İki ekol
671 Okunma, 1 Yorum
Ergün Diler - Takvim
Süleyman Karagülle

27/06/2019

1- İki ekol

ABD Dolar’ı 50 kat değer kaybetti ama şimdi yine en etkin paradır. Savaş burada Dolar’ı devre dışı bırakma savaşıdır. ABD’de Demokratlar ile Cumhuriyetçiler var. Türkiye’de Cumhur İttifakı Demokratlarla, Millet İttifakı Cumhuriyetçiler iledir. Her iki cephe içinde de kuvvetli muhalifler var. Karşı görüşü savunuyorlar. Türkiye’de yapılan seçim İBB seçimi değildir. Öcalan bunun için devreye girdi.

-İnsanlık uygarlaşan bir varlıktır. Toplayıcılık, avcılık, çobanlık ve çiftçilik döneminden sonra uygarlaşmaya başladı. Uygarlığı sayı olarak, satılanların üretilenlere oranı ile tanımlarız. İnsanlar milattan önce 3000 yılında uygarlaşmaya başladılar ve yirminci yüzyılda uygarlaşmayı tamamladılar. Bugün artık kimse ürettiğini tüketmiyor. Satıyor, alıyor ve yaşıyor.

İnsanlık Nuh zamanında uygarlaşmaya geçerken büyük tufanı yaşamak zorunda kaldı. Şimdi de yazı döneminden bilgisayar dönemine geçmektedir. Tarım döneminden kalma hukuk bugün sorunları çözmüyor. Yeni hukukla ortaklık hukukuna ihtiyaç vardır. İşçilik düzeni yerine ortaklık düzenine ihtiyaç vardır.

Bu konuyu 1967’de İzmir’de kurulan Akevler Kooperatifi ortaya koymuş. Erbakan ile birlikte Mili Görüş partisini kurmuş ve Adil Düzen olarak ortaya koymuştur. 50 yıllık denemeleri ve savunmaları ile her gün haklılığını ortaya koymaktadır.

Sorun iki ekol değildir. Sorun faizli işçilik sisteminin artık sorunları çözmemesidir. Sayın yazar teşhis yapabiliyor ama tedaviden hiç söz etmiyor. Söz etse yazamayacağını bilmektedir. Siz yine www.akevler.org’u takip etmeye devam edin.

 

2- Dolar krizi

Savaş Dolar ile Dolar’ı devre dışı edecek.  Çin ve Rusya bunu tek başına başaramazlar, kavga devam edecek.

- Faizli karşılıksız Dolar dönemi sona eriyor. Bunu Çin’in yıkması gerekmiyor. Kendisi yıkılıyor. Aslında Sermaye Dolarları Nevada’da toplamaya başladı. Karşılıksız Dolar’ı iflas ettirerek yerine altın Doları çıkaracaktı. Her şey 15 Temmuz’da değişti. Türkiye’de darbeyi başaramayınca derin Sermaye cephe değiştirdi. Cumhuriyetçilerle oldu, Nevada projesi durdu. Şimdi Rothschildler ABD’den sermayeyi çekiyor, Çin’e aktarıyor. ABD şirketleri ad değiştiriyor, Çin şirketleri oluyor. Sermaye dünyayı önce İngiltere ile sonra ABD ile sömürdü. Şimdi de Çin ile sömürmeyi planlıyor. Sermaye parçalanınca devletler güçlendi. ABD’de Pentagon, Çin ve Rusya’da ise yönetim hakim olmaya başladı.

Bir taraftan Sermaye faaliyet merkezini değiştirirken diğer taraftan devletler güçleniyor. Faizli karşılıksız para ile sonuç elde edilemez. Gelecekte ne olacaktır? Sermaye veya Devletler Demokratlar veya Cumhuriyetçiler Tevrat’a ve Kur’an’a dönecekler, şeriat düzenini kabul edecekler. Ya kabul edecekler ve dünyaya onlar hakim olacaklar yahut ikisi modası geçmiş sistem içinde çekişip dururken bir Medine devleti doğacaktır.

Bu İstanbul olabilir. Bünyamin Demir, Ekrem İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ve Erdoğan yeni dünya kurucuları olabilirler. Biz desteklemeye hiçbir karşılık beklemeden hazırız. Erbakan’a yaptığımızı bunlara da yaparız. Onlar anladı ve başardı. Bunlar da anlarsa başarırlar.

 

3- Paraya bakın

Etiyopya’da darbe girişimi oldu. ABD ve Araplar başaramadı. Darbeciler tasfiye edildi. Türkiye’de Sermaye tavrını koydu. Para üzerinde oyunlar olacak.

