Gazze, anayasa, ekonomi ve ‘dünyanın çöküşü’-6
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Gazze gündemi başta olmak üzere günlük ve/ya dönemlik gündemleri elbette her gün takip etmemiz ve gerekli değerlendirmeleri yapmamız gerekmekte…
Nitekim her gün bunu yapıyoruz ve yorumlarımızı da ona göre yazıyoruz…
Adil Düzen Çalışanları olarak bizim bir de artık yarım yüzyılı da aşan bir ana gündemimiz var ki; bizim asıl o gündemden kopmamamız gerekiyor…
Onu da yapıyoruz ve bize göre yazmamız gerekenleri yazıyoruz…
Nitekim bugün de bundan önceki son beş yazımızda “Gazze ve Refah” dediğimizi; “Anayasa, yeni anayasa, sivil anayasa” dediğimizi; “ekonomi, enflasyon, emek sahipleri, emekliler “dediğimizi; elbette son gülerde gündemde olan “eğitim ve müfredat” dediğimizi; hatta “ibret alınsın diye” önceki yazılarımızda geçmiş iki-üç yüzyıla yani “tarihî gelişmelere” de değindiğimizi hatırlayarak bugünkü yazımıza devam edelim…
Bu BİR!
***
Bu girizgâhtan sonra bir girizgâh daha yapmamız gerekecek; onu da yapalım…
Adil Düzen Çalışanları olarak yarım yüzyıl öncesinde bu çalışmalarımız aynı zamanda “akademik çalışmaya” da dönüşmeye başladığı dönemde yeni bir merhaleye başladık…
“İnsanda dört meleke var; fikir, his, irade ve ünsiyet var” demeye başladık…
Devamında da hayat bu dört melekenin “ilim/eğitim, din/ahlâk, iktisat/ekonomi, idare/siyaset” kurumlarının oluşması ve bunların dengeli bir istikrarının oluşmasından ibarettir dedik; bu denge bozulduğunda neler olduğunu ‘teşhİs’ olarak yazdık…
İlim ve eğitim kurumları ise hem kendilerinin hem de diğer üçünün rehberidir ki; en başta ilim ve eğitimde eksikler ve yanlışlar olduğunda, bunlar doğrudan diğer üçüne de sirayet etmektedir, ülkemizde var olan sorunların ana kaynağı da işte buradadır dedik…
Bu sorunların çözüme kavuşturulmaması sebebiyle de hayatımızın bu dört ana alanında ‘sorunlar yumağı’ giderek büyümüştür ve halen daha da büyümeye devam etmektedir dedik; halen her vesileyle -son günlerdeki bu yazılarda olduğu gibi- demeye de devam ediyoruz…
Biz yarım yüzyıldır -hatta artık yarım yüzyılı da aşan zamandan beri- bu alanlarda yaptığımız ilmî ve amelî çalışmalarımızda teşhİs olarak ‘Sosyal Tufan’ kavramını kullanmaya başladık, hayatımızın dört alanındaki sorunların ‘TUFAN’ seviyesinde olduğunu ortaya koyduk; tedavİ olarak da elbette bilinen ‘Adil Düzen’ önerilerimizi sunduk…
Ülkemiz ile ülkeler için “Adil Düzen” ve “Adil Ekonomik Düzen” çalışmalarımız…
Bütün dünya ve tüm insanlık için de “Adil Dünya Düzeni” ve “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” ki; bu çalışmalarımız halen günlük ve haftalık olarak devam ediyor…
Bu da İKİ!
***
Bu iki girizgâhımız iyi anlaşılırsa bundan sonra yazacaklarım daha iyi anlaşılacaktır…
Anlaşıldıkça da asıl yapılması gerekenler de elbette idrak edilecektir…
İnşallah bu anlama gerçekleşir diyelim ve devam edelim…
Bugünkü bu yazının müsebbibi bir haber ve bugünkü bu yazımın ana başlığına “dünyanın çöküşü” kelimelerini eklememin sebebi de o haber…
Haberin ana başlığı şöyle: “Dünya Ani Çöküşün Eşİğİnde!”
İngiltere merkezli The Economist dergisi, “ekonomik düzenin çöküşünün ani olabileceğini” vurgulayarak, “dünya çapında yaşananların uluslararası düzenin bölünmesiyle sonuçlanma ihtimali olduğunu” savundu...
İngiltere merkezli The Economist dergisi, “uluslararası düzenin parçalanmakta olduğunu” yazdı. “Yeni Ekonomik Düzen” ifadesine yer verilen analizde, mevcut düzen hakkında “çöküşü ani ve geri döndürülemez olabilir” denildi...
(Devamı var)