Makina, insanı ve dünyayı yok olmanın eşiğine sürüklerk
927 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Makina, insanı ve dünyayı yok olmanın eşiğine sürüklerken...

01 Şubat 2019, Cuma

 YUSUF KAPLAN

 Hümanizm, insanın tanrılaştırılması sürecinin adıdır.

Heidegger, modernliğin felsefî temellerini atan bu süreci, “insanın her şeyin ölçüsü ve ölçütü katına yükseltilmesi” olarak tarif eder.

Hümanizm’le başlayan, insanı tanrılaştıran bu yolculuk, sonuçta, post-hümanizm’e (insan-sonrası’na) doğru yol alıyor hızla...

Gelinen nokta, transhümanizm (insan-ötesi) olarak adlandırılıyor.

Mikrobiyoloji, yapay zekâ, genetik mühendisliği gibi alanlarda yapılan çalışmalar, makinanın insanın önüne geçmesiyle, insanı tahtından etmesiyle, bir nesneye dönüştürmesiyle sonuçlandı bile şimdiden.

TRANSHÜMANİZM KONUSUNDA İLK KİTAP

...................

İNSAN MI, MAKİNA MI?

Modern Avrupa’nın hem felsefî olarak çöküşü hem de siyasî olarak tarihten çekilişi her yönden, her bakımdan tespit edildi ama postmodern felsefe ve sanat, bir çıkış yolu öneremedi: Önerdiği şey, her alanda izafileşme biçimleri oldu: Hakikat fikri buharlaştı, Tanrı fikrinden sonra insan fikri, hümanizm de tartılmaya açıldı.

İnsanın tanrılaştırılması süreciyle başlayan ve bizzat Batı uygarlığını büyük bir tıkanmanın ve ontolojik çıkmaz sokağın eşiğine sürükleyen hümanizm yolculuğu, yarı insan-yarı makina “siborg” (cyborg) olarak tanımlanan insan-sonrası (posthümanizm), insan-ötesi (transhümanizm) bir yok oluş sürecinin eşiğine getirip bıraktı.

Batı modernitesinin hümanizmle birlikte çıktığı yolculuğun sadece Batılıları değil insanlığı getirdikleri nokta; düşünme, duyma melekelerini yitiren; hız, haz, ayartı ve tüketimin kölesine dönüşen insanaltı bir tür’ün icat edilmesi oldu!

Ahmet Dağ’ın Transhümanizm kitabı, insanın ve dünyanın başına gelen bu ontolojik felâketi, başından, hümanizm sürecinin başlangıcından alıyor, çağımıza, hakikat fikrini izafileştiren, insanı izafileştiren, geçmiş zaman ve gelecek zaman fikrini iptal ederek zamanı sadece tek bir zamana, şimdiki zamana, her şeyi bura’ya ve şimdi’ye kilitleyen ontolojik yok oluş felâketinin insanı ruhsuzlaştıran, makinanın kölesine dönüştüren bütün ürpertici sonuçlarını bütün ayrıntılarıyla ve sürükleyici bir anlatımla gözler önüne seriyor.

Ahmet Dağ kardeşimi kutluyorum. Bu çalışmasının, çağ’ın temel varoluşsal sorunlarının anlaşılması sürecinde akademiye örmek olmasını, akademiyi kış uykusundan uyandırmasını diliyorum.

·         #Ahmet Dağ

https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/makina-insani-ve-dunyayi-yok-olmanin-esigine-suruklerken-2049125

yorum;

MAKİNA'NIN GÜNAHI  VE ADİL DÜZEN!

Yazarımız MAKİNA'nın insanı ve dünyayı yok olmanın eşiğine sürüklediğini

konu alan yazısını, bir yazarın kitabından kalkarak,  Türk akademisinin bu konudaki

sessizliğini de gündeme getirerek  durum çok ciddi diye tamamlıyor.

Oysa ki makina bir alettir onun fayda veya zarar vermesi de onu kullanan

insanın veya  devletlerin niyetlerine göre olmaktadır.

