‘Hâkimler kararlarıyla konuşur’ ilkesi yıkıldı
1932 Okunma, 17 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

21.01.2012

Şu cümle, son dönemin en büyük klişelerinden biri haline gelmişti:

“Hâkimler kararlarıyla konuşurlar.”

Fakat gelin görün ki...

Hrant Dink Davası’nda bu klişe, yer ile yeksan oldu.

Davanın hâkimi, kararıyla konuştuktan sonra da konuşmaya devam etti.

* * *

Bazen hâkimler öyle kararlar verirler ki...

Vicdanları ayağa kaldırırlar.

Vicdanlar ayağa kalkınca da...

Kararla konuşmak yetmez, karardan sonra da konuşma zorunluluğu doğar.

Allah hiçbir hâkimi kararıyla konuştuktan sonra da konuşmak durumunda bırakmasın.

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

 

Yorum:

Etnosantrizm

Hrant Dink öldürüldü ve hakim Yasin Hayal’e cezayı verdi, Erhan Tuncel’i beraat ettirdi. Oysa Erhan Tuncel Zaman gazetesine kendi el yazısı ile bu cinayetin örgüt işi olduğunu yazan bir mektup gönderdi. Ancak hakim örgüt olduğuna dair delil yok dedi. Bunların hepsi düşünmeye değer mevzular. Günümüz hakimlik sistemi her zaman bu garipliklere sebep olacaktır. Eğer hakimi değil hakemi taraflar seçseydi Hrant Dink’in ailesi bu kadar gerilecek miydi? Elbette hayır. Kendi güvendiği hakemini seçecekti ve hüküm verilince daha rahat olacaktı. Yine de hakem yanlış karar verdi diye düşünürse bu sefer hakemi hakeme verebilecekti.

Gözden kaçan çok önemli bir diğer nokta daha var. Ogün Samast gibi genç bir delikanlı nasıl oluyor da gözünü kırpmadan hiç tanımadığı bir adamı öldürüyor. Nasıl oluyor da gencecik çocuklar Malatya’da bir kitapevinde Hıristiyanların boğazlarını gözlerini kırpmadan kesiyor ve keserken de hatıra olsun diye kameraya kaydediyorlar. Bu genç çocukları bu hareketlere iten sebepler ne?

Etnosantrizm ırkçılık demektir. Kendi etnik kökenini merkeze almak demektir. Irkçı kendi etnik kökenini ön plana alır. Diğer etnik kökenlere karşı düşmanlık besler. Irkçılık fikri genç beyinlere doğrudan ırkçılığın güzel yönleri anlatılarak ekilmez. Önce bir düşman belirlenir. O düşmanın kendileri için ne kadar tehlikeli olduğu anlatılır. Sonra değişik delillerle düşmanlık tohumları filizlendirilir. Artık o genç delikanlı hazır bir silahtır. Düşman ırktaki kimseyi öldürmesi onun için en büyük sevaptır. Hedef belirlenir, silah ve diğer malzemeler hazırlanıp delikanlının eline verilir ve yapılması gereken emredilir ve delikanlı görevini gerçekleştirir. Gider bir rahibi öldürür, gider Hıristiyanları sandalyeye bağlar, boğazlarını keser, gider Hrant Dink’i öldürür. Bunların hepsi aynı kaynaktan çıkmadır. O kaynak, örgütün ırkçılığı kullanan koludur.

Kuran’da çok ilginç bir olayı anlatır. Musa özel ilmi olan bir adamla yola çıktığında karşılarına çıkan yeni ergen bir çocuğu öldürür. Musa şaşırır. Nasıl olur da bir cana karşılık olmadan bir can alınır? Özel ilmi olan şahıs daha sonra Musa’ya bunun sebebini anlatacaktır. İlgilenenler Kehf suresini okuyabilirler.

 

 

Lütfi Hocaoğlu


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
22.01.2012
14:28

Hızır böyle yaparak çocuğa ıslah şansı tanımıyor, çünkü geleceği biliyor. Bu çocuğun kötü olacağını biliyor. Kur'an'da böyle bir kıssa geçiyorsa mutlaka almamız gereken mesajlar vardır. Bizim olaylara bu kadar kati sınırlarda müdahale etmemiz doğru olur mu? Biz Hızır değiliz ama birileri Hızır. Peki kim bu Hızırlar?

Bence çok hassas bir o kadar da önemli bir mevzu. Yargılamadan mahkum etmeye delil gibi bir kıssa.

Zafer Kafkas
22.01.2012
16:00

Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası 4b) "Topluluk hukuk düzeni içinde kişilerin serbest davranışları ile yaşar. Kişilere müdahale edilmez, zarar verirlerse sonra hakemler tarafından tazminata veya kısasa mahkum edilirler. Hakemlerin adil karar verebilmeleri için gözetleyici görevliler vardır. Bunların kayıt ve şehadetleri ile hakemler karar verirler. Halk hakem karalarına kendi istekleri ile uyarlar. Hakem kararlarına uymayanları görevliler etkisiz hale getirirler."

