25.08.2011
BODRUM’da tatil yaparken “yakalanan” BDP’nin en şahin milletvekillerinden Bengi Yıldız’a karşı şefkat hissiyle dopdoluyum.
Neden mi?
Çünkü benim şöyle bir huyum vardır:
Çok istedikleri halde, sırf “ideolojik pozisyonları” gereği kamu önünde hayatın güzelliklerini yaşayamayanlara karşı her zaman şefkat duymuşumdur.
Düşünsenize: Adam Bodrum’da tekne turu yapmak istiyor.
Biraz kum, biraz deniz, biraz uyku... Bütün istediği bu...
Ama “Biz burada kara Kürtler için mücadele verirken sen tutmuş beyaz Türkler ile hemhal olmuşsun” türünden laflara maruz kalmamak için kendini tutuyor.
Sonra dayanamıyor, her türlü riski göze alıp bir cesaret atıyor kendini Bodrum’a...
Küçük bir “kaçamak” yapacak. Kızgın kumlardan serin sulara dalacak. Gözü gönlü açılacak.
Şöyle birkaç günlüğüne de olsa “Dağ / Özerklik / İmralı / Kandil / Karayılan / Baydemir / Barış” gibi sözcükleri işitmeyecek.
Ama o da ne?
Mavi suların ortasında tam da “biralama” yapıp hafiften gönül eğlendirirken yakalanıveriyor bizim “talihsiz şahin”...
Adamcağızın düştüğü duruma bakın:
Türk şahinleri “Şahine bak şahine” diyecekler. Kürt şahinleri şimdilik “Yuh sana” demekle yetinecekler. Yeni muhafazakâr şahinler, “İşte bunlar böyle” diyecekler... Ilımlı Kürtler “Çökertme Bengi” diye lakap takacaklar. İmralı “Ulan Bengi... Ulan Bengi... ” diye diş bileyecek.
Yazının tamamı için tıklayınız.
Yorum:
Koyu Müslüman (!) BDP'li vekiller
Çok fazla Kürt tanıdım, tanırım. Tanıdığım Kürtlerden ezici bir çoğunluğunu sevmişimdir, severim. Bunun nedeni onların büyük bir çoğunluğunun İslamiyet'e karşı son derece bağlılıklarıdır. O kadar samimidirler ki bu konuda, linç etseniz dönmezler inançlarından.
Elbette onların içinde de inançsızları, kötüleri, her türlü bozulmuşu vardır. Ancak bunlar sayıca azdırlar ve bunların çoğu da İstanbul gibi ortamlarda bozulmuşlardır.
İlginç olan, BDP'ye oy veren koyu Müslüman Kürtlerdir. Beş vakit namazını aksatmayan, inancında son derece samimi olan, yalan söylemeyen, harama girmeme konusunda son derece titiz olan bu Kürtlerin BDP sevdaları çok şaşırtıcıdır.
Sorarım bu insanlara, BDP'ye oy vererek seçtikleri milletvekillerinden kaç tanesi namaz kılmaktadır. Bırakın namaz kılmayı, kaç tanesinin alnı secdeye bir kere değmiştir. Kaç tanesi oruç tutmaktadır.
Ramazan ortasında sahillerde birasını yudumlayan Bengi Yıldız'ı BDP muhtemelen ve mecburen ihraç edecek, sanki diğer milletvekilleri çok farklıymış gibi. Sanki daha yakın zamanda BDP'li belediye yaptığı düğün salonuna Zerdüştlüğün kutsal kitabı olan Avesta adını vermedi. Sanki bir başka BDP belediyesi yaptığı parka Zerdüşt heykelleri yerleştirmedi. Sanki daha yakın zamanda BDP'liler ezanı Kürtçe okuyalım demediler. Sanki daha yakın zamanda alternatif cuma namazı kılan namaz acemisi BDP'liler komik duruma düşmediler. Bu örnekler bilinen örnekler. Daha bilinmeyen, duyulmayanları nicesi.
BDP'ye üye olan, oy veren pek çok samimi Kürt BDP'yi asıl yönetenlerin İslamiyet'e karşı duydukları rahatsızlığı bilmiyor olabilirler. Onların da artık uyanması gerekmektedir.
Tarih tekerrürden ibarettir. Osmanlı zamanının Jön Türklerinin bir benzeri artık Jön Kürtler vardır. Bunlar yaşamında ve inancında Müslüman değillerdir ama Müslüman Kürtleri kullanmak istemektedirler. Ancak artık zaman eski zaman değildir. Artık ne yapsalar açığa çıkmaktadır. Gizleyememektedirler ve iç yüzleri ortaya dökülmektedir. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar Kürtler onlara meyletmeyeceklerdir. İnancında samimi Kürtler her zaman inancında samimi olanlarla beraber olacaklar, ırkçılık yapmayacaklar ve ırkçılık yapmayanlarla kardeş olacaklardır.
Hz. Nuh Allah'tan ehlinin tamamının kurtulacağının sözünü almıştı. Ancak oğlu boğulunca şok oldu ve Allah'a seslendi. 'Hani ehlimi kurtaracaktın' deyince o şamar gibi cevabı aldı: 'O senin ehlinden değildi.' Bir inanç sahibinin ehli ve kardeşi kendi ırkından olan kimse değildir. Onun ehli ve kardeşi kendisiyle aynı inanca, aynı hedefe sahip olan kimselerdir.
Allah hepimize uyanmayı, doğru yolda olmayı ve doğru yola girdikten sonra sapmamayı nasip etsin.