Tiran’dan Elazığ’a, Çankırı’dan Bingöl’e Anadolu rüzgârı
Yusuf Kaplan
27 Mart 2016
Anadolu, bir toprak parçası değil; bir gönül ve ruh coğrafyası.
Horasan-Türkistan'dan Balkanlar'a, Kafkaslar'a ve Yemen'e kadar esen rüzgâr; hakikat aşısı yapan, kışları sona erdiren diriltici, taze ruh üfleyici bir bahar...
Selçuk çocuklarıyla hakikatin önündeki çakıl taşlarının temizlendiği, Osman çocuklarıyla insanlığa sunulacak hakikat yolculuğunun yapı taşlarının döşendiği yenileyici bir ruh.
Selçuk çocuklarının hakikatle insanlık mayasını kardıkları, Osman çocuklarının selam ve insanlık yurdu'nu kurdukları, Balkanlar'da, Kafkaslar'da ve merkez İslâm coğrafyasında büyüttükleri bütün dünyaya sundukları bitmeyen bir şarkı, sürgit esen rüzgâr, her dem diri, her dem diriltici bir ruh Anadolu.
Bu ruhu Arnavutluk'ta gördüm önceki hafta, Çankırı'da gördüm, Bakırköy'de, Elazığ'da ve Bingöl'de gördüm. Bu ruh, diriltici ve yaratıcı Anadolu ruhu, iki hafta içinde beş yerde karşıma çıktı.
ÂKİF: BUHARA'DAN KOSOVA'YA... FATİH'TE SENTEZLENEN RUH
Bu ruhu en iyi özetleyen örneklerden biri hiç şüphesiz ki, İstiklal şairimiz Âkif. Âkif, baba tarafı Arnavut, anne tarafı Buharalı, iki dünyanın sentezini doğduğu Fatih'te, hayatında, fikriyatında ve hissiyatında gerçekleştirmiş nefis bir örnek.
Arnavutluk'ta Âkif'i andık iki gün süren güzel bir sempozyumla. Eğitim Bir-Sen ve Arnavutluk'tan Alsar'ın ortaklaşa düzenledikleri bu sempozyumda Âkif'in sanatı, hayatı, fikriyatı ve hissiyatı bütün yönleriyle mercek altına alındı Tiran'da.
Türkiye'den Eğitim Bir-sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu, Başkan Ali Yalçın, diğer Eğitim Bir-sen yöneticileriyle çok sayıda akademisyen ve düşünürün yanı sıra Arnavutluk'tan Alsar'ın Başkanı Mehdi Gurra, Balkanların ruhu Adnan İsmaili ve arkadaşlarının katıldığı göz doldurucu, zihin açıcı, ruhları buluşturucu, aşı yapan bir toplantı oldu.
Âkif, ata yurdunda ilk defa bu kadar derinlikli bir şekilde anıldı. Balkanlarla gönül köprüleri, ruh köprüleri bir kez daha ve yenilenerek kuruldu.
……………………
Şunu gördüm özetle: Tavan'dan yapılan işler kısır ve ruhsuz oluyor. Ruh aşılayamıyor; hatta var olan ruhu da yok ediyor. Taban'dan, yerinden ve ruh dolu bir yolculuğa çıkmamız gerekiyor. Anadolu ruhu, işte o zaman bir rüzgâra, diriltici bir dalgaya dönüşebilir ancak. Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/tirandan-elaziga-cankiridan-bingole-anadolu-ruzgari-2027800
yorum;
Tavan'dan yapılan işler kısır ve ruhsuz oluyor!
Nihayet yazarımız Yusuf Kaplan görmüşler.
Tavandan yapılan işlerin kısır ve ruhsuz olduğunu.
İnsana günaydın derler.O zaman bugüne kadar
neler yaptınız,yazdınız ve söylediniz de oyaladınız müslümanları.
Aynı sözleri yöneticilerimize de söylüyoruz.
Genelde 40 yıllık özelde de 15 yıllık yöneticilerimize.
Neden bu kısır ve ruhsuz işlerle dünyanın,Türkiye’nin
ümidi olan ülkemizi oyaladınız?
Ayrıca da şunu söylememiz gerekiyor;1000 yıldır
yapılanların tekrarıyla uğraşacaksanız belki bir 15 yıl daha
oyalarsınız insanlarımızı.
Sanki Allah(CC) gözümüze sokarak ayetleri ve hadis/e/leriyle
bize demek istiyor ki;artık benim muradım olan
İçtihat ve icmalarla İslamı asrın idrakine söyletmeye
Ne zaman başlayacaksınız?
Yusuf hocam inanın 40 yıl öncede,15 yıl öncede dolaştığınız
yerlerde bugünkü insanların benzerleri vardılar.
Ama bizim büyük büyük büyüklerimiz maalesef onları
oyaladılar ve kenara attırdılar.
Gelin 50 yıldır Allah(cc)’ın muradı olan İçtihatçı İslam Düzeni
yolunda çalışan Akevler Adil Düzeni çalışanlarına katılın ve
tövbe vesilesi olarak tabandaki samimi insanları da davete başlayın.
Havuzun dibindeki deliği kapatmadan Türkiye havuzu sizin,bizim
ve Allah u teala’nın istediği hayat ve diriliş sularıyla dolmayacak.
Yöneticilerimizi de bizi de kurtaracak kutlu seferberlik yolunda
çalışanlara ne mutlu…