Geçmişten Günümüze
1154 Okunma, 3 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

-Bugün eskiden söylediklerimi bugüne taşıyarak ülkemizdeki gelişmelerin köklerini araştıracağım. 11 Mart 1991 de Zaman gazetesinde yayınlanan bir söyleşimde şöyle bir ara başlık var: IRAK BÖLÜNECEKTİR. Arkasından” Amaç Irak’ın yeniden ABD ve SSCB’nin çıkarlarına karşı koyabilecek bir potansiyele erişmesini engellemektir. Bu bölünme Arap unsurlarla Arap olmayan unsurlar, yani Kuzeyde Türk ve Kürtlerin Araplardan ayrı, bir ölçüde bağımsız bir devlet kurmaları muhtemeldir.”

-  Haçlı seferleri sonunda başlayan ticari gelişme Avrupa’daki Yahudileri zengin etti ve ellerine geçirdikleri büyük güç sayesinde  Tevrat’ın vaatlerini gerçekleştirmek istiyorlar. Dünyada tek sermaye devletini oluşturma. Kapitalizme gelişmiş batıyı sosyalizmle geri kalmış ülkeleri  hakimiyetleri altına aldılar.  Türkiye’de ki Erbakan çıkışı, İran’ı, İran siteleri, Sovyetler bütün dünyayı harekete geçirdi. Ateizme dayalı  tekel sermaye planı çöktü.  Avrupa’da papalık yeniden etkin hale geldi.  Sovyetler yıkıldı, . ABD da zenci bir müslümanın çocuğu devlet başkanı oldu.  Tekel sermaye şaşkın bir şekilde.

 

Daha önce 13 Ocak 1991 de Nokta Dergisinde yayınlanan bir söyleşide ABD’nin Irak’ı yenilgiye uğratması halinde hesabı ne olabilir? Sorusuna şu cevabı veriyorum:” Bu takdirde Ortadoğu’da en güçlü merkez Türkiye olacak ve bu merkez Sovyetlerle ABD’nin yanında yer alacak. Böyle bir Türkiye toprak işgali yoluyla değil ama siyasi hakimiyet yoluyla çevresindeki nüfuzunu genişletecek.

- III. Bin yıl uygarlığı Peygamberlerin hakkı üstün tutan uygarlığı olacaktır. Kuran dan sonra yeni peygamber gelmeyecektir. Peygamberlerin yerini ilim adamaları alacaktır. İnanmış siyaset adamaları alacaktır. Adil Düzen, ilahi kitapların bugün tabii ve sosyal ilimlerle yorumlanarak günümüzün sorunlarını çözmesidir. Bu asrın en büyük sorunu işsizliktir. Adil Düzen bunu çözmüştür. Halka ön ödemeli  faizsiz,  icarsız, sipariş kredisini veriyorsun, İşletmeler onları üretiyor. Çalışanlara da faizsiz çalışma kredisi veriyoruz.  İstediği yerlerde çalışıyor, işyerleri borçlanıyor ve çalışan ücretini alıyor. İşyerine ayrıca çalıştırdığı işçi ile orantılı hammadde kredisi veriliyor. Ana parasını biz ödeyelim deniliyor. Bu çok basit çözüm Kuranın bu gün ki mucizesidir. Türkiye’de uygulanacak. Dünya örnek alacak. Tekel sermaye tekel sermaye olmaktan çıkacak. Faizsiz çalışanlar yaşayacak. Diğerleri elenip gidecekler.

- Bu analiz Birinci Körfez Savaşı sürecinde yapılmıştı ama gerçekleşmedi. Bana göre Irak’ın işgali gerçekleşmeyen bu projeyi yürürlüğe koymak amacı taşıyordu ve ciddi hiçbir gerekçe olmadan Irak işgal edildi.  Türkiye bugün bölgesel bir güç olma yolunda ilerliyor ve Kuzey Irak’ın Irak’la tüm maddi ve manevi bağları kopuyor ve ayrılma kaçınılmaz hale geliyor.

