Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023
1330 Okunma, 0 Yorum

HATA PAYI

 

Ülkemizde büyük acıların yaşandığı şu günlerde, tüm iyilikçilere yaraları sarma, yıkımları giderme, gönülleri alma, vicdani beraberliği artırma  yolunda; Yüce Yardan’dan birbirimizi sevme, daimi kudret, keskin akıl, kin kırıcı tevazu  ile yol açmasını diliyorum.

*

Başlık birden fazla yazıya konu olacak  motto değerinde. Bu metni son günlerde aralıklarla okuduğum bir kitaptan esinlendim. T.İş Bankası Yayınları, ‘İnancın En Güzel Tarihi’ (özgün adı: Laplus Belle Histoire De Dieu) isimli; Jean Bottero, Marc Alain Ouaknin, Joseph Moingt üçlüsünün MÖ.üç binden günümüze Tevrat, incil, Mesih fikirlerinin oluşum ve gelişimi, eleştirel yönler ve yol açıcı yaklaşımları soru-cevap olarak işlendiği esaslı  bir eser. Aziz Kur’an için ise ‘7. yy dan başlayan İnancın Başka Bir Tarihi’ göndermesi ile değiniliyor.

İlgimi çeken husus: değinilerde Tevrat ve İncil’in tanrısından neredeyse soyutlanmış; fakat O’nun muhatapları için hükümlerini içeren özellikle Tevrat ‘taki metinlerin hatta harflerin  terimsel, kavramsal, etimolojik, rakam düzenekli  ele alınışı; bunda dur-durak olmaması;çıkarsamaların set  ya da ikonlaşmaması; İncil kapsamında ise Mesih’in,  kutsanmış  mabetleri, görevlilerini, söylemlerini ilkelerini,  salt  ‘Tanrıyı ve komşunu sev’ önermesi ile ret etmesini işliyor.

Daha önceki yazılarımda işlemiştim. Bu okuma ve yorumlarda ya da siyasi danışımlarda  ortaya çıkan  genelinin kabullerin yanında istisna olanları toplumsal planlamada yaşamsal rezerv olarak  kullanmalarıdır. Yani ön görülmeyen hata payını, telafisi imkansız  riskleri önleyici son etmen olarak yerleştirilmesi.  

*

Günümüz dünyasında stres çok fazla. Biraz gevşeyip ‘nefes alacağız’ derken; yine ‘bir şeyler’ başlıyor. Küresel kuraklık, yakın gelecekte su sorunu, gıda azlığı, nüfus,  göç artışı, salgın hastalıklar, depremler… Bitmedi, en önemlisi insanlığın birbiriyle savaşma hastalığı. Dünyanın tüm değerlerini talan edip imal edilen  silahlarla  nabzı kesilmeyen savaşlar.

Sizce paradoksal değil mi: çoğunluk mutsuz, can kayıplarını çoğunluk veriliyor; orduları, devletleri çoğunluk besliyor; karteller onlar üstünden  zenginleşiyor; hükümetleri çoğunluklar seçiyor. Kısaca çoğunluk tuzağında  ezilip, yok oluyoruz (1).

*

Din ve inançlar, insanlığın buluşup, ayrıştığı  kaçınılmaz kavşak. Başlangıçta  “oraya ulaştı(rıldı)k mı, yoksa oradan mı başladık; oradan ayrılıp yola koyulanlar, yeniden benzer kavşaklara varması kader mi, takdir mi?”

Bu sorular, insanlık sürdükçe devam edecek.  Yanısıra birleşilen yerde ayrışmanın devam etmesi paradoksal; fakat, aynı zamanda gelişimin zorunluluğu.  Su akarken, önüne çıkan engellerin çukurunda birikip taşıp aşma  özelliğini  sürdürmesi  gibi.

-“Ne oluyor; su, ne öğreniyor bu engellerde?” demeniz, yalnız suya odaklanmanızdan  kaynaklanıyor.

Sayısız var oluşsal ilerleyiş, birbirine “temas”  (tutum,  yitim,  kazanım) ile yol tutuyor. Yani olumsuzluklar düğümlerden kaynaklanıyor. Düğümleri keserek, biçerek yok etseniz de onlar “birikim çukurlarında” yine ortaya çıkıyor. Düğümler ileride oluşacak büyük hatalar için uyarı bayrakları olduğundan atlıyor.

*

Oysa insanlık, ancak beraber olduğunda etkili,  geliştirici anlam ve değerler üretiyor. Ayrıca birlikteliğimiz evrimde aldığımız  mesafeyi yitirmememiz  için tek yol. Birliktelik aynı zamanda, ‘kalburu” yani çoğunluk paradoksunu oluşturuyor.  Buna ‘eleme’ de diyebiliriz; elenenler ve değeri artanlar; değerli olanların çoğunluğun içine ‘serptirilmesi’ hak ediş yasasının gereği.   Bu yasa katlanmayı   daha kolay mı kılıyor,  sorusu ayrı husus.

