Devlet Sallanırken
1153 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Altan - Taraf
Özer Ataç

 

YORUM      :

KAYNAK İNKARI İLE SEÇİM MAVALI ya da KISIRLIĞA

“DEĞİŞMEZ İLKELER..”

 

Köşeli yapılar ön açıcı olamazlar; özelikle köşeler,  kıstırmak, yakalamak, korkutmak, içindir. Hukukun köşeli , yoruma kapalı olmasını savunanlar ile karşı kanattaki yoruma açıklığı, esnekliği savunanlar arasında  daima süren  yarış /mücadele,  ülkemizde hesaplaşma parkuruna girmiştir.

 

1) YASALAR VE YASA ORGANLARI:

 

A-DEVLETİN TEMEL KONSENSÜSÜ:

 

Kurucu iktidar milletindir; millet, bu iktidarını seçtiği temsilciler eliyle TBMM ‘ce sürdürür. Buradaki  temel ve çağdaş sorun, milletin  temsilcilerini seçme şekli ve süresidir. Dört yılda bir yapılan seçimler, insanın yapısı gereği adil olamazlar; yanı sıra, boşa giden oyları içeren seçim şekilleri adil değildir. Her iki hususta Milletin iktidarını eksik kılmaktadır.

 

B- YASANIN KAYNAĞI HER ŞEYİ BELİRLER VE DEVİNDİRİR:

 

Yasanın kaynağı  millet/ulus tur. Bu kaynak,  etkisini  en kısa zamanlı ve dolaysız sürdürmelidir. Seçtiği temciler eliyle,  kendini yönetecek yasalar dizgesini oluşturan millet/ulus, o yasaları yürütecek, denetleyecek organlarında  sahibidir.

 

Millet/ulus u belirleyecek hiçbir ilke, yasa, düstur, olamaz;yoktur. Milletin kendi içindeki farklılıklar;  önce  ortak alanlar tespitiyle; daha sonra  kümesel farklılıklara özgürlük  alanları oluşturulmasıyla ve giderek  bireysel farklılıkların  ortaya çıkışına serbesti yet verecek şerit /bahçe ortamlarıyla bireyin özgür deneyimlerinin sonuçlarını algılaması; yetkinleşmesi, giderek millet/ulus fonksiyonlarını içselleştirecek rüşte (evrensel insan:evren millet) erişmesi sağlanacaktır.

 

Tutunmuşlar (bürokratlar), geçmişten beslenir.

 

Bürokratlar / tutunmuşlar, millet / ulus un seçtiği temsilcilerinin eliyle yetkilendirip atadıkları yüksek memurlardır. Bunlar ödevli  oldukları kurumlara  ünsiyet sağladıkça yapışırlar/tutunurlar   giderek organikleşirler. Böyle bir birliktelik benzerleriyle bağlantı kurarak, tek hücreli organizmalarını bütünleştirerek, devleti  sahibinden / milletinden  bağımsızlaştırırlar. yapışmışlıklarından, tutunmuşluklarından dolayı, seçilmişlere ve millete teslimiyetle hizmet vermezler. Tutunmuşluk yapısı gereği,  her şeyin aslı olan milleti de değişimin kaynağı olması sebebiyle, varlığına / bağımsızlığına  rakip görür; ödevinin  dışına çıkar ve derin/ aykırı / haksız / hukuksuz “kapılar” ihdas eder.

 

Tutunmuşlar var edildiği koşulları  mutlaklaştırma eğilimindedirler,Yaşamın, geçimin zorluklarından kendilerini devlet gemisinin kuytu ve konforlu yerlerine “atabilenler” bundan sonra bulundukları yerleri mevzileştirip “giriş ve çıkışı” kontrolleri altına alırlar. Onlar, on yıllarca sürecek rejimlerin tutucuları; savrulan güvensiz, sivil yaşamın tutunmuşlarıdırlar.

 

Millete kapalı kapı: “Milletin yüksek menfaati ”:  

Bu  şablon  slogan, tutunmuşların seçilmişlere ve   her şeyin kaynağı millete yönelik,  adaletli/ hukuki olmayan fiili/askeri  ve idari/mahkemeler araçlı  yaptırımlarının yalanı dır.

 

“Yüksek menfaat”;  milletin,  karar alma, ortak payda  bulma  yetkini,  idari  sistem oyunlarıyla atıllaştırıp, yok hale getirilmiş reflekslerinin,  gecikmesini  gerekçe gösteren tutunmuşların ya da onların etki alanına girmiş seçilmişlerin,  uygulaya geldikleri yetki gaspı/ negatif inisiyatif/ ayrılması gereken sorunlara  düğüm faaliyetidir. 

 

Millet, kendisinin mutluluk, refahı, geleceği nin biricik güvencisi  için oluşturduğu devleti;  seçtiği temsillerin atadığı  tutunmuşlarca, başkalaştırılmasını,   varlığını aslına  yabancılaştırılması/  idari düğümlerle   kısırlaştırılmasını yaşadıkça;  şimdisi  ve geleceği yoklaşıp kendini imhaya koyulur.    

 

C- YASALARI YENİLEYECEK MİLLETİN İHTİYAÇLARI VE İRADESİDİR:

 

Nedir değişmez olan?

 

Değişmez olan, kendini  her an yenileyen millettin iradesidir. Milletin iradesinden  her ne oluşursa oluşsun, kaynağını/ milletin yeniden irade etmesini,  kısıtlayamaz.  Aksi takdirde, Mamulün kendini üreten fabrikasını ; ürünün toprağı; yağmurun bulutu, ışığın güneşi inkara yeltenmesi gibi kısır/ebter/fasit-kapalı  durum ortaya çıkar. Var olan olma koşullarını ortadan kaldırırsa, kendini yok etmiş olur.

 

Millet, ne kadar baskıcı, geri, ilkel  koşullarda yaşarsa yaşasın;  yine de niceliksel/ gözle görülemeyen  düzeyde/içsel  ilerlemeyi; yaşadığı acıların tekrarlarıyla oluşturacağı çıkış/ kaçış yollarını ..  bulup,  kendini evirerek değiştirerek  ilerleyecektir.

 

Kaçınılmaz paradoks:  Nesnel amaçların özneleşmesi:

Aynı  coğrafyada ortak amaç ve ideal için bir araya gelmiş bireyler, ortak amaçları için oluşturdukları kurumların esaretine girdiklerinde; ortak amaçlarının, kendilerinden bağımsızlaşan tapınçlara dönüştürülmesine de hizmet ederler.   Bu paradoks, nesnel amaçların özneleşmesidir.

 

 

Özer Ataç






Sayı: 57 | Tarih: 11.07.2010
Ahmet Hakan
Numan Bey’in handikapları
1858 Okunma
10 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
Ne vurarak, ne vererek
1155 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Altan
Devlet Sallanırken
1153 Okunma
Özer Ataç
Mehmet Şevket Eygi
Cadı Kazanı Türkiye
1149 Okunma
Emine Hocaoğlu
Derya Sazak
Yüzde 7 barajı
1137 Okunma
Serdar Turan
Mahir Kaynak
Geçmişten Günümüze
1137 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Zülfü Livaneli
Bir hukukçu ile sohbet
1119 Okunma
Ali Bülent Dilek
Dücane Cündioğlu
TEK AYAKLI ÖZGÜRLÜK
1115 Okunma
1 Yorum
Abdülkadir Altınhan
Ebubekir Sifil
KUSAL SITMAMIZ
1001 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler