03/04/2015
Yazının tamamı için http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/2015/04/03/kod-adi-kemal
Yorum:
Teşhisle değil, Tedaviyle meşgul olmak
Taktik vardır, strateji vardır. Strateji uzun dönem planlarını içerir. Taktik ise kısa dönem projelerinden bahseder. Mahir Kaynak strateji üzerinde dururdu. Ergün Bey ise taktik üzerinde durmaktadır. Her ikisinin de teşhislerinde %90 isabet vardır. Ne var ki stratejilerini ve taktiklerini ortaya koymanın ülkeye bir yararı yoktur. Tam tersine halkı korkutur ve ümitsiz hale getirir. Artık kurtuluşun olmadığına inanır ve teslim bayrağını çeker.
Bir kimse verem hastalığına tutuldu diyelim. İştahtan kesilir, halden düşer. Hafif öksürük başlar. Şiddetli belirtiler ortaya çıkar. Görüntü çeşitlidir. Ama sebep bir tanedir. Verem mikrobudur.
Yazarın saydığı konular sadece arazlardır. Asıl sebep nedir? Onu tespit etmediğiniz taktirde siz hastayı tedavi edemezsiniz. Sizin hastaya; “verem mikrobu sana şunu yapıyor” demeniz hastanızı iyileştirmez. Aksine moralini bozar ve daha erken ölmesini sağlar.
Sermaye bu gerçeği bildiği içindir kendi zulmünü yayanları el altından desteklemektedir. Masonlar aleyhinde Kanal 7’de neşriyatı kim yaptı? Ahmet Hakan. Şimdi nerededir? Onların merkezinde. Ergün Bey de onların istediğini yapmaktadır. Çözümleri üretmeden teşhislerle meşgul olmak çıbandaki mikropların her tarafa yayılmasını sağlamaktan başka bir şey değildir.
Bütün bu olayların mikrobu Sermaye’dir. Merkezi, ABD’de bulunan 200 İsrailoğlunun oluşturduğu merkezdir. Bu da kendiliğinden olmuş değildir. Orda insanların kötülüğünden gelen bir şey değildir. Tarihi gelişme onları oraya getirmiştir. Tarihin onlara verdiği görev vardı. O görev son bulmaktadır. Bu da kaderdir. Bizim görevimiz onların yaptıklarına ah vah etmek değildir. Bizim görevimiz, üçüncü bin yıl uygarlığını kurmaktır.
1960’lardan önce biz onlarla mücadele ediyorduk. 60 olayları gösterdi ki olay basit değildir. Tarihi gelişmedir. Biz geleceğe bir yol çizdik. Devlet Sosyalizm yıkılacak Liberalizme geçecek, Amerikan Kapitalizmi yıkılacak ve Sosyalizme geçecek dedik. Birincisi kesin gerçekleşti. İkincisinin eşiğindeyiz. Bir gün ABD’de devrim olduğunu göreceksiniz diyoruz. Merkez Bankasına devlet el koyacaktır. Çöküşünü Sosyalizm önleyecektir.
Bu nasıl olabilir? Rusya ve Çin karar alırlar; “Biz mallarınızı dolarla satmıyoruz. Ruble ve yuanla satıyoruz.” derler. Türkiye ve İran da bunlara katılır. Paralar altınla konvertible hale gelir.
O zaman Amerika’nın dolara dayanan ekonomisi, çöker. Ama ABD aynı zamanda güçlü ekonomiye dayanmaktadır. Bu ekonominin sahibi de Amerika’daki patron Yahudilerdir. Sosyalizm içinde ABD işletmeleri yine üretime devam ederler. Ama artık dünyaya kök söktüremezler.
Sermaye karşılıksız dolar ile dünyayı fitneye vermektedir. Bu gün ABD hava üstünlüğüne sahiptir. İsterse petrol yüklü gemi körfezin dışına çıkamaz. Artık CIA ve ABD ordusunu kullanmamaktadır. Dolayısıyla siyasi baskı yapıyor. Ekonomik baskı yapıyor. Tetikçiler satın alıyor ve savcımızı öldürüyor. Elektriğimizi kesiyor.
Buna tek çözüm vardır. Çözüm, Adil Düzen’e geçmektedir.
1- Yerinden yönetim sistemi getirilecek, nüfusu bir milyonu geçmeyen iller kendi iç güvenliklerini kendileri sağlayacaklardır. Kendi kanunlarını kendileri yapacaklardır. Oralarda bizim savcılarımız bulunmayacaktır. Savcılarını korumak bizim değil kendilerinin işi olacaktır. Herkes bir çözüm üretecek, başarılı olanlar sonra yaygınlaşacaktır.
2- Türk ordusu bölge il merkezlerinde oturacak, dış savunmayı yapacak. Eğer birileri iç güvenliğini sağlamak için ordudan yardım isterse, ordu sıkıyönetim kuralları içinde o ile girer, askeri metotlarla güvenliğe etki eder. Savcıyı öldüren şebekeyi bulur. Seçilmiş il başkanı git dediği zaman da ordu bırakır gider. İl bunun için askeri birliğe bir bedel öder.
3- Hakemlik sistemini getireceksiniz. Anarşist hakemini seçecek. Kamu da hakemini seçecek, başhakemi hakemler seçecek. Polis suçlu ise o asılacak. Anarşist suçlu ise anarşist asılacak. Bürokratların halktan üstünlüğü olmayacaktır. Görevden dolayı mağdur olanların ailelerine devlet büyük tazminat öder. Katilin akilesine rücu eder. Katil bilir ki o gittiğinde mensup olduğu topluluk ağır diyet öder. Bir insan 100 taşıttır. O zaman deve idi şimdi arabadır. Bir araba 10.000 dolar olsa, 100 araba 1 milyon dolar etmektedir. Savcının diyeti dört misli olarak kabul edilir. Demek ki dört milyon dolar mağdurlara ödenecektir. Bunu kim ödeyecek? İşte bunları destekleyen örgüte mensup olanlar ödeyecektir.
4- En önemli husus, Türkiye bucaklara ayrılacak ve bucaklar buğday parasını, iller demir parasını, ülke toprak parasını çıkaracak ve çalışana kredi olarak ödeyecektir. Devlet tüm mali ihtiyaçlarını faizsiz kredilerle giderecektir. Dolayısıyla ABD’nin dolarına ihtiyaç kalmayacaktır. Devletler arası alışverişler kredileşme ilkesi ile yapılacaktır.
Rusya bize kredi verecek, biz Rusya’ya kredi vereceğiz. O, Türk Lirasını kendi halkına kredi olarak verip Türkiye’den ithalatı sağlayacak, Türkiye de Rusya’nın rublesini Türk ithalatçısına verecek böylece takas oluşacaktır. Ruble ile TL arasındaki kur arz ve talep kanunlarına göre kendiliğinden oluşacaktır. Doların aracılığına gerek kalmayacaktır.
Bunları anlatmadan onların yaptıklarını anlatmak demek onların ajanı olarak çalışmaktan başka bir şey değildir
Bir hatıramla yazıma son vermek istiyorum.
Bir gün Ankara’da partimize gittim. Erbakan batılıların yaptıklarını anlatan bir kitap hazırlıyordu. Bizden yardım talep etti. Biz teşhisle uğraşmayız dedim. Tedavide varız dedim. Önce teşhis, sonra tedavi dedi. Hayır, önce tedavi sonra teşhis dedim. Tedaviye geldiğinde bizi çağır dedim. Ayrıldık, dört ay sonra çağırdı ve biz 91 yılına kadar her hafta buluşarak Adil Düzen’i hazırladık. Sayın yazara tavsiye ederim; artık teşhis faslını kapatsın da sütun sütun tedavi yazıları yazsın. Bunu da Akevler’den başka bir yerde bulamaz.