- Bölgesel güç yoktur. Demokraside ortak güç var. Batı demokrasiyi sömürü aracı olarak dayattı. Ama gerçek demokrasi gelmektedir.Türkiye örnek devlet olacaktır. hakim devlet olmayacaktır. Dünyaya örnek olacaktır.

 

Bunlar söylemekteki amacım ülkemizdeki siyasi tartışmaların seçim kazanmayı hedef alması ve karşılaşacağımız sorunların gündeme gelmemesidir. Ayrıca dünyaya yön veren ülkelerin, siyasi iktidarlardan bağımsız, uzun vadeli projelerinin olmasıdır. Türkiye’de siyaset yapanlar sorun olarak görülen meseleleri çözeceğini vaat eder ama hangi yolu izleyeceğini kimse bilmez. İktidara gelenler önceden planlamadıkları projeleri günün koşullarına göre belirler ve bunların doğru olduğunu savunurlar. Başarı yapılanların dünyadaki şartlarla uyumlu olmasından kaynaklanır.

- Sermaye dünyayı sömürmeye devam edebilmesi için düşünmeyen, gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım diyen insanlar ister. Eğer düşünen olursa derhal kaynakları kesilmiş olur. Akevler çalışanları düşünüyor, sesleri sedaları duyulmuyor. Ama oluşuma devam ediyor.  Akeveler gibi düşünenler görünmüyor. Toprak altındaki tohumlar i çimlenmeye hazırlanıyorlar. Birden tüm alan yakında yeşillenmiş olacaktır.

Stratejik analiz yapılmaz. Mesela AB belirli hukuki ve ekonomik kurallara uyan bölge ülkelerinin birlikteliği olarak algılanır. Bu yaklaşım, stratejik hesap yapılmaması birliğe üye olmamız bir yana projenin gerçekleşmesini bile engelleyecek sonuçlar yaratabilir.

- Üçüncü bin yıl uygarlığını Hıristiyanlar ve Müslümanlar kuracaklardır. Avrupa birliği eğer papalığın yol göstericiliğine uyarsa, dinsizliği bırakırsa  III. Bin yıl uygarlığına da etkin rol oynarlar. Bizle berber olurlar. 

Bugün tartışılanlara bakılırsa bölgenin kaderini belirleyen en önemli aktörlerden biri de PKK ve onun yaptığı eylemlerdir. Bölgede stratejik çıkarları olan büyük güçler Kandil dağından gelen mesajlarla uğraşır, terör eylemlerinden etkilenirler. Bu yaklaşım kişilerin gururunu okşar. Küçük bir örgüt devlere kafa tutar ve bunları kamuoyuna yansıtan, eleştiren kişiler halkı yönlendirdiğini düşünür ve bilmez ki yazdıkları projeye zarar verecek olsa eline kalemi alamaz.

-Vücut zayıflayınca mikroplar azarlar.  Vücut da i ya güçlenir ya ölür. Bu toplulukta da böyledir.  Türkiye zayıflamıştır. PKK mikropları ortaya çıkmıştır. Türkiye ya Adil Düzeni ya kabul edecek ya da yok olacaktır.  Adil Düzen demek hakkı üstün tutan düzendir.

İktidarın halka dayanması gerektiğine  hiçbir itirazım yok ama tek hedefin seçim kazanmak ve tüm söylemlerin bu hedefe ulaşmak olmasını yadırgıyorum. Bu da entelektüel boyutumuzun iktidara hizmet etmekle ya da ona haklı ya da haksız en ağır eleştirileri yöneltmekle sınırlı olmasına neden oluyor. Eğer biri çıkar daha geniş bir açıdan bakarsa söyledikleri var olan sınırların içinde yorumlanarak genel eğilime uygun hale getiriliyor

Beş yüzer yılık uygarlaşma vardır. Bunların başlangıcı milattır. Beş yüz yıl yükselme beş yüz yıl çökme dönemidir. Batının kuvvet uygarlığı yükselirken doğunun hak uygarlığı çöker. Doğunun hak uygarlığı bugün doğmaktadır.Bekleyin sabah yakındır.

 

 Geçmişten Günümüze 4 Temmuz 2010 Pazar.

