Bu yazı seçimden bir ay önce yazıldı
1218 Okunma, 2 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

17.06.2011

Ben unutmuştum, Twitter'dan bir dostum uyardı.

10 Mayıs 2011 tarihinde, yani seçimden bir ay önce yazdığım bir yazıya “AKP yüzde 50 alırsa CHP'liler ne yapmalı?” diye başlık atmışım.

Yok canım, “aman da ne öngörülüyüm” falan diye hava atacak değilim.         
Sadece “Enteresan bir tevafuk” deyip geçiyorum.
Fakat baktım ki, o yazıda yazdıklarım, bugünün tartışmalarına “cuk” oturuyor, bari bir kez daha yayınlayayım dedim. İşte “AKP yüzde 50 alırsa CHP'liler ne yapmalı” başlıklı yazı. Tam metin olarak yayınlıyorum:

Diyelim ki...
Seçim gecesi, sandıklar açılmış ve ortaya
“AK Parti: Yüzde 50” gibi bir sonuç çıkmış. 
CHP'liler ne diyecekler? 
-  “Halkımız makarna-kömüre satıldı” mı diyecekler?
-  “Göbeğini kaşıyan adamların ülkesi” diye lügat mi paralayacaklar?
-  “Aziz Nesin'in dediği gibi...” türünden cümleler mi kuracaklar?
-  “Ah din faktörü ah” diye yakınıp duracaklar mı?
-  “Tarikatların gücü” türü değerlendirmeler mi yapacaklar?
-  “Devlet imkânlarını kullandılar” cümlesine mi sığınacaklar?

Açık konuşalım:
Eğer bunlar söylenirse...

BİR: Teşhis yanlış konulmuş olur.

İKİ: Halka ayıp edilmiş olur.

ÜÇ: Bu kafayla sittinsene geçse de iktidar yüzü görmek haram olur.

Diyelim ki...

Seçim gecesi “AK Parti: Yüzde 50” sonucu çıktı.
Bu durumda CHP'liler ne mi demeli?

Şöyle demeliler:

“Yıllarca askere bel bağladık. Yüksek yargıdan medet umduk. Tayyip yasaklansın, AK Parti kapatılsın diye dua ettik. Sahillerimize çekildik. Erzurum'a hiç gitmedik, Batman'ın kapısından geçmedik. Türbanlıyı anlamadık, Kürtlere kulak vermedik. İrtica dedik, laiklik dedik, başka da bir şey demedik. Gelir dağılımındaki eşitsizliği hiç mesele etmedik. Bir gecekonduya gidip bağdaş kurmadık. Sendikalara düşman olduk. Proje üretemedik. Yoksulu düşünmedik”.
Burada bırakmamalılar ve şöyle devam etmeliler:

“Yanlışımızı gördük, altı ay önce yeni bir yola girdik: Yoksullarla tanıştık. Kürtlerle tanıştık. Türbanlılarla tanıştık. İşçilerle tanıştık. İlk defa yoksullar için projeler ürettik. Alternatifler getirdik. Ama yılların algısı, yılların yanlışı, yılların imajı altı ayda değişmez. Hata halkta değil, hata bizim geç kalmışlığımızdadır... Şimdi önümüzde tek yol var: Girdiğimiz yeni çizgiyi halka daha iyi anlatmak için çalışmak. Hem de seçimin ertesi günü başlayarak çalışmak”.

Seçim gecesi sandıktan “AK Parti: Yüzde 50” gibi bir sonuç çıktığında...

Eğer CHP'lilerin ruh halini, bu yaklaşım belirlemezse...

Bundan sonraki bütün seçim gecelerini büyük bir moral bozukluluğuyla geçirmek kaçınılmaz olur.
Henüz hiçbir şey belli değilken ben uyarı görevimi yapayım da, en azından günah benden gitsin.

Yazının tamamı için tıklayınız.

 

Yorum:

Fecr-i kazib

Güneş doğarken meydana gelen aydınlanma olayına fecr denir. Bu fecr doğrudan gerçekleşmez. Önce kısa süreli bir aydınlanma olur, sonra tekrar kararma olur ve arkasından gerçek fecr meydana gelir. Bu gerçek fecre fecr-i sadık (doğru fecr) denir. Gerçek fecrden önce meydana gelen kısa süreli fecre ise fecr-i kazib (yalancı fecr) denir.

Ak Parti üç seçimde de oyunu artırarak seçimi kazandı. Ak Parti bu üçüncü, bana göre de sonuncu iktidarında neler yapacak?

Soru: Faizli düzen ilk iki dönemde var gücüyle devam etti, bankalar en çok kar eden kurumlar oldu. Son dönemde de faizli düzen devam mı edecek?

Cevap: Elbette devam edecek. Çünkü ne Ak parti ne de başka parti faizsiz düzen nasıl kurulur, faizsiz banka nasıl çalıştırılır, bilmiyor ve gerçekleşebileceğini hayal bile edemiyor. Hayal bile edemeyeceği şeyi nasıl yapacak?

Soru: Ak parti Avrupa'nın, Dünyanın en büyük adalet saraylarını inşa etti. Hakim ve savcı sayısını artıracağını söylüyor. Böylece yıllarca süren mahkemeleri sona erdirebilecek mi? Adaleti kısa sürede sağlayacak bir sistemi getirebilecek mi?

Cevap: Dev adalet saraylarının olması adaletin iyi sağlandığını değil, kötü sağlandığını gösterir. Ak Parti çözümü hakimlik sistemi içinde aradıkça asla ve asla çözüme ulaşamayacaktır.

Soru: Çoğunluk demokrasisi devam mı edecek?