-ABD gücünü yitirdi. Darbe hareketleri hep başarısız sonuçlanıyor. 15 Temmuz, Güney Amerika, Etiyopya… Doların yerini altın bonosu alacaktır. Türkiye’de dahil her yerde kararları hala Sermaye alıyor. Bizim dünyaya anlattığımız sisteme geçme bir gecelik iştir. Çok basit ve kolaydır, masrafsızdır. Halkın işlerine sekte vurmaz. Faizli sistem devam eder. Zamanla faizsiz sisteme geçilir ama Sermaye hala karar mekanizmalarında oturmaktadır. Türkiye’ye nasıl oturduğunu görüyorsunuz. Erdoğan’ı bizimle görüştürmüyor, Erdoğan dediğini yapamıyor, Sermaye’nin adamları yapacağını yapıyor Erdoğan’a fatura ediyor. “Damadı yaptı.” diyorlar. Oysa damadın bu işlerden haberi bile yok.

Türkiye’ye borç vermek istiyorlar. Güya Türkiye istiyormuş gibi yapıyorlar.  Türkiye batabilir imparatorluk battı ama cumhuriyet ortaya çıktı. Cumhuriyet batar, şeriat devleti ortaya çıkar. Cumhuriyetin batmaması için canla başla çalışıyoruz. Kur’an’ın söylediklerini aktarıyoruz ama batarsa Adil Düzen batmayacak aksine daha güçlü olarak ortaya çıkacak. Kur’an’a kulaklarınızı tıkayabilirsiniz ama Kur’an’a bir şey olmaz, siz sağırlaşırsınız.

 

4-Gizli başkan

Başkanlar önemlidir. Birbirine benzer yaşayış tarzları vardır. Başkanın yanında asıl yöneten gizli başkanlar vardır.

-Sürüde başkan vardır. Sürü hayvanları ona bakarlar, o ne hareket yaparsa sürü de onu yapar. Başkan sürüde yaşlı tecrübeli olanların hareketine bakar. Onlar ne tarafa meylederse o da o tarafa meyleder. Topluluklar da böyle yönetilirler.

Başkanlar vardır.  Bir de danışma meclisleri vardır. Başkan onlara danışır. Onlardan en doğru karar verdiğine inandığı kimsenin dediğini yapar. Gerçek başkanlığı o yapmış olur. Cumhuriyetin kuruluşunda gizli başkan Mareşal idi. 1950’den sonra gizli başkan İnönü oldu. 1970’ten sonra gizli başkan Erbakan oldu.

Bugün gizli başkan kimdir? İşte bugün o başkan yoktur. Bundan dolayıdır ki Erdoğan başkanlık yapamıyor. İslamiyet’te gizli başkan yoktur. Onun yerine şura vardır. Başkan bunlara danışır. Sonunda şuranın en bilgili ve tecrübeli üyesinin aldığı karara uyar. Şura üyeleri sıralama usulü ile sıralarını alırlar. Halk başkanın ne dediğini bilir.

 

5- Gizli tansiyon

Erdoğan’a Başkanlık Sistemi’ni getirttiler. Şimdi “Sana gerek yok!” diyorlar.

- Sermaye 1960 askeri müdahalesinde gördü ki askerleri iktidar etmek, sorunu çözmüyor. Onlar ülkelerini sivil seçilmişlerden daha iyi idare ediyorlar. Planını değiştirdi. Yahudi adamlarını iktidar etmeyi denedi. Türkiye’ye de Kemal Derviş’i getirmek istedi. 

Dışarıda hazırlanmış Türkiye’de müellifi bulunmayan bir metin Dolar’ın aşkıyla kıl payı geçti. Kaymakamlara, albayları cezalandırma yetkisi verildi. Cumhurbaşkanı sorumlu yapıldı. Türkiye hukuk devleti olmadığı için onaylandı ama uygulanmıyor. Değil Meclis’i devre dışı bırakmak İBB başkanlığı bile devre dışı bırakılamadı. Kısa zaman sonra Meclis yeniden Türkiye’ye hakim olacaktır. Bu anayasa içinde hakim olacaktır. Millet hakim kılacaktır.  Ya Erdoğan Milli Görüş’e, Adil Düzen’e dönecek yahut gidecek. Meclis yine gücünü eline alacaktır.  Ya yeni parti kurulacak, AK Parti bölünecek ve Erdoğan etkisiz hale getirilecek ya da Erdoğan Kılıçdaroğlu ile anlaşacak. Birlikte Adil Düzen, ortaklık düzeni, barış (İslam) düzeni yani Kur’an düzenini getirecekler. Bu anlaşmada esas rolü İmamoğlu ve Bünyamin Demir oynayacaklardır.  Akevler’in dediği olacak.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

Yorum:

Demokrasi ve Laiklik yalnız İslamiyet’te vardır

1960’tan beri savunduğum bir tez vardı; İslam düzeni demokratik ve laiktir.  Erdoğan’ın benden ve Akevler’den uzak durmasının kaynağı budur. Erdoğan bu söylemden dolayı “Ben Adil Düzenci değilim.” demiştir. Hayrettin Karaman bile daha bunu kavrayamamıştır. Erbakan hemen kavradı. Bu benim şahsi görüşümdü ama yanlıştır.

