Utanç
09.12.2010
Kendimi bildim bileli bu ülkenin öğrencileri dövülür, coplanır, ayaklar altında çiğnenir, tutuklanır.
Sonra da yetkililer ‘Efendim bunlar öğrenci değil, örgüt mensubu‘ der.
Hükümetler değişir ama Ankara’nın bu temel anlayışı değişmez.
Gelin de utanmayın!
***
Yargı 30 yılda Kemal Türkler cinayetini karara bağlayamadı ve dava düştü.
Kemal Türkler’i katledenler yaptığıyla kaldı.
Babasının ölümüne şahit olan kızı ise yüreğinden taşan isyan duygularını nasıl ifade edeceğini bilemedi. ‘Bu ülkeden utanıyorum!’ dedi.
Gelin de utanmayın!
***
Silahla, bombayla hiç ilişkisi olmayan, tam tersine ‘Bu ülkede silahlar sussun’ diye elinden geleni yapan Pınar Selek, yıllardır eziyet çekiyor.
Bitmek tükenmek bilmeyen davalar, hapisler, beraat kararları ve tekrar yargılamalarla bu değerli insanın hayatını cehenneme çevirdiler.
İki kez beraat etmiş olmasına rağmen, şimdi her şey yeniden başlayacak ve bu değerli yazar-sosyolog aynı işkenceleri yeniden yaşayacak.
Her gün koca bir kayayı iterek tepeye çıkaran ve her akşam kayanın aşağı yuvarlanmasıyla, aynı işlemi sonsuza kadar tekrarlamak zorunda kalan Sisyphos gibi.
Gelin de utanmayın!
***
Hrant Dink’in katilleri, her duruşmada yüreği yanan mağdur aileye hakaret ediyor, yüzlerine gülüyorlar.
Cinayetin devlet içindeki uzantıları bir türlü ortaya çıkarılmıyor.
Gelin de utanmayın!
***
Her bayram yüzlerce kişi trafikte ölüyor.
Sokakta yürüyen masum vatandaş üzerinde ateş talimi yapan gençler, o gün baba olmuş bir genç adamı öldürüyorlar.
Magandalar 4. katta sınava giren kız çocuğunu vuruyor.
Gelin de utanmayın!
***
Gazeteci Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan hiçbir mantıklı açıklaması olmadan, artık zulme dönüşmüş bir esirlikte, Silivri zindanında ömür tüketiyorlar.
Gelin de utanmayın!
***
Bu ülkede utanç duyulacak çok işler oluyor ama nedense utanması gerekenlerin bir türlü yüzü kızarmıyor.
Gelin de utanmayın!
Gelin de utanmayın!
Yorum:
Gelin de “HAKEMLİK SİTEMİ”’ni istemeyin.
Bizimde bir hastalığımız var dedikodu hastalığı.Bu hastalığın özeti şu:Zenginin
Malı züğürdün çenesini yorarmış.Demiş atalarımız.Merhum Hasan El Benna’nın
Bir kitabında okumuştumŞeytan bazı şeyleri küçük göstererek(bu iş yapmaya değmez anlayışı) insana yaptırmazmış,Bazı şeyleri de büyük göstererek (sen bu işin altından kalkamazsın
Anlayışı)yaptırmazmış.Bence buna şunuda eklemeli üçüncü olarak şeytanın oyunlarına düşmanı ve düşmanın yaptıklarını konuşturarak kendi çözümlerimizi unutturma anlayışı.
Aynı şeyleri Zülfü Livaneli’de de görüyoruz karşı cenahtan,bizim Saadet Partililerde
de görüyoruz ayrıca genel olarak İslamcı camiada ve cemaatlerde de.Sadece Akevler
Ekibi kırk yıldır çözümler üretiyor ve bunun metoduna çağırıyor.Ama ne içerde ne dışarıda
İşe el atan kimseden ses seda duyamıyoruz…
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ gerçekten bir hazine sarraf olmak isteyenlere…