02.04.2015
Bu "Gezi Ruhu" denilen ve içine girdiği kişileri terörün yanında yer almaya bile yönlendiren uyuşturucu, doğal bir ürün olamaz... Eroin, esrar, kokain, marihuana gibi bağımlılık yaratan uyuşturucuların kimyasal yapıları ve doğadaki hangi bitkilerden elde edildikleri biliniyor. Ama "Gezi Ruhu"nun hangi laboratuvarda hangi sentetik maddelerden ve kimler tarafından üretildiğine dönük bilgiler, henüz tam belirlenemedi.
Sentetik maddeler
AK Parti iktidarına ve özellikle "Açılım Süreci"ne kayıtsız şartsız destek veren insanların Gezi kalkışmasının başlatıldığı sabah sosyal medyaya attıkları mesajları okuduğum zaman, bu uyuşturucunun içinde dış ülkelerden ithal edilmiş sentetik maddeler bulunduğunu hissetmiştim.
Sonunda aynı "Ruh"un Mısır'da "Sisi Ruhu"na dönüştüğünü ve "Tahrir Meydanı"nı Taksim Meydanı'na dönüştürdüğünü görünce, yanılmadığımı anlamıştım.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/04/02/gezi-ruhu-kendisini-terorde-mi-buluyor
Yorum:
Gerilim tırmanırken
Seçim yaklaştıkça tırmanan gerilim, malum kesimlerin AK Parti iktidarından ne karar rahatsız olduklarını ve bir dönem daha korkusuyla nasıl kıvrandıklarını ve nasıl da her şeyi yapabilecek durumda olduklarını göstermesi açısından oldukça manidardır.
Yaşananlar çok büyük sürpriz olmasa da boyutu yine de dehşet vericidir. Bugün, Çağlayan Adliyesi ile ilgili okuduğum haber “yok artık” dedirtti. Adliyeye üstleri aranmadan girmekte ısrarlı olan bir grup hukukçu, resmen arbedeye sebep olmuş. Adalet bu ellerden gelecekse işimiz yaş. Zaten sistem bozuk, buna bir de terörist ruhlu hukukçular eklenince iş iyice içinden çıkılmaz bir hale gelmiş.
Nesinden rahatsız oluyorsun, madem kendinden eminsin bırak o zaman, geç X-ray’den ne var yani? İlla bir dokunulmazlık havası, bir hukuk arayışıdır almış başını gidiyor. Güvenlik yetersiz, yetkililer çaresiz, görüntü hiç de iç açıcı değil.
Ülkede tansiyon seçime doğru yükseleceğe benziyor. Daha ne kadar yükselebilir o da tabii ayrı mesele ama birileri ülkede huzursuzluğu zirveye çıkarmak için her yolu deneyecekler ve bunu her zamanki gibi en büyük silahları olan medyayı kullanarak yapacaklar. Hükümete de gözünü kulağını dört açıp istihbarat zaafı göstermemek ve sağduyulu olmak düşüyor.