Hukuk düzeni içerisinde olması gereken anayasada geçtiği gibidir. Fakat Lütfi Bey'in ifade ettiği gibi bazı sebeplerle diğer insanlara ve topluluğa zarar vereceği ilmen tespit edilebilen durumlarda zararın ortaya çıkmasını beklemeden zararı ortaya çıkaracak kişilere veya topluluklara müeyyideler uygulanabilir mi?

Lütfi Hocaoğlu
22.01.2012
16:27

Burada önemli olan şu: Biz Musa gibi mi davranacağız, Hızır gibi mi?

Bize örnek olarak verilen Musa. Çünkü şeriat peygamberi ve ayette de can almanın şartını söylüyor: kısas. Normal şartlarda biz ona uyarız. Peki o zaman Kuran bunu niye anlatıyor? Hızır yerine devletin özel görevlilerini koyabilir miyiz? Özel durumlarda bu derin devlet müdahil olabilir mi? Ben de bu konuda tereddütlüyüm.

Bir de burada önemli olan bir ergen çocuğun yönlendirildikten sonra değişmesinde ne kadar zorluk olduğudur. Dikkat edin, terör örgütlerine en çok girilen yaş grubu tam bu yaş grubudur. Adeta nereye çekersen oraya giden bir yaş grubu.

Emine Hocaoğlu
22.01.2012
16:33

Musa ile Hızır arasında geçen olayda Hızır o öldürdüğü çocuğun kötü olduğunu biliyor. Geleceğini Allah tarafından almış olduğu ilimden dolayı biliyor. Devlette de bazı kişileri yargılamaları ya da öldürmeleri eğer o kişi hakkında bilgileri varsa bunu yapabilirler mi? Buna ben yine de katılmıyorum. Derin devlet yine de Hızır gibi olmaz diye düşünüyorum.

Zafer Kafkas
22.01.2012
16:49

Bir kişinin veya grubun ilerde topluma zarar vereceğini psikoloji ve sosyoloji ilimleri ispat edebilirsek Hızır olarak özel görevliler bunlara müdahale edebilir gibi geliyor.

Tayibet Erzen
22.01.2012
21:27

Zafer Bey güzel bir noktadan yakalamışsınız olayı: 'ilmi ispat'. Bu da adı derin devlet olsun, olmasın dış bir müdahil olabileceğinin göstergesidir, bana göre. Hızır olan birilerinin müdahalesinden bahsediyoruz. İlmi yakin ile bilmek gerekir ki, buna siyasi anlamda istihbarat denebilir mi?

Bir de Hz. Muhammed'in başkanlığı döneminde buna benzer bir müdahale olmuş mudur? Bilgi sahibi olan arkadaşlar paylaşırsa sevinirim.

Reşat Nuri Erol
23.01.2012
06:17

"- Kürt halkı dindardır. Aşiret hayatı yaşamaktadır. Aşirette beylerle din adamları birlikte toplulukları yönetir. Medreseleri kapatır, aşiret başkanlarını tehcir ederseniz PKK doğar."

Süleyman Karagülle (Üstad'ın bu haftaki Mahir Kaynak YORUM'undan)

-Bu YORUM anlayanlara çok şey anlatıyor...

-PKK'yı devletin kurduğu artık ayan beyan biliniyor...

-"ADİL DÜZEN" değil de başka "şey" kurulunca sonuç böyle oluyor...

-PKK bu merhalede kimin emrinde, kimin güdümünde, kime/neye hizmet ediyor?..

*

SONUÇ: Her şey Allah'tan; acaba Allah bu sonuçtan ne murad ediyor, düşünelim, tesbit edelim ve gereğini yapalım...

Teklif: HIZIR tartışmalarına bir de bu pencereden, bu açıdan baksak; ne dersiniz, dostlar...

*

NOT: Tayibet ve Zafer kardeşlerin işaret ettikleri noktalar da çok önemli, SİYER kaynaklarında o konularda bilgiler var; üzerinde çalışıp EMEK vermek, değerlendirmek ve SONUCA ulaşmak gerek...

HÜLASA: Tek çare, tek çözüm "ADİL DÜZEN"

*

Şimdilik bu kadar.

selam ve dua ile..

Mete Firidin
23.01.2012
13:08

Hızırlar gibi olmak için Allah tarafından gaybın bildirilmesi gerekir.

Tayibet Erzen
23.01.2012
13:47

Ya da geleceği iyi derleyebilecek bir ileri görüşlülük. Siyasi öngörüden çok ilmi bir dayanakla yapılması gerektiğine inanıyorum. Mete Bey kızacak ama bu bana Azınlık Raporu filmini anımsattı.

