Bizzat kendisinin bir Kürt sorunu var da ondan...
HDP, açıkça Başkanlık düşlerinin altını oyuyor.
Cumhuriyet’te dün yayımlanan anket sonucu sandığa yansırsa Erdoğan, sarayı boşuna yaptırdı demektir.
HDP, “Biz barajı aşamazsak Erdoğan’ın başkanlığı kolaylaşır” tezini başarıyla işledi. Bir dönem parlamenter rejime tehdit sayılan parti, kendini parlamenter sistemin sigortası olarak sunabildi. O sayede de hem Cizre’de hem Cihangir’de taban bulabildi.
***
Anketi yapan Gezici Araştırma, genel seçmen içindeki Kürt oyunun yüzde 17 olduğunu tahmin ediyor.
Kürtlerin yarısı 2011’de AK Parti’ye oy verdi.
Yüzde 40’ı ise “BDP” dedi.
Bu oran, tersine dönüyor şimdi...
İlk ipuçları, Cumhurbaşkanlığı seçiminde görülmüştü zaten... AK Parti’nin kalesi sayılan bazı ilçelerde Demirtaş’a kayma gözlenmişti.
Şimdi, iktidar partisinin kurucusu olmuş, sonra gidişatı görerek soğumuş Dengir Mir Mehmet Fırat gibi muhafazakâr isimlerin de katılımı sayesinde, bir kısım dindar seçmenin HDP’ye yöneliminin süreceği tahmin ediliyor.
Kürt oylarının yarısının HDP’ye gitmesi, anketteki sonucu yaratıyor:
AK Parti yüzde 39.3’e düşüyor.
HDP yüzde 11.4’e çıkıyor.
HDP’nin yeni oylarının çoğu AK Parti’den geliyor.
Demirtaş’ın sürekli Erdoğan’a vurması, Erdoğan ve sözcülerinin hep Demirtaş’ı hedef alması boşuna değil.
***
Madalyonun bir de öbür yüzü var:
Gezici anketi, Kürt sorununun, iki karşıt ucu birden hareketlendirdiğini ortaya koyuyor.
Birbirini bileyen bıçaklar gibi, HDP’deki yükseliş, karşıtını da tırmandırıyor.
“MHP patlama yapabilir” diyor anket...
AK Parti’den kopan oyların yarısı MHP’ye gidecek gibi görünüyor.
Kararsızların yarısında da aynı eğilim gözleniyor.
Bu eğilim tırmanırsa Gezici’ye göre-“MHP yüzde 20’yi aşabilir.”
***
Ya CHP?
Yüzde 30 bandına ulaşan CHP’de de HDP’nin yükselişinden duyulan kaygıyı hissetmek mümkün...
Demirtaş’ın üç sözcüklük grup konuşmasındaki “Seni başkan yaptırmayacağız” vaadi, sandık başında birçok CHP’li eli, HDP’ye yöneltebilir.
Geçenlerde görüştüğüm bir CHP yöneticisi, bunun farkında olarak, “HDP, barajı rahat geçer. Yüzde 11’le 13 alması arasında bir fark yok” diyerek oraya yönelecek oyları, yeniden CHP’ye çağırıyordu.
HDP’nin önündeki en büyük handikap, -hâlâ- seçim sonrası, çözüm süreci uğruna Erdoğan’la işbirliği yapma ihtimali (ya da mecburiyeti)...
Behiç Ak, önceki gün Cumhuriyet’te çizdiği sohbette, durumu gayet veciz ortaya koydu:
Karikatürdeki erkek, “HDP Meclis’e giremez ve başkanlık sistemi gelir diye çok korkuyorum” derken, konuştuğu kadın şu cevabı veriyordu:
“Ben de... Ayrıca HDP Meclis’e girer ve başkanlık sistemini destekler diye de çok korkuyorum.”
Yine korkularımız yarışacak bu seçim...
İyi olan kazansın.
Sorun
Çözüm sürecinin başladığı yıllarda Sayın Erdoğan ''asimilasyon politikaları, faili meçhul cinayetler, kürtlerin ikinci sınıf vatandaşlıkları, hakir görülmeleri ve yasaklar'' konusunun varlığını kabul ettiğini, devletin bunu yaptığını, artık yapmayacağını vurgulamış ve özür dilemişti. Şimdi ise kürt sorununun yokluğundan söz ediyor. Yoruma başlarken Can Bey'in yazısında açıklayıcı bir kaç cümle aradım ama nafile. Gönül ister ki, kim ne açıklama yaparsa yapsın islam (barış)'a giden yol tıkanmasın. Allah bu uğurda mücadele eden ve hayır isteyen herkesin yardımcısı olsun.
HDP bu seçimlere parti olarak katılacağını açıklamıştı. Bu açıklamadan sonra akla iki senaryo geliyor. Birincisi, HDP ile AK Parti anlaştı. AK Parti HDP'nin barajı aşabilmesi için bazı seçim bölgelerinde gevşeyecek. HDP'de AK Parti'nin yeni anayasa çalışmasını destekleyecek. İkincisi, HDP ve AK Parti yine anlaştı ve barajı aşamamsı durmunda HDP'nin güçlü olduğu tüm bölgelerin milletvekilleri AK Parti'nin olacak. Bu sayede yeni anayasayı tek başına değiştirebilecek güce sahip olacak ve HDP'nin istedikleri de bu anayasada var olacak.
Peki bu senaryolar yoksa ne olacak?
HDP'nin bugüne kadar Türkiye'deki oy oranları %6-7 arasında seyrediyor. Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise bu oran %9,7'yi buldu. Bu durumda HDP'nin barajı aşması biraz zor görünüyor. Mir Dengir Mehmet Fırat, Celal Doğan ve Kadir İnanır gibi isimlerin barajı etkileyecek rolleri olur mu bilmiyorum. Ama HDP'nin barajı aşabilmek için ciddi bir stratejik çalışmaya ihtiyacı var.
Milletvekili seçimlerinden beklenti içinde olanlara da şaşırmıyor değilim. Ciddi bir değişikliğin olması mümkün mü bu sistemde? Dün neyse bugün de aynı şeyler olacak. Çünkü Allah'ın yarattığı akıl sahipleri! Allah'ın kanununa karşı bir sed oluşturmuş durumdalar. Beşeri sistemlerden medet ummaya devam ediyorlar. Ya da öyle davranmak zorundalar. Çünkü sistemin çarkları içinde ceplerine akan muslukların bekası bu sistemle mümkündür...