 911 de ırak bölünecek Kuzey Irak Kürt-Türk devleti kurulacak demiştir. Ayrı yerde Türkiye güçlenecek Rusya ve ABD ekseninde yer alacak demiştim. Gerçekleşmedi. . Partiler ne yapacaklarını söylüyor ama nasıl yapacaklarını söylemiyor. AB bir hukuki birlik değildir. Küçükler büyüklerin istediklerini yaparlar. Seçim kazanmak yeterli değildir.

 

-Özet Yorum

Sermeye, dünyayı ikiye bölmek, onları çatıştırarak dengeyi kurup sömürmeye devam etmek istemektedir.  Nasıl bölebileceği hususunda kesin  karara varmış değildir. ABD artık sermayenin emrinde değildir. Çin’den Korkuyor. Şaşkın halde sonunu bekliyor. Gelecekte İslam düzeni batıl düzeni yenecektir.  III. bin yıl İslam’ın barış projesinin yapılandığı bin yıl olacaktır. Türkiye dünyada Adil Düzenin örneği olacaktır. Hükmetmeyecek, örnek olacaktır. Mahir Bey veya onun gibi düşüneler kuru akıl vereceklerine milletin huzuruna Adil Düzen Partisi ile çıkmalıdırlar.

 • Meşruiyet tartışması 10 Temmuz 2010 Cumartesi

Olayların meşruluğu tartışılıyor. Yararlılığı tartışılmaz.  Müdahaleler ele alınır kimin yaptığı düşünülmez. Baykal’ı kim indirdi. İktidarlar, yıkıcı güce dayandıkları için direnemiyorlar.  Darbelerin araştırılması gerekir. 27 Mayıs ve 12 Mart üzerinde durulmalıdır. Darbeyi yapanları suçlamanın yanında şartlar değerlendirilmeli. İktidarı tenkitler değil şartlar getirmiştir.  Devlet kurumları bir bedenin organlarıdır. Seçilmiş ve atanmışlar görevlerini yapmalı karşı tarafı desteklemelidir. Yoksa tüm beden helak olur.

Özet Yorum

 İç ve dış şartlar olayları oluşturur.  Türkiye’deki müdahaleler mücadeleler sonucu olmuştur. 1960 Müdahalesi çok partili sistemin anayasasını getirdi. 1971 müdahalesi çok partili uygulamasını ortaya çıkardı. 1980 müdahalesi, Askeri vesayete son verdi. Laiklik dinsizlikten kurtarıldı. 1997 müdahalesi ile Batının temsilcisi olan renksizler tasfiye edildi. Duamız Adil Düzenin gelmesi için bir darbeye gerek kalmamasıdır.

 

 

 

 

 

 

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
13.07.2010
12:59

ÜSTADIM;

"ADİL DÜZEN"İN NASIL GELECEĞİNİ RÜYAMDA GÖRDÜM...

NASIL GELECEĞİNİ VE KİMLERİN GETİRECEĞİNİ DE...

YUSUF MİSALİ;

ŞİMDİLİK RÜYAMI SADECE SİZE ANLATACAĞIM...

VE SADIK RÜYA OLUP OLMADIĞINI ANLAMAK İÇİN;

- BEKLEYECEĞİM...

- BEKLEYECEĞİZ...

HAYIRDIR İNŞAALLAH...

VESSELÂM MEA’D-DUÂ, DUÂ, DUÂ...

REŞAD

Cüneyt Özcan
15.07.2010
12:39

Yeri gelmişken kafamı kurcalayan bişey var bilenlerin cevaplamasını rica ediyorum; Şimdi Erbakan iktidar ortağı iken neden Süleyman Karagülle ile görüşme için neden geç randevu vermiştir? Sanırım 9 aydı. Neden dolayı bu kopukluk yaşandı, neden dolayı birlik olunamadı buna anlam veremiyorum.

Çünkü bakıyorum Erbakan adil düzeni özümsemiş ve çok güzel bir şekilde sistemi anlatıyor. Fizibilitesini kafasında tamamlamış. Böyle olmasına rağmen adil düzenden uzaklaştığına yada koptuğuna ihtimal vermiyorum. Çünkü adil düzeni kavrayan bir insan artık ondan kopamaz.

