‘Çöken dünya düzeni’ ve ‘Adil Dünya Düzeni’-13
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
-Bu yazı aynı zamanda 24.5.2021’de vefat eden Süleyman Karagülle’yi anma yazısıdır-
ESAM ‘Çarşamba Konferansları’ devam ediyor demiştik... Bu haftaki konu şuydu: “Tasarruf Tedbirleri: Ekonominin Dünü, Bugünü, Yarını”. Son notlarla devam…
“İKİ KİŞİ ÇALIŞSA DA YOKSULLUK SINIRI YAKALANAMAYABİLİYOR”
Prof. Dr. Fatih Özatay, TÜİK verilerine de işaret ederek dedi ki: “TÜİK’in millî gelirin iş gücü ve sermayeye dağılımını gösterdiği tablolarda, iş gücünün aldığı payın düştüğünü görüyoruz. Açlık sınırı ve asgari ücrete de baktığımız zaman asgari ücretin düştüğünü görüyoruz. Ailede iki kişi çalışsa bile yoksulluk sınırı yakalanmayabiliyor. Asgari ücret Nisan ayında açlık sınırının altında kaldı. Ülkenin yarıdan fazlası asgari ücret ile çalışıyor.”
“BU BÜTÇE AÇIĞI İLE GÜVEN SAĞLAYAMAZSINIZ”
Enflasyonun en büyük zararı verdiğini ifade eden Özatay, Merkez Bankası’nın enflasyon beklentisinin yüzde 14 olduğunu belirterek dedi ki: “Hedefe ulaşırsa enflasyon düştü demektir. Ben iki nedenle enflasyonun düşeceğini düşünüyorum. Şu an bir yarım program var, çünkü kalkınma boyutu yok. İki nedenle enflasyon düşmez. Nedenlerden birisi baz etkisidir. Türkiye’de ana belirleyicilerden birisi kurdur. Seçimlerden sonra kur bir süredir sabit gidiyor. Eylül ayına kadar faiz sabit gidecek gibi gözüküyor. Türkiye’nin risk yapısı hâlâ çok yüksek. Ekonomiye duyulan güvenin nasıl gideceği önemli. Güven nasıl sağlanabilir? Diğer bir koşul ise bütçe açığının düşük olması. Ancak bu pek mümkün değil. Orta vadeli programda açıklanan açığın üstüne çıkılacak gibi duruyor. Bu bütçe açığı ile güven sağlayamazsınız.”
BU DURUMDA BUGÜN NE YAZILIR NE KONUŞULUR?
Durumdan rahatsız Adil Düzen Çalışanı arkadaşımızın ‘uyarıları’ ile devam edelim…
İnsanlık, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Türkiye, ABD, AB, İİT, Araplar, İran, Çin, Rusya, NATO, BM, UNESCO vs. var mı? Yok, yok, YOK! Hepsinin ortak özellikleri: Korkaklığın zirve yapması… Kalplerin körelerek duyarsızlaşması… İnsanlık değerlerinin kaybolması… Adaletin çürümüşlüğü… Hukukun çökmesi… Merhametin kayboluşu... Mazlumların çığlıklarına kör-sağır-dilsiz kalınması… Ahlâkî değerlerin yok olması… Kaos içerisindeki genel düzensizlik… Çok şeyin yalanla v dizayn edilişi… Kör ümitlerle insanlığın oyalanması… İcraatsız sözlerle nizamın sağlanamayacağı… Dünya düzeninin bir bütün olarak çökmesi…
Ağırlıklı olarak önem ve öncelik arz eden konulardır; bunlara matuf olarak GAZZE-REFAH-FİLİSTİN konusu var ki dünyadaki diğer bütün olumsuzluklarla birlikte...
İnsanlığın huzur ve barışı adına Kâinatın yaratıcısı yüce Allah’ın koyduğu ilkeleri tanımayan, asla emellerine ulaşamayacakları arz-ı mev’ud hayalleri adına bebek, çocuk, kadın yaşlı demeden savunmasız sivilleri katleden dünyanın en vahşi terör örgütü Siyonist İsrail ve onu insanlığın başına bela eden İngilizler; Siyonistleri koruma adına destekleyen ABD ile Batı Dünyası ve onlara uşaklık yapan her türlü satılmışlar konuşulabilir, yazılabilir...
Acil olarak sonuç alınabilecek ve devamlı gündemi meşgul edecek şekilde, her yönü en ince şekilde düşünülmüş, mümkün olduğu kadar süratle birçok devletin, kurum ve kuruluşun da katılımı sağlanacak şekilde, açıklandığında ‘İŞTE BU’ denilerek umudun yeşerdiği bir GAZZE eylem planı yazılıp konuşulabilir...
Sekiz aydan beri kayıplarla birlikte belki de 150 bine yakın insan öldürüldü. Bu yetmezmiş gibi gece yarısı uykudayken çadırlarında 250’ye yakın insan fosfor bombası atılarak diri diri yakıldı. Bu durum mutlaka önlenmelidir. Bu ateş söndürülmeden, her insan, her Müslümanın rahat uyuması, işine rahatça gitmesi, bu zulüm eşiğini aşmak için yapması gereken her şeyi yapmaması Allah'ın gazabının üzerimize gelmesini doğurabilir...
İnsanlığa düşen görev; kulluğunun idrakinde olarak, dünyeviliğin tutsağı olmadan, gerçek özgürlük içerisinde hem kendisinin hem tüm insanlığın yaşamasına katkı sunmaktır.
Bu durumdan başka türlü çıkmak zordur; yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.
(‘Zalim dünya düzeni’ sona erip ‘Adil Dünya Düzeni’ kurulana kadar devam…)