‘Çöken dünya düzeni’ ve ‘Adil Dünya Düzeni’-20
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
-Bu yazı aynı zamanda 24.5.2021’de vefat eden Süleyman Karagülle’yi anma yazısıdır-
‘Çöken dünya düzeni’ yani ‘zalim dünya düzeni’ üzerinde durmaya devam…
‘Adil Dünya Düzeni’ yani ‘El-Adlü Esasü’l-Mülk / Adalet Yönetimin Esasıdır’ üzerinde durmaya, detaylarını anlamaya, anlatmaya, yazmaya, yürürlüğe koymaya devam…
‘Adil Düzen Çalışanları’ -artık yarım yüzyılı da aşan zamandan beri- bir ‘kişi’ bir ‘ocak’ bir ‘bucak’ bir ‘il/vilayet’ bir ‘ülke/devlet’ ve bütün beşeriyet yani tüm ‘insanlık’ için ‘ANAYASA’ nasıl olmalı meselesi üzerinde ‘ilmî ve amelî’ olarak durmaktadırlar…
‘Adil Düzen Çalışanları’ 1960’lı yıllardan beri ‘bir kooperatif’ ya da 1967 yılında İzmir’de resmen kurulan ‘ilk Akevler kooperatif’ olan ‘Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi’ üzerinden ‘denemeler ve uygulamalar’ yapmaktadırlar…
‘Adil Düzen Çalışanları’ işte bu ‘ilmî ve amelî çalışmaları’ yaparak hayatımızın ‘ilim/eğitim, din/ahlâk, iktisat/ekonomi, idare/siyaset’ dahil dört ana alanında da ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde var olan sorunlarına ‘çare ve çözümler’ üretmektedirler...
-Canlı hücrelerden oluşur, tüm canlılık sorunları hücrelerde çözülür...
-En küçük hücre seviyesinde çözülmeyen bir sorun canlıda da çözülmez...
-Bir ülkenin sorunlarını çözmek için önce semt sorununun çözülmesi gerekir...
-Bütün beşeriyetin ya da bütün ülkelerin sorunları ‘İnsanlık Anayasası’ çözebilir…
‘Adil Düzen Çalışanları’ üzerinde yarım yüzyıl uygulamalı çalışmalar yaptılar…
‘Sonuç’ olarak insanlığın her merhalesi için ‘ANAYASA’ hazırlamış oldular...
‘Kişi Anayasası’
Kişinin topluluk içinde nasıl yaşayacağını düzenleyen anayasadır. Kişi kendi içtihatları ile bu anayasayı yapma ve uygulama hakkına sahiptir ve ‘içtihat sistemi’ de işte budur. Kişi içtihatlarını yaparken merkezi anayasalardan yararlanabilir.
‘Ocak Anayasası’
Bu anayasa 10 kadar aileden oluşan ilk topluluğun diğer insanlarla birlikte yaşayabilmesi anayasasıdır. Her ocak bu anayasayı kendisi yapar ve ona göre yaşar. ‘Kişi Anayasası’ndan geçmelerde ‘Ocak Anayasası’ hükümleri uygulanır. Kişiler arasındaki hukukta ‘Ocak Anayasası’ uygulanır. Ocak ailelerden oluşur. Aile hukuku ocak hukukudur.
‘Bucak Anayasası’
Birbirlerine yakın olan ocaklar birleşerek bir ‘merkezi ocak’ oluştururlar. Bu merkez ocağının anayasasına ‘Bucak Anayasası’ diyoruz. Kişiler ve ocaklar arasındaki hukukların korunmasında yargılama bucaklarda başlar. Yazılı anayasalar bucaklarda oluşur. Bucaklar ‘semtlere’ ayrılmışlardır. Semtlerde ‘Bucak Anayasası’ uygulanır. Hukuk düzeni bucaklarda oluşur. Her bucak kendi anayasasını kendisi yapar.
‘İl/Vilayet Anayasası’
Bu anayasaya göre 100’e yakın bucak birleşerek bir ‘il merkez bucağını’ oluşturur. İlin görevi iç güvenliği sağlamadır. Bucaklardaki düzen hakemlerden oluşan yargı kararları ile sağlanır. Yargı kararlarına uymayanları yola getirmek ise il silahlı gücüne aittir; bu silahlı güçler ‘hakemlerin kararlarını uygulamakla’ görevlidirler. İl ilçelere ayrılır. İlçe merkez bucaklarında da ‘İl Bucak Anayasası’ uygulanır. Taşra bucaklarında ‘İl Merkez Bucağı Anayasası’ uygulanmaz. Her bucak kendi iç işlerinde bağımsızdır.
‘Ülke/Devlet Anayasası’
Bir ülke yani bir devlet için ülke merkez bucağı tarafından yapılan ‘Ülke/Devlet Anayasası’ isimli bu anayasa, ülke merkez ilinin merkez bucağı ile bölge merkez illerinin merkez bucaklarında uygulanır; taşra il ve bucaklarında uygulanmaz.
Devletin ana görevlerinden biri dış savunmayı yapmaktır.
Her devlet kendi anayasasını kendisi yapar, bunu yaparken tamamen bağımsızdır.
(Devamı var; ‘İnsanlık Anayasası’ ile devam edeceğiz…)