İçtihat farklılığı yaşanmış olabilir diye tahmin ediyorum. Ama sonuçta görüşmekten zarar çıkmaz neden ertelesin bu önemli görüşmeyi kavrayamıyorum. Nitekim Asya’nın/Türkiye’nin bahtının miftahı meşveret ve şûradır. Bundan kaçılmasını anlayamıyorum.

Bilen varsa lütfen bu hususta bana yardımcı olsun. Hakta neden yardımlaşılmamıştır o dönemde bana ve benim gibi anlayamayanlara açıklasın. Şimdiden Allah razı olsun.

Reşat Nuri Erol
15.07.2010
21:02

Muhterem Cubozcan Kardeşimiz;

Bilinen ve yaşanan pek çok şey var, elbette...

Fakat biz her şeyi yazmıyor ve konuşmuyor; sabrediyoruz...

BU ARADA SABIR VE SEBATLA "ADİL DÜZEN ÇALIŞMALARIMIZI" SÜRDÜRÜYORUZ...

Süleyman Karagülle Üstadımız "KONGREDEN ÖNCE" aşağıdaki YORUMU/DEĞERLENDİRMEYİ yapmıştır; sorduklarınıza kısmen cevap vardır.

Selam ve dua ile...

SAADET PARTİSİ’NDE NELER OLUYOR?

ERBAKAN NELER YAPMALIDIR?

(Bu yorum kongreden önce yapıldı)

Süleyman KARAGÜLLE

Tekel sermaye Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamış, yeni kurulan Türkiye de 1997’de (1897’dek Büyük Yahudi Kongresi’nden 100 yıl sonra) kurulacak İsrail imparatorluğuna yarayacak şekle sokulmak üzere dinsizleştirilmeye başlanmıştır. O günkü yöneticiler onlarla anlaşmış ve başlangıçta Türkiye’nin dinsizleşmesi uygulamasını yapmışlardır. 1933’e kadar dinsizleştirme tamamlanmıştır.

Dinsizleştirme siyasetine ilk darbe demokratikleşme hareketiyle vurulmuştur. İkinci darbe 1950’de seçimde vurulmuştur. 1960 ihtilâlinin ardından çok partili sistem gelmiş, İslâmlaşma faaliyetine geçilmiştir.

1960’larda Türk milleti İslâmlaşma azmiyle ortaya çıktı.

1967’de Akevler Kooperatifi kurulmuş; bu arada Akyazılı Vakfı faaliyete geçmiştir.

1969’da Necmettin Erbakan ve 14 arkadaşı bağımsız olarak milletvekilliğine aday olmuşlar (Süleyman Karagülle AYDIN ilinden aday oldu) ve Erbakan Konya’dan milletvekili olmuştur.

Kurulan Millî Selâmet Partisi 1973’te 48+3=53 parlamenterle Meclis’e girmiş ve CHP ile koalisyon yapmıştır. Kenan Evren’in 1980 müdahalesinden sonra beraat etmiş ve 1996 yılında Refah Partisi Genel Başkanı olarak seçimde birinci parti olduktan sonra Refahyol Hükümeti’ni kurmuş ve 54. Hükümet Başbakanı olmuştur. 28 Şubat askeri müdahalesi olmuş ve beş sene süreyle Türkiye eski karanlık dönemine dönmüştür.

2002 (3 Kasım) yılından itibaren AK Parti anaysa ekseriyeti ile Millî Görüş’ün ikinci versiyonu ve ordunun izin vermesi ile AK Parti iktidardadır; hattâ onu korumuştur.

Bu arda Erbakan’ın hataları sürüp gitmiştir.

1- Erbakan “Adil Düzen”i Akevler Ekibi ile hazırladığı halde, başbakan olunca “Adil Düzen Ekibi”nden ve “Adil Düzen”den uzak durmuştur.

2- İktidardan indirildikten sonra da partiyi Recai Kutan’a teslim ederek on sene uyutmuştur.

3- “Adil Düzen”i geliştireceklerine ve anlatacaklarına AK Parti’yi kötülemekle zamanını harcamıştır.