Zafer Kafkas
23.01.2012
23:05

Çok hassas bir konu. İleride zararı dokunacak olanların tespiti Tayyibet Hanımın dediği gibi ilmi yakin ile olmalı ki hataya düşülmesin. Ülkemiz bunu yaşadı belki halen yaşıyoruz. Birtakım yaftalarla fişlenen insanlarımız ülkemiz için tehlike olarak addedildi ve ülkenin bekası ve selameti için çeşitli zulümlere maruz kaldılar. Bu işi bu şekilde keyfiyetten çıkarabilmek ve bir ilmi metodolojiye oturtabilmek kolay olmasa gerek ama bencede doğru yöntem bulunabilirse Hızıra nispet bir birim müdahil olup gelecekte insanlığa zararı olacakları rehabiliteye alabilir veya başka bir şekilde üstlerine gidilebilir.

Tarihten Hariciler örnek olarak verilebilir mi? Bunlar birtakım argümanlara sarılarak müslüman kanını helal görmüşler ve her tarafı müslüman kanı ile boyamışlardı. Eğer bunların bu sakat düşüncelerinin ileride insanları katletmeye götüreceğini tespit edebilecek ilmi bir metot olsa idi bunları engellemek için faaliyete geçilir miydi?

Reşat Nuri Erol
24.01.2012
07:25

Muhterem Arkadaşlar,

Muhterem Adil Düzen Çalışanları;

Henüz "Adil Düzen" tam HAZIR değilken..

Başımıza bir de HIZIR meselesi çıkarmanın sırası mıydı?.

Ne olacak şimdi?!.

*

Şaka bir yana..

Hz. Peygamber 'in bazı uygulamaları var; SİYER kaynaklarında anlatılan örnekler var, çok az olmakla birlikte var...

Ama daha da önemlisi; HIZIR ile Hz. Musa meselesinin geçtiği ayetlerin tefsirini ÜSTAD ile yapmalıyız...

Sonra; bu ayetlerde geçen kelime/kavramlar üzerinde "master ve doktora" çalışmaları yapılmalı...

Bunun için de çağımızdaki müsbet ilimler ile çağdaş uygulamalar üzerinde durulmalı...

*

selam ve dua ile...

Mete Firidin
24.01.2012
07:33

Bence en güzeli şeriatı uygulayıp, Allaha güvenip dayanmak. Başka yol mutlaka telafi edilemez hatalara sebep olur.

Kaş yapayım derken göz çıkarılabilir. Bunu kötüye kullanacak insanlar ve cinler çıkabilir.

ziya küçük
24.01.2012
08:59

Mete beye katılıyorum. Riske girmeye gerek yok.

Emine Hocaoğlu
24.01.2012
21:19

Ben de Mete Beye katılıyorum. Şeriata göre davranmak gerekli diyorum. Ayrıca Hızır gibi insanlar günümüzde mevcut fakat onlar kendilerini gizlemektedirler. Onlar gerçekten Allah’tan aldıkları özel bir ilimle birçok şeyi bilip, müdahale etmektedirler. Belki bu Kuran’da geçen Musa Hızır meselesi böyle kişilerin olduğuna inanmamız için olabilir diye düşünüyorum.

Reşat Nuri Erol
25.01.2012
10:22

hayata/hayatımıza bir bütün olarak baktığımızda; hayatımızın çok önemli merhalelerinde "tesadüf" diye bir şeyin olmadığını, hep "tevafuklar" olduğunu görürsünüz... altmış yıllık hayatımda böylesi nice "tevafuklar" var, nicelerini bizzat yaşadım... nitekim "HIZIR" mesabesindeki bu tevafuklardan bazılarını birlikte yaşıyoruz... biraz düşünürseniz ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız... selam ve dua ile... reşad

Reşat Nuri Erol
26.01.2012
08:48

HIZIR...

MESİH...

MEHDİ...

ve

HADİ...

ADİL DÜZEN...

*

bugün sadece kelimeler/kavramlarla...

yorum yok..!

*

selam ve dua ile..

reşad

Lütfi Hocaoğlu
28.01.2012
20:41

Burada bir yorum daha vardı. Ancak yorumun içinde geçen bazı işaretler nedeniyle görünmediği gibi, yazıyı da görünmez yapıyordu. Bu nedenle yorumu inaktif etmek zorunda kaldım. Yorumu Cengiz bey yapmıştı. Yorumunu tekrar koyarsa sevinirim.





Sayı: 136 | Tarih: 22.01.2012
Ahmet Hakan
‘Hâkimler kararlarıyla konuşur’ ilkesi yıkıldı
Etnosantrizm
1932 Okunma
17 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Hüseyin Gülerce
Ergenekon Ruhu Geri Mi Döndü?
Güven İçinde Olmak
1247 Okunma
Zafer Kafkas
Zülfü Livaneli
Dünyanın umudu
İki DÜNYANIN UMUDU
1135 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mehmet Şevket Eygi
Müslümanların Önderleri Kimlerdir?
Yeni İçtihat Gerekli
1130 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ruhat Mengi
İran-İsrail kapışırsa..
Yorum yok
1106 Okunma
Vahap Alma
Mahir Kaynak
Geleceğin tahmini
Gelecek Adil Düzen’in olacaktır
1076 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
Hem Hrant’ı andık, hem uçup giden umutlarımıza, k
Aklınız daha önce neredeydi?
1060 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler