Havuzlu Villa
1020 Okunma, 0 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

- Gündemin en önemli konularından biri kimin havuzlu villası olduğu. Diğer tartışma konuları da isimlerin önüne hangi unvanların konulacağı ya da başka kişisel konular. Demokrasi ise geçmişin hesaplaşmasına dönüşüyor.

 

-       Tartışmayı halk yapmaz âlimler yapar. Mahir bey tartışılması gerekiyor diyor da tartışmıyor. Tartışacak yer bulamıyor. Akevler.org herkese açık. Gelin ilmî tartışmalar yapalım.

- Bir yazımda halkın bir dağ gibi olduğunu, kendi sesinin olmadığını ve ondan duyduklarımızın güç odaklarının sesinin yankıları olduğunu söylemiştim. Bu halkın cahil olduğu ve onun tercihleriyle seçkinlerin tercihlerinin aynı ağırlıkta olmaması gerektiği iddiasına hiç benzemez. Sesin bir dağda yankılanması için yankılanacak vasıflara sahip olması gerekir. Oysa seçkinlerin söyledikleri bir yankı bile değil sadece suflörün sözlerinden ibarettir. Gerçek seçkinler kendine özgü düşüncesi olanlardır ve onlar düşüncelerinin benimsenmesinin ötesinde bir kaygı taşımazlar. Kazançları da maddi âlemde değil düşünceleri gibi soyut ve manevi alanlardadır.

-       Sermayenin basını halkı baskısı altında susturmaktadır. Halkın kendi görüşünü aksettirecek yazarlardır. Yazarların bunu başarabilmesi için bağımsız medya olmalıdır. Bizim Mahir orada burada yazmamalıdır. Önce akevler.org’da yazmalıdır. Sonra o dergiyi basılı hale getirmeliyiz. Sonra televizyonu kurmalıyız. Sonra parti kurmalıyız. Bunların halkın sermayesiyle kurmalıyız. Biz çok kötü şartlarda bunları yaptık. Şimdi yapmak çok daha kolaydır.

- Yaşadığımız dönem gibi büyük değişimlerin olduğu zamanlar düşünce üreten insanlar için bulunmaz fırsatlar yaratır. Mesela bundan sonra liberal ekonomik düşüncenin sürdürülemeyeceği görülebilir ve yeni bir ekonomi teorisinin temelleri atılabilir.

-       40 yıl önce de ileri sürdüğümüz bir varsayım vardır: Uygarlıkların ömrü bin yıldır. Hakk uygarlıkları mîlâdî tarihle başlar. Kuvvet uygarlıkları 500 yıl arkadan gelir. Kuvvet uygarlığı bugün zirvededir. Yeni hak uygarlığı kuruluyor. V. hak uygarlığı, II. Kur’an uygarlığı başlıyor. Büyük değişme olmaktadır diyoruz. Mahir bey şimdi açıkça ilan ediyor. Biz 40 yıl önce bu yeni ekonominin temellerini araştırmaya başladık. Liberal ekonominin eksiği vardır: Tekele dönüşmektedir. Faiz terk edilir, gelir vergisi bırakılırsa ve genel hizmetle desteklenirse sanal para ekonomisi yerine reel senet ekonomisi benimsenirse yeni ekonomi ortaya çıkar.

Dünyada gelecek yıllarda büyük değişim olarak adlandırılacağını sandığım gelişmeler yaşanırken ve bu değişimde ülkemizin hem etkilenen hem de değişime katkı yapacak bir ülke konumunda olmasına rağmen tartışma konularımızın münazara çizgisinde sürdürülmesi nasıl yorumlanmalı?

-       III. bin yıl uygarlığının teorisi Akevler’de başlamış, Erbakan’ın katılmasıyla Adil Düzen olarak ortaya çıktı.Dünyaya anlatıldı. Uygarlıklar iki medeniyetin senteziyle doğar. III. Bin yıl uygarlığı Avrupa ve İslam uygarlığının senteziyle doğacaktır. Bunu yapabilecek tek ülke Türkiye’dir. Tanzimat’la başlayan hazırlanma, Adil Düzen’le noktalanmıştır. Olacakların yanında olanları görmek gerekir.