Cevap: Ne Ak Partinin ne diğer partilerin ne de bütün dünyanın aklına başka türlü bir demokrasi gelmiyor ki? Bir grubun diğer grubu kendi istediği gibi, diğer grubun istemediği gibi yaşamaya zorladığı çoğunluk demokrasisi dışında bir demokrasi akıllarına bile gelmez, hayal bile edemezler. Hayal bile edemeyecekleri demokrasiyi nasıl getirecekler. Çoğunluk demokrasisinde herkesin hedefi ezici çoğunluk içinde olup diğer tarafı ezmek değil midir?

Soru: Adil bir anayasa yapabilecek mi?

Cevap: İnsan aklı her zaman en iyiyi bildiğini zanneder. Bu nedenle ölüm kötüdür der, idam cezasını kaldırır. Boşanma kötüdür der, boşanmayı zorlaştırır. İnsan böyle düşünerek anayasa yaparsa korkunç bir yanılgı içinde en berbat düzeni getirir. Allah insan için en iyi olanı bilendir. Bu nedenle eğer anayasa Kuran'dan elde edilen delillerle yapılmazsa şimdiki anayasadan çok daha berbat bir anayasa ile karşı karşıya kalırız.

Soru: Ekonomik göstergelerin iyi olduğu söyleniyor. Bu dönemde de ekonomi iyi mi olacak?

Cevap: Ekonomik göstergelerin iyi olması ekonominin iyi olduğunu göstermez. Çünkü sanal bir birim olan karşılıksız paraya, dolara endekslenmiş ekonomik göstergeler sadece göstergedir. Reel değildir. Finans ekonomisi, reel ekonomi diye ikiye ayrılmış ekonomi saçmadır. Faiz düzenidir, zulüm düzenidir. Faizsiz ekonominin gelmesinin tek yolu Kuran'dan delillendirilmiş ekonomik düzenin gelmesidir. Ancak maalesef ne Ak parti ne de başka bir parti bunu hayal bile edemedikleri gibi bunu yıllardan beri anlatan Adil Düzencilerle hayalciler diye dalga geçmektedirler.

Bütün insanlar Adil Düzeni bekliyor. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bütün dünya dört gözle Adil Düzeni bekliyor. Büyük çoğunluğu adını bilmiyor, ama bekledikleri bu. Refah içinde yaşadıkları düşünülen, ekonomik endeksleri yüksek ülkeler bile dört gözle bekliyor. Çünkü o endeksler ortalamadır. Endeks ne kadar yüksekse, az sayıda çok zengin vardır, çok sayıda fakir vardır. O çok sayıda fakir her gün korku içindedir. Açlık ve sefalet korkusu yaşamaktadırlar. Bu nedenle o endeksleri yüksek ülkelerin bu fakir halkları da dört gözle Adil Düzeni beklemektedirler.

Ak Partinin bu son gelişi fecr-i sadık değil, fecr-i kazibdir. Adil Düzen geldiği zaman gerçek fecr doğacak, hak gelecek, adalet gelecek, zulüm sona erecektir.

 

 

Lütfi Hocaoğlu


YorumcuYorum
Vahap Alma
21.06.2011
12:47

Her zaman Adil Düzen'in mükemmelliğinden bahseder dururuz. Faydalarını sayar diğer rejimlerle kıyas yaparız. Genelde de belirsiz bir zamanı işaret ederiz. ''Adil Düzen geldiği zaman'' gibi kelimelerle başlarız cümlemize. Bu, Adil Düzen'in Adil Düzen çalışanları tarafından diğer rejimleri bıçak gibi keserek ve aniden uygulamaya geçirileceği kanısına vardıyor. Halbuki bana göre bu tempoyla ve bu çalışma şekliyle Adil Düzen'in böyle bir ortamda hakim olması mümkün görünmüyor. Bence Ak Parti'nin ilk döneminden, 3. ve son dönemi olan iktidarı, kurulacak olan bir adil bir Kuran düzenine -(adı illa Adil Düzen olmayabilir)- sağlam bir zemin ve geçiş dönemi hazırlatıyor.

Saygılar

Reşat Nuri Erol
21.06.2011
16:00

Vahap Kardeş; ADİL DÜZEN gelmesine gelecek de, -baksanıza, sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada ADİL DÜZEN lehine önemli değişiklikler ve gelişmeler oluyor,- önemli olan bizim yani ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARInın ADİL DÜZEN ile ilgili hazırlıkları yapması... Vesselam...





Sayı: 105 | Tarih: 19.06.2011
Mehmet Şevket Eygi
İslam ile kemalizm uyuşmaz ve bağdaşmaz
Kemalizm ve Atatürkçülük farklı şeyler
1711 Okunma
Emine Hocaoğlu
Ahmet Hakan
Bu yazı seçimden bir ay önce yazıldı
Fecr-i kâzib
1218 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Değişen Türkiye
Değişecek Dünya
1159 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Ruhat Mengi
Kemalistler’le Müslümanlar mı? Nasıl soru bu?
-izm
1138 Okunma
Vahap Alma
Ruşen Çakır
'Yeni CHP'den hâlâ umut var mı?
Kılıçdaroğlu’nun Portresi
1105 Okunma
Tayibet Erzen
Zülfü Livaneli
Demirel mecliste
Demirel mecliste Erbakan nerede
1084 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ebubekir Sifil
Kürtler Bir Delikten İki Kere Sokulmak
Herkesin İslam Düzenine İhtiyacı Var
1030 Okunma
Zafer Kafkas
Ahmet Taşgetiren
Skandala beş kala
Kurtlar sofrasında polyannacılık
984 Okunma
Zübeyir Erol


© 2024 - Akevler