Korona konusunda yapmakta oldukları kötüdür-2
Kaldığımız yerden uyarılarımıza devam ediyoruz…
Covid19 salgını oldu.
Corona virüsü değiştirerek sahaya sürenler seyyie amel etmişlerdir.
Bunu yapanlar Allah’ı geçeceklerini sanmaktadırlar.
Oysa Allah böyle virüslere bir özellik yazmıştır. Virüs insan vücuduna girdikten sonra savunma sistemimiz girdiği hücreye saldırır. İçinde bulunduğu hücre ölünce virüs de ölür.
Bu nedenle vücudumuzla uyumlu hale gelmek üzere mutasyona uğrar ve zamanla mutasyona uğraya uğraya artık bizim ölümümüze, dolayısıyla da kendi ölümüne sebep olmayacak bir forma dönüşür. Vücudumuz içinde gerçekleşen her mutasyon bizim lehimizedir, aleyhimize değildir. Allah böyle ayarlamıştır.
Onlar yani bu kötülükleri yapanlar Allah’ı geçemezler.
Ancak onlar yine de Allah’ı geçmek amacıyla çalışmaya devam etmektedirler.
Virüsün zararsız hale gelmiş mutasyonlarını tehlike diye lanse ederler. ‘Aman ha’ derler, ‘Delta mutasyonu var, şimdi de Mü mutasyonu çıktı, aşılarınızı olun’ derler.
Ama yine Allah’ı geçemezler.
Aşıları üretirler ve insanlara yaparlar ve/ya zorla yaptırırlar. İnsanlar aşı olmak için sıraya girerler. Aşıları yaptırmayanlara hükümetler yaptırım uygularlar. Onlar da genellikle bilmeden bu şekilde seyyieleri amel ederler. Ama yine de Allah’ı geçemezler.
Aşılı vücutlara giren virüsler antikor saldırısına uğrarlar. Bu durumda bizim için uyumlu mutasyonlar değil antikor saldırısından korunmak için rastgele mutasyona uğrarlar. Artık virüs başlangıca dönmüştür. Yine öldürücü hale gelmiştir. Başlangıçta buna bahaneler üretecektir seyyieleri amel edenler, üçüncü doza ihtiyaç var diyeceklerdir. Antikor kayboluyor, antikoru canlı tutmak için hatırlatma dozları lazım diyeceklerdir.
Adamın başı ağrıyormuş, başına iki kere çekiçle vurun demişler. Adamın baş ağrısı artınca hatırlatmak için üçüncü kere kafasına vurun demişler ama nedense (!) baş ağrısı geçmiyor, artıyormuş. Bunun sonu gelmeyecek, Allah’ı geçeceklerini sanmaktadırlar. Oysa daha şimdiden aşıların hastalığın şiddetini artırdığı ve salgının bitmemesine sebep olduğu ortadadır. Aşılamayı ilk tamamlayan ülke İsrail’di ve müthiş övgüler alıyordu. 2 Eylül 2021’de pozitif testi olan insan sayısı 9 milyon nüfuslu ülkede bir günde 13.500’e ulaştı. Ne oldu? Hani aşı hastalığı durduruyordu! Niçin durmadı? Bunu görmek yerine hatırlatma dozlarını düşünüyorlar. Başınız hala ağrıyor, dördüncü kere çekiçle vuralım bence (!).
Elimizde yazdıklarımızın delilleri olan şekiller ve şemalar var. Şekillerde Türkiye ve İsrail’deki pozitif testli insan sayısı ile ölüm sayıları ve ortada da aşı sayıları görülüyor. Bu şekillerde de görüldüğü üzere salgının hızında ve piklerinde bir değişiklik yok.
Aslında hastalık bildiği gibi ilerleyip virüs bizimle uyumlu hale gelecek ve salgın ortadan kalkacakken, aşılama ile Allah’ı geçeceklerini sandılar ve salgını daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdiler.
Google’a girip tüm ülkelere bakarsanız farklı bir şey görmeyeceksiniz.
İlginç bir örnek de Moğolistan’dır. Covid-19 salgını başladıktan bir yıl sonra bile pozitif testli insan sayısı tüm ülkede bir elin parmaklarını geçmezken, aşılamanın başladığı Şubat-Mart 2021’den sonra patlama yaşanmıştır.
ABD’de de aynı durum yaşanmaktadır.
Almanya ve İngiltere’de de aynı durum yaşanmaktadır.
Aşılamanın salgını bitirmesi gerekirdi. Toplumun 2/3’ü bağışık olunca bir salgın durma noktasına gelir. Erişkinlerin neredeyse tamamının aşılandığı ülkelerde salgının durması gerekmez miydi? Bunu bile sorgulamıyorlar.
Üstüne üstlük aşılanmayanlara kısıtlamalar getirerek hayatlarını zorlaştırıyorlar.
Aşılanmak isteyen aşılanabilir. Biz kimseye “aşı olma” demeyiz. Kimse de bize “aşı ol” demesin. Herkes riskini kendisi üstlensin. (Devamı var…)