29.01.2019
Anlaşılması adeta imkansız olan durumlar var ki, bunları açabilecek soruları cevaplamak pek mümkün değil. Yurtta da dünyada da böyle bilmeceler çok fazla... Melih Altınok'un Venezuela izlenimlerini okurken, bu tür cevapsız sorular yoğunlaşmıyor mu?
Aynı petrol değil mi?
Mesela dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olan Venezuela böylesine yoksulken, nasıl oluyor da Suudi Arabistan petrol paralarını nereye koyacağını bilemiyor? Halkın oyları ile iktidar olan Venezuela'nın Maduro'sunu Amerika düşman ilan ederken, aynı Amerika Kaşıkçı cinayetinin faili olduğundan kuşkulanan Suudi veliahdı Muhammed bin Selman'ı neden bağrına basıyor?
Hangisi diktatör?
Venezuela'nın Maduro'sunu diktatör ve illegal ilan eden Batı Avrupa ülkeleri, Mısır'ın darbeci Sisi'sini neden bağırlarına basıyorlar? "İnsan hakları" denildiği zaman mangalda kül bırakmayan Batı Avrupa ülkeleri, Gazze'deki Filistinlilere getto hayatı yaşatan İsrail'in günahlarını neden görmezden geliyorlar?
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2019/01/29/cevabi-pek-bulunamayan-sorular-bitmek-bilmiyor
Yorum:
Hak arayışı
Soruların cevaplarının bulunamamasının sebebi belki de ortada bir soru olmamasıdır. Dünya düzenini dengeli kabul edip soru sormaya başlayınca böyle bir çıkmaza giriliyor oysa dünyada bir denge söz konusu değildir. Tamamen tekele gidilmiş bir siyasi ve ekonomik ortam mevcut. Kim kaybederse kaybetsin kazananın değişmediği bir oyunda kuralların bir önemi kalır mı?
Kalmaz. Madem ki kalmaz soru sorup hak arayışına girmenin de bir anlamı yok. Ancak hak gelince batıl siner o yüzden çabamız adil bir düzene kavuşmak olmalıdır. Mevcut bozuk düzeni sorgulamak veya düzeltmeye çalışmak boşuna emek ve zaman kaybıdır. Hak olan gelince yanlış olan zaten gitmek zorunda kalacak. Bunun istisnası yok.