Değişim ve ülkemizin rolü bilinmekte ancak iki nedenle bunun kamuoyuna yansıtılması istenmiyor olabilir. Birinci neden konunun çok karmaşık olması nedeniyle kitlelere anlatılacak kadar sadeleştirilmesi mümkün görülmemesidir. Ya da izlenen stratejinin açıklanmasının mücadeleyi tehlikeye atacağından endişe edilmekte ve iktidarda olmak hedef olarak belirlenmektedir. Başka bir yorum ise geleceğin bir kader olarak algılandığı ve müdahale etmek yerine sabırla beklemenin tercih edildiğidir.

-       Adil Düzen’i iktidar partisi uygulayamaz. Havada uçan uçak yolcularını başka uçağa aktaramaz. Yerdekiler yeni uçağı hazırlamaları gerekir. Sorun iktidarda değil Mahir bey gibi ilim adamlarındadır. Bizim Adil Düzen çalışmalarımıza katılmamaktadırlar.

Önümüzdeki dönemde şu konuların önemli olacağını sanıyorum. Yeni düzende devletin rolü ne olacaktır? Ülkemizde devletin geçmişteki hataları nedeniyle etkisiz kılınması mı yoksa çağdaş hatta çağın ötesine bakan bir devletin yapılandırılması mı gerekir? Teknolojideki gelişmeler toplumda ve bireyler üzerinde nasıl etki edecektir?

-       Yeni düzende yerinden yönetim esas olacaktır. Ocaklar birlikte yaşayacak, bucaklar birlikte çalışacak, iller iç güvenliği sağlayacak, devletle dış savunmayı yapacak, insanlık uygarlaşmayı sürdürecektir. Yargı hakemlerden oluşacak ve yargı tüm kurumların üstünde olacaktır. Askeri güç hakemlerin kararlarının güvencesi olacaktır. Din ne yapılmasına, ilim nasıl yapılacağına, ekonomi kimin yapacağına, siyaset ise kolektif olarak üretilen ürünlerin kimlere ait olacağına hizmet verecektir. Kanunlarla değil içtihat ve sözleşmelerle yönetilecektir. Devleti ve ordusu güçlü olmayan topluluklar yok olmağa mahkûmdurlar. Teknoloji ne için kullanırsan ona yarar. Kendisi ne iyidir ne de kötü. O imkândır.

Bugünlerde havuzlu villayı tartışacak yerde bölgeyi yeniden şekillendirecek güç odaklarının projelerinin ne olduğunu ve nasıl bir rol oynamamız istendiğini ve bizim tercihimizin ne olduğunu tartışsak daha iyi olmaz mı? Ancak bu bölgedeki büyük güçlerin, ABD bazı Avrupa ülkeleri, Türkiye ve İran’ın yanına terör örgütlerini de aktör olarak koyarsak ve geleceği onların belirleyeceğini ya da en azından etkileyeceğini düşünürsek sorunu anlarız.

-       Dünyadaki tüm olaylar Adil Düzen’in gelmesine doğru gitmektedir. Bizim işimiz o akışa etki etmek değil Adil Düzen’i öğrenmemizdir. Örnek uygulamayı yapmamızdır. Ak Parti akan suya kapılmış boğulmamak için çırpınmaktadır. Ondan bir şey beklemek beyhudedir.

Bir konuda daha tereddüdümü söylemek istiyorum. Bir ülkede ön planda görünen sorunlar çözülmesi istenen mi yoksa asıl hedefe varmak için kullanılan ara aşamalar mıdır? Yani bugün tartıştığımız konular ansızın önemsiz hale gelecek ve onun yerlerini bambaşka sorunlar mı alacak? Bu ön plandaki aktörleri de, eğer kendilerini değiştirmez ve uyum sağlayamazlarsa, etkisiz kılabilir. 

