Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023
1882 Okunma, 0 Yorum

Hata Payı / 2

 

Bilinenin aksine  insanlık,  doğru bildiğinden ziyade hata yollu ilerliyor. Doğrunun bir çok tanımı var;   “zaman, mekan, durum  üçlüsünden,  talibin (‘iş’ görecek özne) amaçladığı ‘hasat’  ya da pay miktarı,” desek yanıltıcı olmaz.  Tabi  ‘talip’,  görecelik  esaretinde olduğunu bildiği halde, hesabını kendi  dünyasına göre, ‘mutlağa yakın’ yapıyor. Böylece zihnindeki soyutlamayı olgulara ‘dayatıyor’;  fakat bu mümkün değil.  Görecelikten  soyutlanma,  neredeyse olanaksız. Buna rağmen çabalar sürüyor, sürecek.

*       

Doğrular,  bir kez  belirlendiğinde hemen ortaya  burçlar, kaleler, yerleşkeler çıkıyor.  Artık bu belirleme bizim güvenlik (emin diyar) alanımız oluyor.  Bundan sonra tüm ilerleme planlarımızı bu ‘güvenli yerde’ yapıp; bulgularımızı,  dışarıda kullanacağımız yol ve yöntemlerin denemelerini  orada  uyguluyoruz.    Bu yaklaşım insanlık için ‘şimdilik’  genel tutum.

Doğrular için yaygın tanım,  onların güvenliğe, esenliğe götüren  en kestirme yol olduğu;  kaynağının ise  olgular olduğudur.   Lakin olguların  bilinen “doğrulara” aykırı olarak  ortaya çıkma özellikleri var. Bu tür  belirtiler ya da   arazlar;  insanlığın doğruyu arayışında en bilinen ip uçlarıdır.  Yani olgular,  beklenenin dışında belirtiler veriyorsa veya  beklenen belirtilere rağmen, beklenmeyen şekilde ortaya çıkıyorsa;  burada insanlık,  “hata patikalarından”   geçmek   zorunda kalacak demektir.

İşte zamanın, mekânın,  yapıp işlediklerimizin  ‘müfredatı’ önümüzde böyle beliriyor. Çünkü hata payı ilerlemenin rutin olmayan kapısıdır. Ayrıca ilerlemenin  başka kapısı da yok.

Diğer işleyişe,  yani ‘doğru’ bilinenlerle işleyişe ne diyeceğiz; diyeceğimiz şu: bu ilerleme değil; irileşme, devamında muhtemel hatalar için hedef, kayıp, keder  büyütmedir.  Doğruda ilerleme, hata belirlemeleriyle, hatalara düşerek gerçekleşiyor. Mantığa ters geliyor değil mi; fakat ‘sistem’ böyle işliyor.  

*

Olguların insana düşen payı,  hatalardır. ‘Doğru’ bilinenler ise mirastır; bu yüzden toplumsal veraset aldatıcıdır; bu yüzden,  aldatıcılığa hamaset müsekkini elzemdir; bu  yüzden, tüm iyi niyetli çabalar geçici başarıları tuzağına düşer;  bu yüzden, açmazlar beraberinde  kalıcı, özgeci birliktelik (karşılıksız, sevgi) oluşmaz.  Çünkü  hataları kimse miras almaz; miras alınan doğrular varisleri için  ezberlenmiş biçimler, tutumlar ikonlardır;  ikonlar,   insanın en esaslı maddi değeri olan aklın düşmanıdır. Hataların veraset konusu olduğu durumlar ise  ilerlemenin yollarıdır.    

Peki hataların kaynağı nedir?

Hemen, “aklı kullanmamak, liyakatsizlik, tecrübe eksikliği, tedbirsizlik, ihmal,”… cevapları ortaya çıkar. Bu bilgiçliğe rağmen  bireysel, toplumsal  yaşamımızda hatalar peşimizi neden bırakmıyor.?

 Yani “bildiğimiz” yerden yapılan  sınavlarda  hep çakıyoruz.

Oysa “sular seller” gibi çalışmıştık.  

Çaktığımız yer,  bildiğimiz yer mi gerçekten!?

Bildiğimizi sandığımız  yer, tekrar içeriklidir. Fakat tekrar, yaşamın aldatıcı yönü değil mi; tekraren gördüğümüz, bildiğimiz şeyleri kanıksıyoruz;  onlara  farklı bakış açısı ile bakamıyoruz;   böylece değişim hata yönünden  kendini bize dayatıyor.   Böylelikle  çalışarak   yerimizde sayıyor, belirgin hataları büyütüp üzücü sonuçlar yaşıyoruz.

*

“Kimse yoğurdum ekşi demez.”

Doğru bildiklerimizle doğru olanları geliştirebilir miyiz? Evrensel insan haklarının kodunu oluşturan “On Emir”,  hala bilinir ve okunurken; neden bunca askeri harcamalar, savaşlar; neden  içine gömüleceğimiz toprağı ve değerleri hoyratça talanlar; neden bitmeyen istila ve çökmeler.

Bunları çoğunluk mu yapıyor?

Hayır;  bunları çoğunluğa yaptırıyorlar.

Çünkü azınlıklar,  çoğunluğu tüm değerlerinden sahte değerlerle saptırıp yoldan çıkarıyor. Sahte değer;  daraltılmış , boynuna pranga vurulmuş, evrenselliği ketlenmiş öznel değerlerimizden başka şey değil.

