Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023
1349 Okunma, 0 Yorum

Konunun güncel olmadığına dair olası eleştirilere, henüz vizonda ve etkili hasılat yapan  John Wick 4 filminin diyaloglarında geçen kadim bir sözü hazırlatmak istiyorum: “Bir şeyi nasıl  yaparsan, her şeyi öyle yaparsın.” Bu anlamda alıntı ve açımlama, güncel “telaşa” uzak değildir. Lao Tzu’nun aşağıdaki  içrek (batın) alıntısı, onun evren insan ilişkisine tümden gelim bakışıdır. İkinci kısım ise  alıntıya   tüme varım ile açımlamadır.

 

***

 

“Bakan gözler onu görmez;
‘düz’ derler ona.

Kulak veren onu duymaz;
‘az’ derler ona.


Uzanan el ona değmez.

Bu üçü çözülmez ayrı, ayrı.
Bu yüzden, birlikte ‘bir’ olurlar.

Yükseklerde aydınlanmaz;
derinlerde kararmaz.

Kurumayan kaynaktır,
adlandırılmayandır.

Hiçliğe dönendir,
biçimlenmemiş biçim o. “

(Tao Te Chig / MÖ 620)

 


***

 

Açımlama :

 

 

“Hiçliğe dönendir,
biçimlenmemiş biçim. “


Ortaya çıkmakta olan ne varsa,
çıkıp ilerlemeye koyulan  her şey, değişime zorunludur.

Her biçim, gelişmek isterken değişiyor.

Geliştiğinde,  biçimini eksik görüyor.

Biçim tamamlanacakken; son’, ufuğa dönüşüyor.

Limit eğrisi sıfıra yaklaşıyor, fakat ona  ulaşamıyor.

Bütün’den ayrılan,  geri dönemiyor.

Artık, ya gelişecek,  ya da dağılacaktır.

Varlığın bu ayrılışı, onun seçimidir.

Bu seçim kaçınılmaz. Çünkü var olmak,  zorunluluk; varlık zorluktur.  

 

“Dağılmak”; tıpkı gömlek  iliklerinin baştan yanlış iliklenmesi gibi; asimetrikte simetrik arayışıdır. İlikler tekrar çözülecek. Yol’a yeniden çıkılacak.  

 

Sonuç olarak, biçim  ve Bütün’nün seyir defteridir.Onda keşifler yapar.
Bu yüzden ‘biçimlenmemiş biçim’  daha güvenli ve tüm biçimleri içerir.  

 

*

“Kurumayan kaynaktır,
adlandırılmayandır.”

 

 

Kaynak, her şeyin başlangıcı ve ilkin eşiğidir.

Ondan oluşanlar, yol’a çıkar.

Vahaları saklanmış çöllere koyulur.

Bu  ‘yanlış umut’ mudur?

 

Umut,  yola çıkana kaynağın emanetidir.

Böylece “yolcu”  kaybolmasın.

Belki,  her yer kaynaktır.

Ne ki tanıklıklar buna  perde oluyor.

 

*

Yükseklerde aydınlanmaz;
derinlerde kararmaz.”

 

Bilinen, öğrenilen ne varsa perdedir.  

Giderek,  “perde” fikri dahi, ‘perdeye’ dönüşüyor.

Aksini yaşamak veya tanıklık ta öyle; sizi aldatmasın!

Çünkü  açığa çıkmamış  ‘ilk’,  her şeyin özünde sürekli kalıyor.  

 

Derinlikte kararmayan şey nedir?

O, derinliğin kendisi  olmalı.

Tıpkı unvan ve malda kişi yükseldikçe   

aydınlanmaması gibi.     

 

*

 

Bu üçü çözülmez ayrı, ayrı.
Bu yüzden, birlikte ‘bir’  olurlar.”

 

Üç, benlik için yeter şarttır.

‘Cüz’i iradenin’ ortaya çıkıp,

‘ben de yapabilirim’, yanılsamasının “başlangıç” olması gibi. (1)

Adem ve insanlığın Dünya eğitimine mecbur olmasından söz ediyorum.

Bu  eski metinlerde  yazılmış,  hatırlamasak ta bizim hikayemiz.  

 

Simetrik olan neden yol’a çıkar sizce?

Değişim sebebli kaygıdan  mı;

veya  simetrisini,  çok kutuplu daha güzel  kılmak için mi;

ya da asimetrik baskıdan uzaklaşmak için mi?

 

Belki yol’a çıkmasında,  hepsi ve dahası  etkilidir.

 

‘Hiçbir şey bozulmak için için ‘yol’a çıkmaz’, demeye dilim varmıyor.

Sonunda tüm güzellikler çözülüp bozuluyor.

Ayrıca, ‘ ben yapamadıysam, benden olan yapsın,’ üremesi var.

Bu yüzden çoğalma güdüsü,   benlikleri  aşıp öne geçiyor.

Nesiller, anneye değil çocuklara tutkun oluyor.

Buna ‘anneleri, nesillerde yaşatmak’,  diyorlar.

Demek ki  “mizansen” biliniyor, fakat söz edilmiyor.    

Son olarak;   

asgari güvenliğe erişme aşaması üçten  başlıyor. Bir ve iki hep hazırlık.

Varlık için  bir, kararı;  iki,  isteği;  üç umudu temsil ediyor.   

 

*

 

“Uzanan el ona değmez.”

Hedeflere ulaşmak  için veriler toplar, imkanlar oluşturur, planlar  yaparız.

Uygun koşullara erişince  harekete geçer, tüm gücümüzü ortaya koyarız. İnsanlığın bildiği ve yüz yıllardır uyguladığı bu yöntem, sağladığı başarının geçici olmasıyla çelişiyor. Bu durum başarının sıcaklığında fark edilmiyor. Bu, kaza anında bedende oluşan hasarı beyindeki şok sebebiyle  duyurmamasına benziyor.   