Yeni görüşüm ise demokrasi ve laikliğin yalnız İslamiyet’te var olduğudur. Ekseriyet sisteminde laiklik olmaz. Madem ki halk ekseriyetin dediğini yapacak o halde herkes kendi dininde yaşayamayacak demektir. Din ile dünya birbirine karışmaz gibi uydurma laflarla muhakeme ediyorlar. Evet, siyaset dine karşı olmamalı ama din de dünya işlerine karışmamalıdır. Hatta anne ve babalar çocuklara dini telkinde bulunmamalı.

Açıkça söylüyorum, ekseriyet sisteminde laiklik olmaz. Laik düzende ekseriyet sistemi çalışmaz.

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
02.07.2019
17:48


1967...1968...1969...AKEVLER 53 YILDIR ÇALIŞIYOR...2017...2018...2019

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 1020

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 1020. Hafta - 29 Haziran 2019 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1020. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASI, ANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

SEÇİM SONUCU VE BÜYÜK İTTİFAK

***

İstanbul YÖNETİMİ Nasıl OLMALI?

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Seçimden önce-seçimden sonra; uyarılara devam

Bu seçim vesilesiyle tekrar tekrar hatırlatıyoruz

Son seçim; geçmişte ne oldu, gelecekte ne olacak?

SONUÇ; ötesini biz değil Allah yapacaktır…

Bugün konumuz; İstanbul nasıl organize olmalı?

Reşat Nuri EROL

 

***

 

MÜMİNUN SÛRESİ- 4. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

قَدْ أَفْلَحَ الْمُؤْمِنُونَ (1) الَّذِينَ هُمْ فِي صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ (2) وَالَّذِينَ هُمْ عَنِ اللَّغْوِ مُعْرِضُونَ (3) وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ (4) وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ (5) إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ (6) فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاءَ ذَلِكَ فَأُولَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ (7) وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ (8) وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَوَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ (9) أُولَئِكَ هُمُ الْوَارِثُونَ (10) الَّذِينَ يَرِثُونَ الْفِرْدَوْسَ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (11) وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ طِينٍ (12) ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً فِي قَرَارٍ مَكِينٍ (13) ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ (14) ثُمَّ إِنَّكُمْ بَعْدَ ذَلِكَ لَمَيِّتُونَ (15) ثُمَّ إِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ تُبْعَثُونَ (16) وَلَقَدْ خَلَقْنَا فَوْقَكُمْ سَبْعَ طَرَائِقَ وَمَا كُنَّا عَنِ الْخَلْقِ غَافِلِينَ (17) وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً بِقَدَرٍ فَأَسْكَنَّاهُ فِي الْأَرْضِ وَإِنَّا عَلَى ذَهَابٍ بِهِ لَقَادِرُونَ (18) فَأَنْشَأْنَا لَكُمْ بِهِ جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ لَكُمْ فِيهَا فَوَاكِهُ كَثِيرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ (19) وَشَجَرَةً تَخْرُجُ مِنْ طُورِ سَيْنَاءَ تَنْبُتُ بِالدُّهْنِ وَصِبْغٍ لِلْآكِلِينَ (20) وَإِنَّ لَكُمْ فِي الْأَنْعَامِ لَعِبْرَةً نُسْقِيكُمْ مِمَّا فِي بُطُونِهَا وَلَكُمْ فِيهَا مَنَافِعُ كَثِيرَةٌ وَمِنْهَا تَأْكُلُونَ (21) وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَ (22)

 

***

 

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَى قَوْمِهِ فَقَالَ يَاقَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ أَفَلَا تَتَّقُونَ (23) فَقَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَوْمِهِ مَا هَذَا إِلَّا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ يُرِيدُ أَنْ يَتَفَضَّلَ عَلَيْكُمْ وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ لَأَنْزَلَ مَلَائِكَةً مَا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي آبَائِنَا الْأَوَّلِينَ (24) إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ بِهِ جِنَّةٌ فَتَرَبَّصُوا بِهِ حَتَّى حِينٍ (25) قَالَ رَبِّ انْصُرْنِي بِمَا كَذَّبُونِ (26) فَأَوْحَيْنَا إِلَيْهِ أَنِ اصْنَعِ الْفُلْكَ بِأَعْيُنِنَا وَوَحْيِنَا فَإِذَا جَاءَ أَمْرُنَا وَفَارَ التَّنُّورُ فَاسْلُكْ فِيهَا مِنْ كُلٍّ زَوْجَيْنِ اثْنَيْنِ وَأَهْلَكَ إِلَّا مَنْ سَبَقَ عَلَيْهِ الْقَوْلُ مِنْهُمْ وَلَا تُخَاطِبْنِي فِي الَّذِينَ ظَلَمُوا إِنَّهُمْ مُغْرَقُونَ (27)

