Bir Medeniyet Değiştirme Mâcerası...
1386 Okunma, 1 Yorum
Mehmet Şevket Eygi - Milli Gazete
Emine Hocaoğlu

 

 

16 TEMMUZ 2011

Medeniyetin sadece binayla, yolla, köprüyle, barajla, zenginlikle, lüksle, uçakla, trenle, cihaz ve âletlerle olduğunu sananlar medeniyet nedir bilmiyorlar.

Bir medeniyetin elbette binaları, yolları, limanları, barajları olur ama onlar medeniyetin kendisi değil, maddî meyve ve eserleridir.

Asıl medeniyet:

Adalettir... İlimdir irfandır... Ahlak ve fazilettir... Güvenliktir...

Ne güvenliği?.. Can güvenliği, Mal güvenliği... Irz, namus ve nesep güvenliği... Din, inanç, inandığı gibi yaşamak güvenliği... Kimliğini koruyabilme güvenliği... Fizikî ve ruhî sağlığını koruyabilme güvenliği...

Halkın aldatıldığı, çeşitli afyonlarla uyuşturulduğu bir yerde gerçek medeniyet yoktur.

Ne vardır?.. Medeniyetin karikatürü vardır.

Bir toplum zengin edebî ve yazılı bir lisana sahip değilse binayla minayla medenî olamaz.

Tarihsiz toplumlar medenî değildir.

Yabancılaşmış toplumlar da...

Adamın 150 bin dolarlık otomobili, bir milyon dolarlık meskeni, cebinde en lüksünden telefonu, aylık 20 bin dolar geliri var ama o adam dedelerinin ve atalarının mezar taşlarını okuyamayacak derecede kara cahilse ona medenî denilebilir mi?

Bizim eskiden kendimize mahsus bir medeniyetimiz ve kültürümüz varmış.... mış!..

Birileri bu medeniyeti değiştirmek, halkı başka bir medeniyetle medenîleştirmek istemişler. Medeniyet değiştirme ameliyatında başarılı olamamışlar...

Eski medeniyetimizin merkezi İstanbul idi.

İstanbul bir edebiyat, tarih, kültür, sanat merkeziydi.

Bir İstanbul ahlakı, görgüsü, edebi vardı.

Selanikliler bunları değiştirmek, yerine bir Selanik kültürü ve medeniyeti getirmek istediler. Başarılı olamadılar.

Ortaya, atalarının mezar taşlarını okuyamayan bir toplum çıktı.

İlim irfan, ahlak fazilet, sanat hikmet çöktü.

Çöpe atılan değerlerin yerine başka değerler konulamadı.

Halkın büyük bir kısmı yabancılaştı.

Kokuşma korkunç boyutlara ulaştı.

Hürriyet dediler, hürriyetin canına okudular.

Adalet dediler adaleti katl ettiler.

Mâbetsiz yeni bir kent inşa ettiler.

İslam'ı beğenmediler, yerine resmî ideoloji denilen bir heyûlâ ve ucube getirmek istediler.

Gerçek tarihi unutturdular, yerine düzmece bir tarih uydurdular.

Mitolojiler...

Tercüme kanunlarla ailenin ve toplumun temellerini dinamitlediler.

Tevhid'i dışladılar, yerine asrî bir putperestlik getirmek istediler.

En büyük tahribatı eğitim ve maarif sahasında yaptılar.

Halk onların yeni medeniyetini benimsemedi.

Zorla, korkuyla, terörle benimsetmek için bir vesâyet rejimi kurdular.

Bu medeniyet değiştirme macerası esnasında memlekette yerinden oynamadık çivi kalmadı.

Sahte uygarlıkları adına çok kan döktüler.

Uyduruk mahkemeler kurdular, çok adam astılar.

Kütle halinde yargısız infaz yaptılar.

On binden fazla cami, mescit, tekke, medrese, taş mektep, imarethane, başka vakıf binasını sattılar, yıktılar, kiraya verdiler.

Mâbetsiz şehirlerine, manzarayı bozup kirletmesinler diye pejmürde kıyafetli köylüleri sokmamışlardı.

Dalkavuk bir baykuşları "Biz tarihte ilk kez mâbetsiz bir şehir inşa ettik!" diye haykırmıştı.

Eski medeniyetimiz ve kültürümüz gitti, yerine acayip bir uygarlık geldi. Kaba saba, mürekkeb cahil, görgüsüz, edeb erkânsız, hedonist bir sistem.