 

Hedefe kilitlenen kişi,   başarıyı    güvenli  aşama olarak görür. Fakat  eriştikten sonra  çevresinde birden fazla hedef beliriyor. Acaba başladığı yere geri mi dönmüştür; aynı kaygılar ve parkur önünde dikilmiştir. Buna  ‘yeni hedefler ulaşılanları siler’ diyorlar.  Çünkü insanlık yol’a, daha  güvenli olmak için çıkmıştı. Oysa varlık aleminde hiçbiri yok;  varlık  aşamasında “var” görülüyor.(2)  

 

Başka bir anlatımla,  kişi eyleme yenik düşer; bu,  cümle içindeki öznenin silinip  zamire dönüşmesi,  devamında  eylemde yok olmasıdır.  Demek ki uzanarak değdiklerimiz; boşluğun kılıfıdır.  

 

*

“Kulak veren onu duymaz;
‘az’ derler ona.”

 

Ana rahminde çocuğun beyin oluşum hücresinin dördüncü ayda başladığını okumuştum.  Modern biyolojiye göre beyin, bedenin sahibidir. O yürümek istemiş ayakları, işitmek istemiş kulakları, görmek istemiş gözleri, giderek taşıyıcı bedeni  “planlamış”. Bütün bunlara rağmen çok sınırlı frekansları işitebiliyoruz. Bu yüzden beyinlerimiz  içerdeki organizasyonu “dışarıya”  taşıyıp, sosyal bilimsel organizasyonlar kurup, daha hassas işitme, görme aletleri yapmayı öğreniyor. İşittikçe, önceki işitilenin eksik olduğunu anlıyoruz.(3) Aynı şekilde insan nesli, medeniyet ve kültürler de tekil beyinlerin toplam organizasyonuyla gelişiyor. Yine de yıkım, zulüm,  savaş entropisi peşimizi bırakmıyor.

 

 

 

“Bakan gözler onu görmez;
‘düz’ derler ona.”

 

Ufuk bitmez; aslı “içeride”dir. Dışarısı kapatılınca, içerde belirir. Gökler  acziyet, uçurumlar kaygı, ufuklar umut  oluşturur. Bu yüzden  ‘düz’ olan,   şaşmaz,  kapsamı sonsuz  biricik ve  güvenli yol dur.(4)    

 

Beynimizin tanıma bilme isteği bitip tükenmiyor. Görmemizin sebebi, beynimizin biçim tutkusudur.  Bu istek, diğer duyumlarımız gibi bitmeyen hedeflere koşan  kişilere benzer. Baktığımızda ne kadarını görebiliriz; en iyisi bunu Kuantum mikroskoplardan ya da dünyanın en büyük en geniş uzay teleskobu  James Webb’in çıktılarına bakarak karar verelim.

 

Son söz :


“Öz” derler ona. Gözler O’nu göremez; O,  bütün gözleri görür:
O lâtiftir ( engellenemez sirayet), her şeyden haberdardır( tüm oluşumlara içrek).(5)

 

 

Açıklamalar:

 

(1) Taha Suresi/20: 120  “ Sonra şeytan ona vesvese verdi: Ey Adem, sana sonsuzluk yaşam ve egemenlik yolunu göstereyim mi?” (fe vesvese ileyhiyyetanu kale ya ademu hel edulluke ala şereretil huldi ve mülkin la yebla).

 

(2) Cihan ara  cihan içindedir bilmezler. Şu mahiler, derya içredir deryayı bilmezler.’

Masal: “ Balıklar deryada sakin usulet ve sükunetle yüzerken; içlerinden birisinin sorusuyla şaşırırlar. –Su nedir? Soru basit fakat, uzun yıllar içinde sürekli yüzdükleri suyun hakikatini bilemezler. Derken arayışlar balıkların onları balıkların pirine ulaştırır. Ona sorarlar: -Ey pirimiz bu su neyin nesidir? Pir hemen cevaplar: -Ben sudan başka bir şey görmüyorum; ki onu size anlatayım.”

 

(3) Nesnel olarak ses akustik sinirimizi uyarabilen maddesel titreşim dalgalarının insanda ve hayvanda özelleşmiş reseptörlerce algılanır. İşitme frekansı görmeye göre daha geniştir. Ses dalgaları havada 340 m/s yayılıyor. İnsanın normal işitme aralığı 20 Hz ile 20.00 Hz arasında; Mavi Balina:2-20 Hz., Fil:1-20.000 Hz.,Güvercin: 0,1 Hz kadar düşük sesler, Fare:1000-100.00 Hz.,Kedi: 100-60.000 Hz.,Yarasa: 2000-110.000 Hz.,Köpek: 65-45.000 Hz.

 

(4) Fatiha Suresi/1:6 Bize doğru yol’u göster (ihdinas sıratal müstakim).Bitmeyen süreçte seyir emniyeti; ahlak.

 

(5) En’am  suresi/ 6: 103 ‘Lâ tüdrikühül  ebsâru ve huve  yüdrikül ebsara
ve hüvel lâtifül habiyr.’

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 670 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1645 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1349 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1106 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 969 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1266 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 699 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1582 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1640 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 892 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 904 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 215 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 965 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 869 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 836 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 618 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 890 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1600 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 817 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1563 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 1813 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2325 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2024 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3492 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2578 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2701 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 2845 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2225 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2637 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 2932 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2294 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2684 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 1871 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2619 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2633 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2037 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3075 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3583 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2249 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2298 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2517 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1099 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1105 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1662 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 1902 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1331 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1881 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1677 Okunma


© 2024 - Akevler