Bütüncül bir bakış açısıyla olay incelendiğinde yazarımızın kaygıları haklı ama

sorun yine Habil ve Kabil olayının günümüzdeki haline indirgenebilir.

Kuvveti üstün tutanların, hakkı üstün tutan bir medeniyeti bozarak üstünlüğü

ele geçirdiği  yaşadığımız dönem inişe geçmiştir.

Şimdi hakkı üstün tutan 2.Kur'an 5.İslam medeniyeti doğmaktadır ve bence hiç

zaman kaybetmeden insanımızı ve dünya insanlığını bu medeniyete nasıl

katkıda bulunacakları konusunda Kur'an temelli bilgilendirme ve hazırlama zamanıdır.

Burada bu konuda kısa bir alıntıyla devam edelim; ALLAH’IN NURU NEDIR?Nur aydınlık demektir. Aydınlıkta ortalığı görürsünüz; nerede ne var bilirsiniz, kötülerden korunursunuz, iyilerden yararlanırsınız.Batılıların “HUKUK DÜZENI” dedikleri “ŞERIAT” da böyledir. Şeriat düzeninde herkes özgürdür, istediği gibi hareket eder ama kurallara göre hareket eder. Kimin hangi şeriat ile ne yapacağını o kişinin çevresinde olanlar bilirler ve ona göre davranırlar. Yani şeriat aydınlıktır, sosyal çevremiz görünmektedir.ŞERIAT DÜZENININ KURULABILMESI için haberleşme, ulaştırma, aydınlanma, makineleşme, bilgisayarlaşmanın olması gerekir. BIRINCI KUR’AN UYGARLIĞI bu şartları hazırladı. İKINCI KUR’AN UYGARLIĞI şeriat düzeninin gelme zamanıdır. Bundan önce saltanat devam ediyordu, bundan sonra devam etmeyecektir.ÜÇÜNCÜ BINYIL KUR’AN ŞERIATI UYGARLIĞI nasıl oluşacak?Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen, Adil Düzen Medeniyeti nedir?Bugün sizlere bunları bir kere daha yeniden hatırlatmak istiyoruz.ÜÇÜNCÜ BINYIL KUR’AN ŞERIATI UYGARLIĞINDA yeryüzü bütün insanlığındır. Hazreti Âdem’den kıyamete kadar tüm insanlardan oluşan insanlığın bedeni yeryüzüdür.SÜLEYMAN KARAGÜLLE- http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/7006/SonEk/10053/Suleyman-Karagulle/Allahin-Nuru

Yazarımıza hatırlatırız ki kaygıya yer yok her şey kontrol altındadır bu acı ve sıkıntılarda doğum sancılarıdır.

SAİDLER kervanı binlerce yıldır  yoluna devam etmektedir bu yolun sonu cennetlerdir.

Akevler Adil Düzen çalışanları 50 yıldır bu konuda  çalışmaktadırlar.

Gelin Yusuf Kaplan hocam; arkadaş,okuyucu ve muhataplarınıza da

vesile, olun biran önce Adil Düzeni ülkemizde kuralım da hem insanımızın

hem de insanlığın hayır dualarıyla anılanlardan olalım vesselam...

 

 


 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 503 | Tarih: 3.02.2019
Ahmet Hakan
Zabıtalar! İlk hedefiniz Avrasya Tüneli’dir!
Ekonomik kriz
940 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Cevabı pek bulunamayan sorular bitmek bilmiyor
Hak arayışı
927 Okunma
Tayibet Erzen
Yusuf Kaplan
Makina, insanı ve dünyayı yok olmanın eşiğine sürüklerk
MAKİNA'NIN GÜNAHI VE ADİL DÜZEN!
927 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ergün Diler
Tiyatro
Sermaye’nin Oyunu
875 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Uğur Dündar
Sevilen belediye başkanı olmak çok mu zor?..
İtikad ve adanmışlık meselesi.
874 Okunma
Hüseyin Bağdatlı


© 2024 - Akevler