Ülkenin çoğunluğunu oluşturan Müslümanların büyük bir kısmı bu zorla, şiddetle, terörle uygarlık değişimi ameliyesinin kurbanı oldu.

Halk iki arada bir derede kaldı.

Yeni uygarlığın bayları bayanları sayınları; eski beyler, hanımlar, hazretler kadar terbiyeli ve görgülü değil.

Eski medeniyetin seçkinleri 200 bin kelime, terim ve deyimden oluşan çok zengin bir edebî lisan kullanırlardı. Şimdiki devrim-zedelerin dili birkaç yüz sözcükten ibaret fakir bir lisan.

Başka milletlerin birkaç bin yıl ötesine giden yazılı bir hafızaları var. Bizim hâfıza saatimiz 1928'de durmuş.

Şu zavallılara bakınız: Lüks meskenlerde sefih bir hayat sürmeyi, lüks otolarla gezmeyi, lüks cep telefonlarıyla durmadan konuşmayı, kokuşmayı, bayağı ve âdi bir hedonizmi medeniyet sanıyorlar.

Bir medeniyet değiştirme macerasının hazîn sonu...

Yazının devamı için tıklayınız.

 

Yorum:

 

Yeni Medeniyet Gelecek

 

Tarihe baktığımızda geçmişteki toplumların yıkıldığını ve daha iyi bir medeniyetle karşımıza çıktığını görüyoruz. Biz çalışalım. Allah yolumuzu açar ve inşallah yeni kurulacak medeniyetin oluşmasında bizim de faydamız olur.

Her medeniyetin mutlaka bir sonunun olduğunu Kuran söylemektedir. Kuran’a göre yaşantımızı ayarlamaya çalışırsak ve toplumu Kuranın söylediği gibi sisteme oturtturursak işte o zaman medeniyet kurulmuş olur.

Yazarın tersine binalar ve insanlar için sunulan her hizmetin medeniyet göstergesi olarak düşünüyorum.  Yapılan bu güzel hizmetlerin insanlara sunulan kolaylıklar olarak görüyorum.

Yeni yetişen gençlik çok az kelime kullanmaktadır. Bunun sebebini teknolojinin gelişmesiyle gençliğin çok az okumalarına bağlıyorum. Bütün gençler, mutlaka bir cep telefonuna sahipler ve onları ellerinden hiç düşürmüyorlar. Gençler uygun olduğu için, mesajlaşmayı çok seviyorlar. Üstelik ucuz olsun diye kafalarına göre Türkçeyi kısıtlayarak kendi mesaj dillerini oluşturmaktadırlar. Böylelikle bir taraftan Türkçe bozarken, diğer taraftan da zamanını iyi değerlendiremiyorlar. Gözlemlediğim kadarıyla da çok az kitap okuduklarını görüyorum.

Asıl medeniyetin adalet, ilim ve güvenlik olduğunu ben de benimsiyorum.  Ama bunun olması için insanlar ne yapmaktadırlar. İşte bu noktada Kuran’ı temel alıp ona göre yeni medeniyeti oluşturmaları için çalışmalıdırlar. Bunu ya bizler yaparız ya da başka bir topluluk. Bunun için bizlere, gençlere büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu yeni medeniyeti inşallah oluşturanlar içinde bizler de oluruz.

 

 

Emine Hocaoğlu


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
18.07.2011
12:50

ADİL DÜZEN MEDENİYETİ..

ADİL DÜZEN DÜNYA MEDENİYET...

YAKIN, İNŞAALLAH...





Sayı: 109 | Tarih: 17.07.2011
Mahir Kaynak
Yeni Osmanlıcılık
Allah’ı kimse yenemez.
1656 Okunma
11 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Bir Medeniyet Değiştirme Mâcerası...
Yeni Medeniyet Gelecek
1386 Okunma
1 Yorum
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Aman 90'lara dönmeyelim
Fesattan beslenenler
1192 Okunma
1 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Taha Kıvanç
Tamil Kaplanları mı? Ağzından yel alsın...
Erbakan, Erdoğan ve barış
1060 Okunma
1 Yorum
Ahmet Kirtekin
Ruşen Çakır
BDP boykotu fazla uzatamaz
SAĞDUYUYA DAVET
1038 Okunma
3 Yorum
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler