Nasıl bir gençlik?
Yusuf kaplan
25 Aralık 2015
Türkiye, genç kuşağını kaybediyor: sömürgeci eğitim sistemi, yoz, yozlaştırıcı kültür hayatı, kültürel dinamiklerimizi dinamitleyen, yerle bir eden sığ, sığlaştırıcı ve her şeyi çözücü medya rejimi, çocuklarımızı elimizden alıyor.
Müslüman bir toplumda yaşıyoruz ama çocuklarımızı korumakta zorlanıyor, çocuklarımızı kaybediyoruz!
Genç kuşaklarını ihmal eden toplumlar, geleceklerini imha ederler.
O yüzden en hayatî meselemiz genç kuşaklarımızı korumak, koruyabilmek. Şunu aslâ unutamayız: insanlığın önünü açacak, fikir, sanat, ahlâkta büyük öncüler yetiştiremeyen toplumlar, bırakınız büyük atılımlara imza atmayı, varlıklarını bile sürdürmezler!
Bu mesele en hayatî meselemiz: Eğer önümüzdeki 10 yılda kültür, eğitim, sanat ve medyada kendi medeniyet dinamiklerimiz doğrultusunda devrim yapamazsak, yok olmaktan kurtulamayız.
Bir kaç hafta boyunca bu meselelerin üzerine gideceğim ve önerilerimi sizlerle paylaşacağım derinlemesine.
Bu yazıda manifesto niteliğinde "Nasıl bir gençlik?" diye sorarak cevaplarımı sizlerle paylaşıyorum.
*
Nasıl bir gençlik?
İlâhî Şiarlarla yoğrulan, Nebevî Şuurla donanan, Hakikat Ağacı'nı Beşerî Şiire durdurmak için Yola koyulan bir gençlik...
Rahmet Elçisi'nin yolunu yolu bilecek, başka bütün yolları elinin tersiyle iterek hakikatin izini sürecek bir gençlik...
***
Nasıl bir gençlik?
Hz. Ebûbekir olacak, bütün varlığa, insanlığa kol kanat gerecek, "cehennemi öyle daralt ki Yarab, başka kimseyi almasın" diyecek yüce gönüllü bir gençlik...
Hz. Ömer olacak, zifirî karanlıkta kapkaranlık bir kayada haksızlığa uğrayan kara bir karıncanın hakkını arayacak bir gençlik...
Hz. Osman olacak, iki yanından nûr akacak, hayası insanlara insanlığını hatırlatacak numûne-i imtisal olacak bir gençlik...
Hz. Ali olacak, müşriklerin öldürmek için karar verdikleri Efendimiz'in yatağına girecek kadar Peygamber sevgisi sınır tanımayan bir gençlik...
***
Nasıl bir gençlik?
…………………………
Nasıl bir gençlik?
Bu dünyaya var olmaya, konmaya değil, Hak ateşinde yanmaya, kor olmaya geldiğinin şuuruyla nefes alıp veren bir gençlik...
***
Bir eline güneşi, bir eline dünyayı verseler, davasından, iddiasından ve hakikatten aslâ vazgeçmeyecek şuurda bir gençlik!
***
Varoluş alanını bu daracık dünyayla sınırlamayacak, gemisinde bütün insanlığa yer açacak, kucak açacak, Ötelerin ötesine kanat çırpacak bir gençlik.
***
Nasıl bir gençlik?
İnsanlığın sorunlarını mesele edinen, hakikatten süt emen, fikir, oluş ve varoluş çilesi çeken bir gençlik!
Kendisi için ve bu dünya için değil, ilkeleri için, ilkelerinin ülkü'lere dönüşmesi için, ülkü'lerinin ülke"sini bulması, dünyasını kurması için yaşayan bir gençlik.
İnsanlığın sorunlarıyla hemderd olan, Müslümanların sorunlarıyla hemdost olan, Ülkesinin sorunlarıyla hemhâl olan bir gençlik.
***
Nasıl bir gençlik?
Çağrı'sının Çağ'ını kurmasını, Hakikat Ağacı'nın gölgesinde herkesin serinlemesini, sükûn bulmasını sağlayacak, çağlaya çağlaya akacak, Çağlayan olacak bir gençlik.
Çağ'ın ağ'larını ve bağ'larını aşarak, insanın önündeki bütün putları kırarak ümmîleşecek / arıncak, insanca, hakça, kardeşçe dünya kuracak bir gençlik...
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/nasil-bir-genclik-2024801
yorum;
MÜÇTEHİT VE MÜCAHİT ADAYI BİR GENÇLİK
Bu yazı aslında yazarımız Yusuf Kaplan’ın bir itirafıdır
aynı zamanda.
Elli yıldır genelde, on beş yıldır da özelde böyle bir
gençlik yetiştiremedik Türkiye’li müslümanlar olarak.
Daha nasıl yetiştireceğimizi bile bilemedik.
Yani kellim kellim la yenfa.
Konuş konuş veya yaz yaz faydası olmadı.
Yani İslami medyayla bu işler olmuyor.
Bunun özel müesseseleri olması lazım.
Az gittik uz gittik birde arkamıza dönüp baktık ki bir
arpa boyu yol gitmişiz.
Bizzat Milli Görüş camiası denilen (Ak Parti de dahil)
camianın içinden gördüğüm şu 30 yıldır.
Gençlik, eğitim ve öğretime tek kelimeyle
İlme ve alime önem verilmiyor.
Alimler ve gençler bir araç olarak görülüyorlar
hedefe ulaşmak için.
Hedef neydi.?Devleti ele geçirmek ve İslam devleti
haline getirmek…
Ne diyelim bu da bu merhalenin kaderiymiş herhalde.
Tarih tekerrürdür derler hiç tekerrür mü ederdi ibret
alınsaydı demiş merhum Mehmet Akif.
Yeni problemlere yeni düşünceyle yeni çözümler
getirecek bir kadro istiyorum ya rabbi…
Önce ben isteyeyim de başkaları da istesin inşallah.
Allaha zorluk olmaz.Dünyanın ilk peygambersiz medeniyetini
kurmak istiyoruz farkında mıyız?
Ama yine bizim hızır akevler ve kurucuları imdada yetişiyorlar.
İşte size işin ilmi haritası haydi gençler bu haritayı
büyütmeye ve ihya etmeye.Varmıyız,var mısınız.?
O zaman Akevler Adil Düzen çalışanlarının 49 yıllık
kervanına katılın,buyurun sizlerle
Sesimiz ve etkimiz binlerce defa katlansın,kanatlansın.
İşte o zaman haydin felaha haydin salaha sözleri
Daha bir etkili olacak ve duyulacak inşallah…