-       Yeni uygarlık cihatsız ortaya çıkmaz. Her iyi yenilik direniş görür. Bu eskimiş müesseselerle bir yere gidemeyiz. Her şeyi biz küçük olarak kendimiz oluşturmamız gerekir. Günlük çekişmelerin üstünde Adil Düzen’i öğrenmemiz işimiz olmalıdır.

 

Havuzlu villa 15 Ağustos 2010 Pazar özet

 

Halk etkinlerin sesini yankılar. Şimdi havuzlu villa ve unvanları yankılıyor. Değişim dönemindeyiz yeni sistemler üretmeliyiz. Büyük değişmelerin arifesindeyiz. İşlerimiz nelerdir? Bu tartışmalarla vakit kaybediyoruz. Değişim ve ülkemizin rolü biliniyor sabırla bekleniyor.

Devletin rolü nedir? Ekonomiyi kim yönlendirecek? Görünen etkiler insanlığı nereye götürüyor? İniltiyi dinlemek hastayı iyi etmez.

 

Özet Yorum: Akevler 43 yıl önce yeni düzen gereği duydu. Bunun Batı ve İslam medeniyetlerinin sentezinden oluşacağını keşfetti. Kooperatif kurarak araştırmaya ve denemelere başladı. Erbakan bu çalışmalara katıldı ve Adil Düzen ortaya çıktı. Dünya duydu. Mahir bey duymazdan geliyor. Hayrettin Karaman’ın başını çektiği 15 âlim, Adil Düzen’in terk edilmesini gizli gizli hararetle önerdiler. Başbakan Adil Düzenci olmadığıyla öğünüyor. Numan Erbakan’a cephe alarak yükselmeye çalışıyor. Biz Akevler olarak 40 yıldır fasılasız çalışıyoruz. Yakında Akevler.org’da birçok eserler yayınlanacaktır. Mahir beyi tartışmaya davet ediyoruz. Biz parasız çalışıyoruz. Siz de karşılıksız çalışabilirdiniz. Yorumumuza yorum yapabilirsiniz.

 

• Irak’ın geleceği 21 Ağustos 2010 Cumartesi

 

ABD Irak’tan çekildi. Hedefi ne idi. Irak ordusu ABD’ye tek kurşun atmadı. İran’la 8 yıl savaştı. Irak savaşı çat pat hareketi idi. Irak’ta partiler ırka ve mezheplere oturtuldu. Kerkük petrol sorunu çözülmedi. AB’nin yerini Türkiye mi alacak. Kürt Türk çatışmasında Türkiye’nin işi zor: Arapların veya Kürtlerin yanında kalmak zorunda kalır. Türkiye Irak’ın dışında olamaz.

 

Özet Yorum: Gelecekte Rusya, İran, Türkiye Arap yarımadası ülkeleri bir olmak zorundadır. Tümü AB’ne girer ve diğer güçlerin etkisi alanından çıkarılır. Ya da bağımsız bir birlik Orta Doğu birliği oluşturulur. İmparatorlukların yerini birlikler almaktadır. Barışın korunabilmesi için hakemlik sisteminin kabul edilmesi ve hakemlerin kararlarına uymayanlara barış devletleri birlikte cephe almalıdır. Türkiye Irak’ta Adil Düzen’in kurulmasına yardım edebilir.

 

 

Süleyman Karagülle






Sayı: 63 | Tarih: 22.08.2010
Oktay Ekşi
Erbakan Çözer
1109 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Ahmet Hakan
Değmez ama yine de yazdım
1072 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Havuzlu Villa
1020 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruşen Çakır
Anayasa paketini mi oylayacağız, yoksa?..
1003 Okunma
Tayibet Erzen
Mümtazer Türköne
Kürtleri doğru anlamak
1001 Okunma
Arif Ersoy
Ahmet Altan
BÜYÜK İNSANLAR
964 Okunma
Özer Ataç
Mehmet Şevket Eygi
Evet mi, Hayır mı?
950 Okunma
Emine Hocaoğlu
Reşat Nuri Erol
Sadece ekonomi topallamıyor
947 Okunma
5 Yorum
Ilker Ardic


© 2024 - Akevler