Dediğim şu:  M.Ö. 2200  yıllarında Çok Kıymetli Musa’ya  Mısır’da  sömürüden yılıp Kenan diyarına ulaşmak için yollara düşmüş İsrail   kavmi;  çıkış ararken, Musa’nın  buyur edildiği Sina dağında kendisine kendisi ve kavmi için teslim edilen buyruklardan   “ Komşunu seveceksin,” ilkesi;   onların ve insanlığın  çektiği acılara  ilac olarak sunulmuştu.  Fakat  onlar ve insanlık şifa bulmadı. Tıpkı zihnimizdeki  ‘gerçeklik’  gibi.   Zihnimizde tasarladığımız ‘doğruları’,  dışımızda  hakim kılmaya çalışarak, evrenselliğe  ters düştüğümüz bilmiyoruz.  Kutsadığımız  sınırladıklarımız (ideoloji, tanımlar vb)  evrensel olana ulaşmamızı engelliyor.  Barışı kendi çevremiz için isterken, savaşı çağırıyoruz.  Zihnimizdeki sınırlamalar;  dış dünyada  sınırlar, semboller, etiketlenmiş topraklar, menfaat eleklerine dönüyor.  Sonuç olarak,  ‘önerilen’ sevgi,  genetiği değiştirilmiş yiyeceklere dönüyor; düşmanlığın sebebi oluyor.

*

Şimdilerde meyvenin kurtlusu, yoğurdun ekşisi  zehirlenmemiş gıda olarak gözde; yani ‘hatadan’ beslenmek daha güvenli.

 






Çok Yorumlanan Makaleler
Özer Ataç
Hüseyin Kayahan
14.03.2023 672 Okunma
1 Yorum 22.03.2023 14:56
Özer Ataç
Hata Payı 3
26.03.2023 1647 Okunma
Özer Ataç
Hiç Güvenliği
9.04.2023 1349 Okunma
Özer Ataç
Evlada Düşkünlük
18.04.2023 1107 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 4
22.04.2023 971 Okunma
Özer Ataç
Antrakt
21.05.2023 1267 Okunma
Özer Ataç
YZ Çözümlemesi
22.05.2023 699 Okunma
Özer Ataç
Emanet/Geleceği Üretmek
25.09.2023 1585 Okunma
Özer Ataç
Ayna Yaşamlar
15.10.2023 1641 Okunma
Özer Ataç
‘Yolcunun’ Beka Tutkusu
30.10.2023 893 Okunma
Özer Ataç
En Uzak Batı
25.11.2023 904 Okunma
Özer Ataç
Setler
11.12.2023 216 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-1
7.01.2024 966 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-2
7.01.2024 871 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-3
21.01.2024 836 Okunma
Özer Ataç
Somut ve Niyet-4
5.02.2024 618 Okunma
Özer Ataç
Bereat
25.02.2024 891 Okunma
Özer Ataç
Seçim-1
16.03.2024 1602 Okunma
Özer Ataç
Seçim-2
31.03.2024 818 Okunma
Özer Ataç
Seçim-3
14.04.2024 1563 Okunma
Özer Ataç
KYBALİON'DAN ESİNLEME; RUH, CAN, ÖZGÜR İRADE
6.09.2021 1814 Okunma
Özer Ataç
Harikalar Diyarı ya da Kozmik Kitabın Mürekkebi
28.10.2021 2325 Okunma
Özer Ataç
Taziye Diyaloğu
6.11.2021 2025 Okunma
Özer Ataç
Mevkilere Yemin Olsun!
27.12.2021 3492 Okunma
Özer Ataç
Mülksüzlüğe Soyunmak
16.01.2022 2579 Okunma
Özer Ataç
KENDİME SÖYLÜYORUM; KİMSE ALINMASIN!
25.01.2022 2702 Okunma
Özer Ataç
KARŞI ATEŞ
5.04.2022 2845 Okunma
Özer Ataç
Açılımlar
23.04.2022 2227 Okunma
Özer Ataç
Güven ve Güvenlik Sorunu
13.05.2022 2638 Okunma
Özer Ataç
Eylemeden Eylemek
24.05.2022 2932 Okunma
Özer Ataç
21 Küresel Efektif (*)
28.05.2022 2295 Okunma
Özer Ataç
Lotus
18.07.2022 2685 Okunma
Özer Ataç
Kaos Yürüyüşü
30.07.2022 1872 Okunma
Özer Ataç
Kuşak ve Sentez
29.08.2022 2619 Okunma
Özer Ataç
Türk Olmak
11.09.2022 2633 Okunma
Özer Ataç
Ters Manivela
26.09.2022 2038 Okunma
Özer Ataç
Mizansen
30.09.2022 3075 Okunma
Özer Ataç
Şirk
9.10.2022 3583 Okunma
Özer Ataç
Tedbir Felsefesi
23.10.2022 2249 Okunma
Özer Ataç
Vaat & Liyakat
6.11.2022 2300 Okunma
Özer Ataç
Köken
20.11.2022 2517 Okunma
Özer Ataç
Resen
5.12.2022 1099 Okunma
Özer Ataç
Sıla
18.12.2022 1105 Okunma
Özer Ataç
Yakınanlar
15.01.2023 1665 Okunma
Özer Ataç
Fark Perdeleri
31.01.2023 1903 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı
12.02.2023 1332 Okunma
Özer Ataç
Hata Payı 2
26.02.2023 1882 Okunma
Özer Ataç
Dünyanın Bütün Kadınları
11.03.2023 1677 Okunma


© 2024 - Akevler