Millet, devleti kurtardı; ama devleti kurmasına izin verilecek mi?
Yusuf Kaplan
01 Ağustos 2016
15 Temmuz gecesi, Türkiye'ye büyük bir saldırı oldu. İçerdeki hâinleri kullanarak dış-güçler tarafından tezgâhlanan bir saldırıydı bu!
Türkiye'nin, bu milletin varlığına kasteden alçakça bir işgal girişimiydi bu aslında: O yüzden bu ülkenin Meclis'i bombalandı -tarihinde ilk kez! O yüzden halka bu ülkenin F-16'larıyla, helikopterleriyle bomba yağdırıldı; tanklarla masum insanlar katledildi!
Ama bu millet, asil bir millet olduğunu gösterdi: Tanklara göğsünü siper etti ve tarihte benzerine az rastlanır bir direniş örneği sergiledi:Sarsılmaz inancıyla, vatan sevgisiyle tankları “ezdi geçti”.
………………..
KATI LAİKLİK-KEMALİZM İDEOLOJİSİ POMPALANIYOR: 15 TEMMUZ RUHU BİTİRİLEBİLİR!
Gelmek istediğim nokta hayatî: Bütün televizyonlardan Kemalizm propagandası yapılıyor; Kemalistler aklanıyor; dolayısıyla anakronik, fosilleşmiş, milletin burnundan getiren kaskatı, militan bir laiklik ve Kemalizm ideolojisi pompalanıyor!
İşte bu beni ürkütüyor: Bu sürecin varacağı yer, 15 Temmuz destanının rehin alınması, buharlaştırılması, sulandırılması ve fosilleşmiş, topluma çok ağır bedeller ödetmiş, bütün darbelerin birinci derecede sorumlusu Kemalizm ve laikliğin kutsanması ve sonuçta da toplumun İslâmî kesimlerinin kaçınılmaz olarak bu duruma sessiz kalmayacak olması. Dolayısıyla oluşan birlik, bütünlük, kardeşlik ortamını bombalayacak tohumların ekiliyor olması.
Burada tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bu oyunun ne kadar tehlikeli olduğunu şöyle gözler önüne sereyim: Allah göstermesin ama yarın Erdoğan'a bir şey olduğunda, inanın, bu Kemalistler, laikler“Türkiye laiktir, laik kalacak!” sloganları atmaya ve bu millete kök söktürmeye başlayacaklar!
Bunun en önemli göstergesi, en küçük Kemalizm, laiklik eleştirilerine zırnık kadar olsun bırakın değer verilmesini, dikkate alınmasını, derhal saldırıya geçilmesidir.
Dahası, ordunun komuta kademesinin -Balyoz ve Ergenekon'da haklı haksız gerekçelerle yargılanan ama- kaskatı Kemalist, laik kişilerden oluşturulması, bu açıdan beni endişeye sevkediyor.
MİLLET, DEVLETİ KURTARDI AMA DEVLETİ SİL BAŞTAN KURMASINA İZİN VERİLECEK Mİ?
Erdoğan'ın, bunların kontrolden çıkmaması için gerekli önlemleri aldığından kuşku duymuyorum. Ama yarın -dediğim gibi Allah korusun ama- Erdoğan olmadığında, bu Kemalist-laik komuta kademesini de arkasına alarak Türkiye'deki militan-katı-laik tiplerin bu milletin burnundan getireceğinden hiç kuşku duymuyorum.
Biraz önce de dikkat çektiğim gibi, televizyon ekranlarının bu tiplerden geçilmemesi, bu kişilerin en küçük Kemalizm-laiklik eleştirilerine bile agresif bir şekilde cevap vermeleri, kuşkularımı artırıyor.
Yazıyı şöyle toparlayayım: 15 Temmuz'da bu asil millet bir destan yazdı, devleti kurtardı; ama bu milletin devleti sil baştan kurmasına izin verilecek mi?
Bu hayatî meseleyi, hem halkımızın hem de ülkeyi yöneten insanlarımızın dikkatine sunmayı, bu ülkenin bir çocuğu olarak zarûrî gördüm. Ben vazifemi yaptım; gerisi, sorumlululara kalıyor.Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/millet-devleti-kurtardi-ama-devleti-kurmasina-izin-verilecek-mi-2030843
yorum;
Savaşla kazanılanı masada kaybetmek !
Türkler asker millettir.
Yusuf Kaplan’ın başlığı bana hemen bunu hatırlattı.
Yazarımız milletin hukuku tesis edeceğinden endişeli anlaşılan.
Darbeyi can pahasına sokaklara düşerek önle fakat
devlet kurmayı Kemalistlere bırak bu olmaz diyor ve vaziyeti
öyle görüyor .
Ve sonunda da ben uyarımı yaptım iş yöneticilerimize kalmıştır
diye noktalıyor.
Maalesef de haklı gibi de gözüküyor.
Merhum Erbakan hocamızın Aytunç Altındal’la yaptığı ve Nasuhi
Güngör’ün Yenilikçi Hareket kitabında da alıntıladığı röportajda;
Merhum Erbakan hocamız diyor ki; batının bizi hazırlıksız olarak iktidara getirip
boğma taktiklerinden korkuyorum.
Refah ve Fazilet döneminde olmadı ama Ak Parti döneminde benzer
bir şey oldu bence.
Ak Parti birdenbire iktidara gelince(getirilince belki de )kadro sıkıntısından
Fethullah Gülen’in şakirtlerine sarıldı.
Ve sonuç 15 temmuz darbe girişimi.
Siz eğer bünyeyi zayıflatırsanız ehliyet ve liyakat ölçütünü
kenara iterseniz olacağı bu virüslerin istilası altında bir devlet.
Bundan sonraki safha da bence planlanan Ak parti yönetimi ,milletvekilleri
ve belediye kadrolarını temizliğe kalkıştırıp kıyameti koparmak.
Ve Ak partiyi parçalanmaya zorlamak.
Arkadaşın biri 15 temmuzdan sonraki pişmanlığı firavunun Nil’de
boğulurken ki imanına benzetmiş.
Akevler 2001 ‘lerden beri Ak parti genel başkanı
Tayyip Erdoğan İle görüşmek Adil Düzeni anlatmak için çaba sarf ediyor.
Bugün Nurettin Veren’de diyor ki ben her şeyi yazdım verdim yetkililere
Cumhurbaşkanı ve başbakana ulaştıramadım.
Reşat Erol ağabeyimiz de özetlemiş biz daha Adil Düzeni ulaştıramadık
senin ki de iş mi.
Vakit daralırken ve tehlike çanlarının çaldığını muvafık muhalif tüm
konuşur ve yazarlar yazar ve seslendirirken Akevler Adil Düzen çalışanları
bugünden sonraki günleri atlatmak için çok şükür ki 50 yıla yakın
hazırlıkları tamamlamış sayılırlar.
Mehmet Akif merhum bu millete Allah(cc) bir daha istiklal marşı yazdırmasın
duasını etmiş.
Bizde amın diyoruz ama yazarımız ve en yetkililerimizede davetimizi
etmeden duramıyoruz ey Yusuf Kaplan ve arkadaşları ey devleti
yönetenler gelin Adil Düzen’i birlikte çalışalım ve birlikte kuralım.
Nil’e yaklaşıyoruz haberiniz olsun vesselam…