Bize, size, hepimize Allah’ın yardımı gelecektir...
Merhum Süleyman Karagülle Hocamızı, kendisiyle yarım yüzyıldır sürdürdüğümüz İLMÎ VE AMELÎ çalışmalarımızı da içerecek şekilde anmaya devam… Önceki yazılarımda da apaçık ifade ettiğim üzere; O’nun İLMÎ VE AMELÎ ÇALIŞMALARINI kaldığımız yerden sürdürmeye devam ediyoruz... Kur’an ve İlİm çalışmalarımızın 1120’inci haftasında, En’am Suresi üzerindeki çalışmamızın 6’ıncı haftasında, 31-34’inci ayetleri yorumladık… Dünya ve ahiret hayatını içeren konular üzerinde durduk; tam da Üstadımızın vefatı sonrası değerlendirmelerimize tevafuk eden konu ve konular… Bütün bunlar, üzerinde durup derin düşüncelere dalmamızı gerektiren ve devamında genel olarak çağımızın ve özel olarak günümüzün sorunlarına çözümler üretmemize vesile olacak konular…
Konuları, daha doğrusu yazılarımızın sadece konu başlıklarını hatırlayalım…
-“Kad hasirallezîne kezzebû bilikaillâhi…” (6/31) (15 Haziran)
-Kur’an nizamına göre üçüncü binyıl medeniyeti (16 Haziran)
-Dünya-ahiret, laib-lehv, ittika-akletme, hayat-hayr (17 Haziran)
-“Dünya hayatı laib ve lehvden başkası değildir” (18 Haziran)
-“Ve ittika edip akledenler için ahiret hayırlıdır” (19 Haziran)
-“Biliyoruz, söyledikleri seni hüzünlendiriyor…” (20 Haziran)
-Sorunların çözülmemesi bizi hüzünlendiriyor… (21 Haziran)
Bu yazının girizgâhı iki sebepten dolayı böyle oldu.
Birincisi, bu haftalık KUR’AN VE İLİM çalışmamızın sonuna, son ayetine geldik.
İkincisi, bu ayette de Üstadımız ile yarım yüzyıldır yaşadıklarımızın özü/özeti var.
“Âlimler peygamberlerin vârisleridir” hadisini hatırlayarak devam edelim ve şunu bilelim; peygamberler tarihi boyunca onların başlarına gelenler vârislerinin de başına gelir…
Önce dikkatle ayetimizi okuyalım…
“Ve lekad kuzzibet rusulün min kablike fe saberu ala ma kuzzibu ve uzu hatta etahum nasruna, ve la mubeddile li kelimatillah, ve lekad caeke min nebei’l-murselin / Ve senden önce de resuller tekzip edildi. Onlar nasrımız gelene kadar tekziplere ve eziyetlere sabrettiler. Ve Allah’ın kelimatını tebdil edecek yoktur. Ve mürsellerin nebei sana gelmiştir. / Ve senden önce de nice elçiler yalancı yerine kondu. Yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, nihayet yardımımız ulaştı. Allah'ın sözlerini kimse değiştirebilecek değildir. İşte o elçilerin haberinden bir kısmı sana da gelmiş oldu.” (En’am 34)
***
Peki, olanlar nedir, yaşadıklarımız nedir, neden böyle oluyor?
Geçmişteki peygamberlere ne olmuşsa onlar oluyor, benzer şeyleri yaşıyoruz.
Onlar da bugün Adil Düzen’i çiğnedikleri gibi Allah’ın ayetlerini çiğnediler. O resuller de üzüldüler ama sabrettiler, dayandılar, onların tekziplerine sabrettiler, eziyetlerine sabrettiler. Sonunda Allah’ın yardımı gelecek ve onların tekzipleri de eziyetleri de bitecek.
Bizim, sizin yani bu meselelerle ilgilenen hepimizin durumu budur.
Ne olacak sorusuna sabredeceksiniz ve Allah’ın nasrı, nusreti, yardımı gelecektir.
Nasıl ki bundan evvelki resuller sabrettiler ve onlara Allah’ın nasrı, nusreti, yardımı gelip yetişmişti; bize ve size yani hepimize Allah’ın yardımı gelecektir, inşallah...
***
Bu yazımı, bu yazılarıma gelen genel bir takdir, tebrik ve dua yazısı ile bitireyim: “Maalesef gerektiği kadar kıymetini bilemediğimiz ve değerlendiremediğimiz Süleyman Karagülle üstadımızın yeri kolaylıkla doldurulamaz. O, İslam’ın asli kuralları ve hikmetleri konusunda diğer âlimlerden duymadığımız çok kıymetli bilgiler aktaran, günümüz dünyasında İslam’ın tatbikine ışık tutan, seçkin bir âlim ve mücahid idi. Allah rahmet eylesin, hepimizi cennetinde cem eylesin inşallah. O’nu hakkıyla anlayan ve değerlendiren Reşat Nuri Erol kardeşimizden de Rabbim razı olsun, hizmetlerini daim eylesin, dünya ve ahirette mutluluk versin inşallah.” Mühendis YAŞAR AKSOY (20.06.2021)