hitap eden dinamik bir kitaptır.
Biz şuan günümüz sorunlarına baktığımız zaman bu müctehid imamların dediklerine de bakar sonra kendi içtihatımızı yaparız.
“Kitaptan ve Sünnetten dinimizin ve Şeriatımızın en küçük hükümlerini bile çıkartmışlardır.” Demektedir. Bu o müctehidlerin o zamanıyla ilgili her konu olabilir. Fakat şimdiki sorunlarımıza cevap verdiği söylenemez. O yapılan hükümler günümüz sorunu için geçerli olmayabilir. Örneğin sigara ilk çıktığında zararları henüz bilinmediği için mekruh denilmiş. Şimdi ise tamamen haramdır. Çünkü hiçbir faydası yoktur. Sadece zararı vardır. Kısacası biz onlardan sadece yararlanabiliriz. Yazarım gibi birçok kişi Kuran’dan yapılanlar eskiden yapılmış, şimdi yapılmasın. Yapılsa da eskiden bu yoktu. Eskilerden siz daha mı iyi bileceksiniz gibi sorularla karşılaşılır. Benim en çok üzüldüğüm nokta ilahiyat fakültesinde olup da bu tür sorunlar için doğru, yansız Kuran’a dayalı hükümlerin çıkarılmamasıdır. Halkı doğru bilgilendirmemeleridir.
İstanbul depremi için tüm belediyelerin çözüm önerileri alınıp, biran önce bunları gerçekleştirmek için çalışmalara geçilmesi gerekir diye düşünüyorum. Türkiye’nin kalbi İstanbul’dur. Bu çok önemli olaya bir an önce ele alıp gerçekleştirirlerse iyi olur. Yoksa bu şekli ile deprem olursa Türkiye bitmiş demektir. Dilerim, önlemler alındıktan sonra beklenen deprem gerçekleşir.