Baykal’ın ani ‘çarşaf’ aşkı! – 11.12.2010
Türk siyasetinin tüm etik değerleri kaybetmesi, koltuk uğruna milletin gözünün içine baka baka her tür yalanın söylenmesi, bir de üstüne bu yalancıların vatandaşı “hiçbir numaralarını anlamayacak budalalar” olarak görmesi, kendilerini ise pek akıllı sanmaları artık iyice çekilmez hale geldi.
Baykal ve Sav ’ın oynamakta oldukları (önce rakip duruma gelmişlerdi, Sav da gönderilip çıkarlar birleşince tekrar aynı safa geçiverdiler) oyun da bunun ta kendisi... Genel Başkanlıktan büyük bir skandalla ayrılan Deniz Baykal dün “kişisel beklentisi olmadığını, partisinin yararını düşünen partili olduğunu “ iddia etmiş. Parti içinde Baykal’la birlikte yarattıkları antipati ile kendi seçmenlerini bile kaçırtan, kurdukları hegemonya ile kendi milletvekillerini bile partiden soğutan, dönemlerinde ortada ‘kadın’ ve ‘gençlik’ kolları bırakmayan imparator Önder Sav ise “hepimize düşen görev CHP’yi iktidara hazırlamak” demiş.
PARTİYİ KAYNATAN İKİLİ
Baykal’a “ Madem ki kişisel beklentiniz yok, neden ikide bir ortaya çıkıp veya yakın adamlarınızı çıkarıp partiyi karıştırarak devamlı ‘içten içe bir huzursuzluk var gibi’ bir hava yaratmaya çalıştınız? Madem ki beklentiniz yok (ve sizin şartlarınızda da zaten olmamalı ) neden ‘bundan sonra genel başkanlığa aday olmayacağınızı bir türlü söyleyemediniz? Parti yönetimi daha önce ‘kurultayın ancak seçimden sonra olabileceğini’ açıklamasına rağmen böylesine zor bir dönemde neden size yakın milletvekillerini kışkırtıp yönetimi kurultay kararı almaya zorladınız” diye sormak lazım.
Hatta referandum öncesi kendisine çok yakın bazı milletvekillerinin iktidarın tezini savunarak açıktan açığa “Evet” çıksın diye çalışmalarını da...
Önder Sav’a ise “Madem ki hepinize düşen görev CHP’yi iktidara hazırlamaktır, bunca yıldır niye muhalefette olmakla yetindiniz, neden yeterli çalışmayı, organizasyonu yapamayıp küçük alanlara kısılıp kaldınız? Şimdi Kılıçdaroğlu işe koyulunca mı aklınıza geldi” diye...
KENDİSİ ‘BLOK’ÇU!
Bundan önce kendi dönemlerinde hep ‘blok listeyle’ parti meclisi üyelerini seçen , bu yüzden 2005 Kurultayı’nda Mustafa Sarıgül’ün ‘çarşaf liste’ önergesini reddettiren ve ona hakaretler yağdıran Baykal şimdi birdenbire ‘çarşaf liste’ aşkına tutuldu. Amaç bu listeyi binbir ayak oyunuyla delip kendi adamlarını yerleştirerek ortaya “eski tas, eski hamam” bir parti Meclisi çıkarma ve böylece Kılıçdaroğlu’nun; ‘iyi anlaşacağı bir ekiple, bütün halinde çalışarak seçime gitmesini önleme’ değilse, ‘aman başarmasın, bizim bugüne kadarki başarısızlığımız ortaya çıkmasın ama isterse kıyamet kopsun’ demek değilse nedir bu çaba?
“Siz blokçu idiniz, şimdi bu çarşaf aşkı neden” sorusu tabii ki sorulacağı için cevabını da hazırlamış; ”yeni tüzük ilk kez uygulanacak da ondan” .. Peki yeni tüzükte blok liste yok mu, var. Ancak delege (kışkırtılmadan) kendi iradesiyle isterse çarşaf da olabilir. Demek ki Baykal’ın mazereti geçersiz.
KILIÇDAROĞLU NEDEN FİKİR DEĞİŞTİRDİ?
Daha önce aynen tüzüğe uygun şekilde “Delege isterse PM çarşaf listeyle seçilebilir” diyen Kılıçdaroğlu’nun bu görüşten uzaklaşmasını eleştirenler çıkacaktır ama bence bunun tek nedeni o günlerde “Baykal-Sav ikilisinin seçime giderken bile partiyi çalışamaz hale getirecek bir ihtirasla ‘adamlarını seçtirmek ve yönetime ayak bağı olmak için’ ortalığı karıştıracaklarına ihtimal vermemesi”ydi. Kısacası Kılıçdaroğlu onların ‘yaratmayı planladığı tehlikeyi gördüğü’ için blok listenin doğru olacağına karar verdi. Sonuç ne olur, delegeler de bu planı görür ve bozar mı bilinmez, bilinen bir şey varsa Baykal ile Sav ’ın, planları uğruna partilerini seçim sürecinde kurultaya zorlayıp çalışmasını engelleyecek, “Kılıçdaroğlu partinin ideolojisini değiştiriyor” yalanlarıyla yıpratacak kadar gözü kara bir gidiş içinde olduğudur!