Bölge tarih boyunca büyük devletler veya imparatorluklar tarafından yönetilmiştir; farklı din, mezhep ve etnik gruplar yan yana, iç içe, omuz omuza yaşamışlardır. Batı’nın önerdiği modeller dini, mezhebi ve etnik arındırmayı öngörür. Mesela Bayık’ın işaret ettiği İsviçre kanton sistemi, 1648 Westfalya antlaşmasıyla “kimin toprağı onun dini” prensibine dayanır. Katolik prensin kantonunda protestan, protestan prensin kantonunda Katolik yaşayamaz. Bugün Kürt elitinin önerdiği kantonlarda veya federasyonlarda Kürt olmayan etnik gruplar ne olacak? “Azınlık” statüsünde mi yaşayacak, asimile mi edilecek, etnik arındırmaya mı tabi tutulacak? Öyle bir model bulmalıyız ki, Kürtler bugüne kadar hangi haklarından mahrum edilmişlerse bu hakların tamamına sahip olsunlar ama diğer etnik grupları aynı mahrumiyete tabi tutmasınlar.
Bu konuda Abdullah Öcalan’ın önerileri üzerinde yeterince durulmuş değil. ANF’nin 3 Eylül 2010’da yayınladığı konuşma notlarında Öcalan, “Demokratik özerklik” tartışılırken, Batı’daki Kürtleri hesaba kattığını söylüyor: “Proje etnisiteye ve coğrafyaya dayanmıyor, ulus devleti sorguluyor.” Eğer etnisiteye dayanmıyorsa ulus devleti, coğrafyaya dayanmıyorsa teritoryal yapıyı öngörmüyor demektir. Öcalan, Weber’in “demir kafes” adını verdiği ulus devletin nasıl halkı boynundan bağlayıp tutsak ettiğinin farkında olduğunu belirtiyor: “Bu sistem Ortadoğu ve Türkiye gerçekliğine aykırıdır. Hemen ulus devleti kaldıralım demiyorum ama olduğu gibi de kabul edemeyiz.” Öcalan, Türkiye ile sınırlı olmayan, Irak ve Ortadoğu için de geçerli olacak bir model önerdiklerini iddia ediyor.
Bu modelin ne olduğunu tam olarak biliyor değiliz. Bask, ıra, Tamil vb. modellerin zihinlerinde uçuştuğu aydınlarımız, siyasetçi ve akademisyenlerimiz bize özgü bir model fikrine hayli yabancı. “Çözüm süreci” önemlidir, süreci satın alan geniş bir kitle var, yine kanın akmaması en önemli şeydir. Bu arada bölgenin tamamını içine alan modeller üzerinde tartışalım. Batı’nın BOP’u var da, neden bizim ortak bir projemiz, modelimiz yok?
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/kanton-federasyon-eyalet_2283551.html
Yorum:
Projemiz Var.
İslam Düzeni herhangi bir inancın, düşüncenin veya ideolojinin koruyuculuğunu değil tüm inanç, düşünce ve ideolojilerin bir arada yaşanmasına imkan sağlayan düzendir.
Adil Düzen'in bucak sistemi insanların temel hak ve hürriyetlerini korumalarına, inanç ve fikirlerini serbestçe yaşamalarına imkan sağlayan, bize ait olan bir projedir.
Çözüm süreci çerçevesinde bahsi geçen esasında tüm ülke vatandaşlarımızın sorunu olan barış, özgürlük , adalet, güven gibi kavramların nasıl gerçekleştirileceği hususunda tarafların proje seviyesine gelmiş bir fikri olduğunu düşünmüyorum.
Gerçekten barış, özgürlük, adalet, güven isteniyorsa Adil Düzen'e kulak vermekten başka çare yok.