Kalburun işlevine bakalım: ‘kalbur’(lama), isteklinin  bütünden kullanılır olanı ayırmasından kaynaklanıyor. Kalbura “düşen” varlık, aynı zamanda kırıma da giriyor. Kırılan,  kalburlanan değerleniyor. ‘Değer’, bu yüzden önemseniyor.

Değerde veraset(3) “kalbur muafiyet”  sizi yanıltmasın.Muafiyet yok takdim tehir(önark/transposition) var.  Böyle durumlarda aktarımın kendisi kalbur işlevini görüyor. Tıpkı insan olmamız gibi. Yer yüzünde insan olmak, evrimin (devam eden yaradılış)alt düzeyindeki canlılar açısından ‘cennet aşaması’ sayılır. Fakat cennet varsa, araf ve cehennem de olacaktır. Bunlar kutsal kitaplar ve diğer  kadim aktarımlarda  kayıtlı; yanı sıra  tahayyül (zihinde oluşturma/imgelem) ufkunda her daim olacaklar.

Her aşama, kendi cennetini arar;  aşamada arayışlar “tadil” edilir “mola”  durumları oluşsa,  bu sefer orada  araf  birikir.

“Araf birikir mi?” denirse;  döngü veya gelişimin niceliksel hali birikim hali değil midir. Kaynama ve donma  öncesinde ısıtılan ya da  soğutulan  su,  neyi ‘biriktirirse’ niteliksel dönüşüm orada meydana gelir.

Araf’, temelde ve esasta  “kararsız” birikimlerden kaynaklanır. Acısı kederlisi, doğrusu yanlışı  ‘karar’ ne ise, devranın dişlisi hükmünde etki üretir. Yani kararsızlık, niceliğin hapis edilmesi  anlamına gelir. Anlaşılacağı üzere arafta dahi  “durmak yok.” Engellerin çukurunda akış kesildiğinde, meydana gelen birikim, taşıp tekrar akışa ulaşmayınca  başka şeyler devreye giriyor; taşma  aşamasına ulaşmayan  akışa dönüşmeyen birikimler  çürümeye başlar.

Konuya dönelim: biyolojik aktarımlar insan ilişkilerinde meydana gelen birikimler  ‘veraset’ olarak ortaya çıkışı; tekamül yarışında kader kayırması olarak görülmesin. Çünkü  veraset, aktaranda meydana geldiği koşulları aktarılanda bulmadığında;  aktarılana yük, zorluk verir.  Bunu  yarışa hızlı başlayıp, sonra tükenen ve malubiyet derecesi artan  sporculara benzetebiliriz. Hakedilen değerler, hak edeni hafifletir, kolaylık sağlarken; hak edilmeyen değerler,  edinenlere  yük, zorluk getirir. Yani ‘varlığın tekamül “yarışında” hak, hatta değil, değerin bulunduğu her yerdedir’ (3).

 

Açıklamalar:

(1)Nicelik ve nitelik biribirine bağlı süreç ve aşamalar. Çoğunluk, aile ya da akraba mahalle kapsamında  niteliği; ilçe , şehir, ülke kapsamında niceliği ifade ediyor. Ayrıca karar almaya katılmada ehliyet, liyakat, kavrama ve kültür gibi unsurlar da belirleyici. Alternatif olarak  çoğunluk yerine çoğulculuk önerileri; yerinden yönetim, site yönetimleri gibi teorik çözümlemeler de uygulama umuduyla barışık insanlığın ufkunda duruyor.     

(2)Veraset, Arapça Wrs kökünden kaynaklanıyor; Wirasa miras edinme; aynı dilde irs kelimesi varis eş anlamlıdır. Türkçede  kalıt, kalıtım yolu ile ulaşan. Yani temel biyo parçacıklardan kalburlanan aktarım. Eleme /kalburlama bozon(yok’un cevheri) tabakası gibi varlığa sürekli eşlik ediyor. Böylelikle her şeyin her şeyle bağına ve aktarımına ulaşıyoruz. “Haksız aktarımlar tarihin düğümlerini oluşturur.”

(3)“Hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır; o satıh bulunduğun yerdir.” Kurtuluş savaşındaki  krizi  aşım mottomuzu her daim hatırlıyoruz.  Yaşadığımız  an’ları ve vatan’daş-lık değerini, yükümlülüğümüzü, sorumluluğumuzu daima gündemimizde tutmalıyız. İyilik için iyiliği savunma için fırsatları değil, an’ları sabır, tevazu ve hoş görü ile fırsat bilmeliyiz.    

 

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 670 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1645 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1347 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1105 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 969 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1265 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 699 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1582 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1640 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 891 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 904 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 214 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 965 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 869 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 836 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 617 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 889 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1599 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 817 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1563 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 1813 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2325 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2024 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3492 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2578 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2701 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 2845 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2225 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2637 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 2932 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2294 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2684 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 1871 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2619 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2633 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2037 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3075 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3582 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2249 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2298 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2517 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1099 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1104 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1662 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 1902 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1330 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1881 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1676 Okunma


© 2024 - Akevler