Niye böyle oldu? Bundan sonra ne olur?
1258 Okunma, 0 Yorum
Ruşen Çakır - Vatan
Tayibet Erzen

 

13.09.2010

Ruşen Çakır - rcakir@gazetevatan.com

 

 



Sıcağı sıcağına, hızlı bir değerlendirme yapmak gerekirse şu hususların altını çizmek istiyorum:



1-AKP’nin, yerel seçimlerde yaşadığı düşüşten sonra böyle bir sonuç elde etmesi başlıbaşına bir başarıdır.



2-Kim ne derse desin bu referandum hükümetin güven oylaması şeklinde geçti. Dolayısıyla halk AKP hükümetine güvenoyu vermiş oldu. Bu açıdan bakıldığında muhalefet partilerinin baştan yanlış bir strateji izledikleri anlaşıldı.

 

3-Bu referandumun ilk galibi, hiç tartışmasız, yerel seçimlerde olduğu gibi kampanyayı büyük ölçüde tek başına sürükleyen Başbakan Erdoğan’dır. Bu tartışmasız zaferin ardından cumhurbaşkanlığı arzu ve kararlılığının daha da arttığını, zira bu referandumun, onun için önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin provası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.



4-Referandumda evet ve hayır cepheleri karmakarışıktı. Bu sonuçlar ışığında, evet cephesinin temellerinin daha sağlam, hayır cephesininkiyse daha arızalı olduğu ortaya çıktı.



5-Referandumun en önde gelen galiplerinden biri de Fethullah Gülen ve cemaatidir. Gülen belki de ilk kez bir seçim/halk oylaması öncesi aleni ve kararlı bir şekilde bir tarafa angaje olarak kendisini riske atmıştı. CHP ve MHP başta olmak üzere hayır cephesinin şimşeklerini üzerine çeken ve Hanefi Avcı’nın kitabıyla dikkat ve kuşkuları üzerinde toplayan Gülen ve cemaati oynadığı kumardan kârlı çıkmışa benziyor. Bu arada Başbakan Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu’nun kullandığı tabire başvurarak Gülen’e teşekkür etmesi, bir “ilk” olarak tarihe geçti.



6-Referandumun en büyük mağlubu, hiç tartışmasız MHP’dir. İl il sonuçlara baktığımızda, MHP ve lideri Bahçeli’nin, İç ve Doğu Anadolu ile Karadeniz’de, son seçimlerde desteğini kazanmış oldukları seçmenlerin ciddi bir bölümünü “hayır” demeye ikna edememiş olduklarını görüyoruz.



7-MHP referandum kampanyasını Kürt açılımını eleştirme üzerine bina etmişti. Yine sonuçları detaylı olarak incelediğimizde görüyoruz ki, geleneksel olarak Türk milliyetçiliği konusunda hassas olduğunu bildiğimiz seçmen, MHP’nin suçlama ve uyarılarını ya önemsemedi ya da bu Anayasa paketiyle ilgisi olmadığına hükmetti.

 



8-BDP’nin sandığı boykot stratejisinin büyük ölçüde başarıya ulaştığını, bu partinin rüşdünü ispatladığını gördük. Artık, Güneydoğu çatışmaların en yoğun olduğu bölgelerde BDP’nin (dolayısıyla PKK’nın) çok güçlü bir kitle tabanı olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.



9-Güneydoğu oy kullanan seçmenin neredeyse tümünün evet oyu kullanması, boykotun evet’in aleyhine bir karar olduğunu gözler önüne serdi. Bununla birlikte evet’in ülke çapında ulaştığı oran nedeniye boykotun referandum sonuçlarına herhangi bir etkisi olduğu söylenemez.



Bundan sonra?



“Bundan sonra ne olabilir?” sorusuyla ilgili olarak da bazı hızlı değerlendirmeler yapmak isterim:



Devamı için TIKLAYINIZ.





Yorum:



CHP'YE KE-MAL DARBESİ



Referandum süreci beklenildiği gibi çekişmeli oldu, son kozlarını oynamak üzere reyting oranı yüksek tv programlarında yerlerini alan siyasilerden kimileri tahtını sağlamlaştırırken, kimileri de ev ödevlerine çalışmadan geldiklerini, kendilerini 70 milyona rezil ederek bir kez daha gösterdiler.

Babadan kalma siyasetle yola çıkmak, en doğru tabiriyle bu milleti aptal yerine koymaktır. Her ne kadar siyasi bilince tam olarak sahip olan bir millet değilsek de zırvalamalara, basmakalıp sloganlara ne vaktimiz ne de sabrımız var. Kılıçdaroğlu sandığa gitmemekle(Allah'ın takdiri, yapacak bir şey yok) işi ne kadar ciddiye aldığını göstermişken aslında söyleyecek çok fazla bir şey yok ama buna rağmen kendisine ve partisine olan destek kesilmeyecektir. Çünkü bilinçaltındaki mücadele İslamladır. Dolayısıyla onun şu anda temsilcisi görünümünde olan AKP ile.

'Evet' cephesi derin bir 'ohh' çekse de ben Türkiye'yi sanıldığı kadar aydın günlerin beklediğini sanmıyorum. Çünkü temelde değişen bir şey olmadı. Kartların el değişmesiyle oyunun bilançosu ne kadar değiştiyse, durum da o kadar değişti. Umudumuz AKP'nin bu zaferi başlangıç kabul edip, anlamlı inklaplar için zemin oluşturmak için kullanması olmalı.

Kabul edilmese de bu AKP adına bir güven oylamasıydı ve halkın Erdoğan yönetimine olan güvenini göstermesi açısından ön seçim değerindeydi. Bu AKP'ye sunulan bir fırsattır ve en doğru şekilde değerlendirilmezse ve olması gereken amacına hizmet etmezse Rabbim alaşağı etmesini de bilir.

Doğudaki boykotlara gelince bunlar BDP'nin bir 'hiç' olduğu gerçeğini değiştiremeyecek kadar etkisizdir. Sayın Çakır'ın ciddiye almasını Açılım'a olan inancına bağlıyorum. BDP kendini PKK ile özdeşleştirdiği sürece illegal örgüt muamelesi görmeye mahkum edilmeli. Bilmem hangi meşru olmayan yollarla boykotu gerçekleştirerek zaten derdinin halk olmadığını, kukladan öteye geçemediğini de gösterdi ama gelin görün ki bunu bile birilerine anlatmak gerekiyor, anlaşılması ne mümkün.

Bazen hiçbir şey yapmadan beklemek, belki de derin bir tevekkülle işi asıl sahibine bırakmak en güzelidir. Ben o yüzden Allah'ın mekrine güveniyorum. Çünkü O mekredenlerin en hayırlısıdır.

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 66 | Tarih: 12.09.2010
Mahir Kaynak
Rusya- İsrail ilişkisi
1836 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
Niye böyle oldu? Bundan sonra ne olur?
1258 Okunma
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Aykırı İlâhiyatçılar
1192 Okunma
Emine Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
Niçin Hayır!
1184 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Rahibe afişine dair (2)
1173 Okunma
4 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ebubekir Sifil
Bu Cadde Çıkmaz Sokak
1114 Okunma
3 Yorum
Zafer Kafkas
Reşat Nuri Erol
Refah ve saadet
1107 Okunma
3 Yorum
Ilker Ardic