 

***

 

وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا

Va La QaD EaRSaLNAv NUvXan (Va La QaD EaFGaLNAv FuGLan)

“Ve Nuh’u irsal etmiş bulunuyoruz”

Sure وَلَقَدْ ‘larla bölünmüştür. Nuh Peygamber gelmiş ve tarih olmuş değildir. Kurduğu Sümer Medeniyeti bugün yeryüzünde hükümranlığına devam ediyor.

Nuh Peygamber Mezopotamya Uygarlığını kurdu. Mısırlılar ondan etkilenerek Mezopotamya Medeniyetini kuvvet medeniyetine dönüştürdüler. İbrahim Peygamber Mezopotamya’da kavmi medeniyeti beşeri medeniyete çevirdi. Mısır ikinci defa etkilenerek firavunlar medeniyetini kurdu. İsrail oğulları İbrani Medeniyetini kurdular. Bundan etkilenen Yunanlılar Grek medeniyetini kurdular. İsa Peygamber İbrani Medeniyetini beşerileştirdi, Roma Medeniyeti doğdu. Kur’an Medeniyeti oluştu. Batılılar bunu kuvvet medeniyetine çevirdi ve bugünkü Avrupa Medeniyeti doğdu. Şimdi ikinci Kur’an Medeniyeti doğmaktadır.

 

HAK (DOĞU) MEDENİYETLERİ

KUVVET (BATI) MEDENİYETLERİ

MEZOPOTAMYA

 

 

MISIR

İBRANİ

 

 

GREKO-ROMEN (YUNAN)

HIRİSTİYAN

 

 

ROMA (BİZANS)

I.KURAN (İSLAM)

 

 

AVRUPA

II. KURAN

 

 

 

II. Kur’an

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avrupa

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

I. Kur’an (İslam)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Roma (Bizans)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hıristiyan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Greko-Romen (Yunan)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İbrani

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mısır

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mezopotamya

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                        2000       1500       1000        500          0          500        1000        1500       2000      GELECEK

MİLATTAN ÖNCE

MİLATTAN SONRA

                       

 

 

Bugün tarihçiler ittifak etmektedir ki ilk uygarlık Mezopotamya’da doğmuştur. Başka ilk olan da yoktur. İşte وَلَقَدْ bu gerçeği ifade etmektedir. Medeniyetin başlangıcı Nuh Peygamber iledir ve tüm medeniyetler ondan doğmuştur.

“İrsal ettik” (أَرْسَلْنَا) diyor, “ba’settik” (بَعَثْنَا) demiyor. Onun görevi Sümer Medeniyeti’ni oluşturacak topluluğu kurmadır. Meb’us (مَبْعُوث) değil, mürseldir (مُرْسَل). Allah’ın dediklerini insanlara tebliğ etmiştir.

Bugün de Kur’an düzeni üzerinde çalışanlar meb’us değildirler, mürseldirler, görevleri sadece tebliğdir, göstererek tebliğ etmektir. Bu sebepledir ki biz merkezi büyük kooperatife karşıyız, her semt kendi uygarlığını kendisi oluşturacaktır.

Güngören’de önce semt kooperatifleri kurulmalı, sonra tekstil işletmeleri kurulmalıdır.

Bundan 60.000 yıl önce Afrika’da Nil Nehri’nin çıkış yerinde bir köyde yaratılan Âdem ve eşi Nil’in denize döküldüğü yere gelmişler. Süveyş berzahını geçerek Fırat vadisine ulaşmışlar. Sonra kuzeye gidip Palandöken’e, Çoruh ve Aras vadileri ile Doğu Karadeniz ve Doğu Hazar’a ulaşmışlar. Avcılık döneminde de tüm dünyayı hatta adaları bile işgal etmişlerdir. Kuzeyde çoğaldıktan sonra ormanlık yerleri açarak tarım yapmaya başlamışlar. Fırat ve Dicle vadisinde ise sulama tarımı yapmışlardır.

Sümerler burasını işgal edince yerli halkla kaynaşarak kent uygarlıkları oluşturdular. Nuh Peygamber bunlara medeniyet kurucu peygamber olarak geldi ve dağınık Sümer kent devletlerini birleştirerek tek uygarlık haline getirdi.







© 2024 - Akevler