4- Kendisi parti yönetiminden ayrıldıktan sonra partinin serbestçe oluşmasına izin vermemiştir. Sonunda kerhen Numan Kurtulmuş’a devretmiştir. Numan Kurtulmuş Erbakan’a karşı desteklenmiş, bu sayede yüzde bir-iki oy artmıştır.

Numan Kurtulmuş seçime Erbakan’la anlaşarak girmiştir. Bu zoraki anlaşmanın Millî Görüş’e bir yararı olmayacaktır, Erbakan’a yararı olmayacaktır. Köprüyü geçinceye kadar yapılan anlaşma biraz sonra sona erecektir.

Numan Kurtulmuş’a gelinirse; onu da Tayyibi destekledikleri gibi Erbakan’a karşı desteklemektedirler. Bu anlaşma Numan Kurtulmuş’la muhalefeti anlaştıracak ve kışkırtma desteklemesi de ortadan kalkacaktır.

Erbakan’ı yaptığı hatalardan dolayı suçlamıyorum. İçtihadına göre hareket etmiştir. Hata etse de sevabını alacaktır. Ne var ki hatalar âhirete ma’fuvdur; dünyada ise sünnetullah değişmez. Sonuç olarak bu anlaşma partiyi biraz daha çökertmiştir.

ERBAKAN NELER YAPMALIDIR?

1- Erbakan partiden tamamen uzaklaşmalı, ilgisini tamamen kesmelidir. Böylece tekel sermaye Saadet Partisi’ni destekler. Bu sayede AK Parti çöktüğünde Saadet Partisi gelir. Yoksa “Adil Düzen”e karşı olan partiler ortaya çıkarlar.

2- Numan Kurtulmuş kendi siyasetini götürsün. Ne desteklemeliyiz ne de karşı olmalıyız. Her iki partimizi de serbest bırakmalıyız.

3- Erbakan siyaseti bırakıp ilme dönmeli, ESAM’ın başına geçmelidir.

4- Recai Kutan on sene partiyi uyuttu, şimdi de ESAM’ı uyutuyor.

5- ERBAKAN “Akevler Ekibi” ile yeniden “Adil Düzen”in ikinci hamlesini yapmalıdır.

Erbakan hâlâ hatasında ısrar etmektedir. “Adil Düzen”e karşı olanlarla “Adil Düzen”i canlandırmaya çalışıyor. Beraber çalışıp hazırladığı “Adil Düzen”in ekibi ile artık görüşmüyor bile!

ERBAKAN çok büyük bir güçtür, dev bir güçtür. “Adil Düzen”i dünyaya götürmüş şahsiyettir. Onun uykuda olanlarla ömür geçirmesi yanız kendisine değil; tüm Türk milletine, İslâm âlemine ve insanlığa zarardır. Yanındakileri uyandırma ümidim yoktur. Çünkü denedim ve en küçük bir kıpırdama görmedim. Samimiyetlerinden şüphem yoktur. Ama uykudadırlar. Numan Bey uykuda gezer gibidir; uyanmış değildir.

Erbakan’ı bu uyuyanlardan kurtarmak için çok uğraştım ama başaramadım.

Elinden bir şeyler gelen her Adil Düzen Çalışanı Millî Görüşçüye rica ediyorum:

Gelin bir olalım, Erbakan’ı heder etmeyelim...

SÜLEYMAN KARAGÜLLE





Sayı: 57 | Tarih: 11.07.2010
Ahmet Hakan
Numan Bey’in handikapları
1871 Okunma
10 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Ne vurarak, ne vererek
1170 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Altan
Devlet Sallanırken
1166 Okunma
Özer Ataç
Mehmet Şevket Eygi
Cadı Kazanı Türkiye
1164 Okunma
Emine Hocaoğlu
Mahir Kaynak
Geçmişten Günümüze
1154 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Derya Sazak
Yüzde 7 barajı
1152 Okunma
Serdar Turan
Zülfü Livaneli
Bir hukukçu ile sohbet
1135 Okunma
Ali Bülent Dilek
Dücane Cündioğlu
TEK AYAKLI ÖZGÜRLÜK
1132 Okunma
1 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Ebubekir Sifil
KUSAL SITMAMIZ
1018 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler