14.03.2015
Ne olduğu, kimin tarafından üretilip fonlandığı tam anlaşılamayan IŞİD'in Irak'taki Asur uygarlığı kalıntılarını tahrip etmesi, elindeki esirlerin canlı yayınlarda katledilmesinde olduğu gibi, tüm dünyanın hayret ve dehşetle izlediği görüntülere yansıyor. Aynı durumları Taliban'ın Afganistan'da tarihi eserleri tahrip etmesi sırasında da izlemiştik.
Ancak bu tür vahşet görüntüleri "Uygar" olarak nitelenen devletler tarafından da sergilenebilir. 1974'te sona eren Vietnam Savaşı'nda ABD ordusunun napalm bombalarını nasıl kullandığı hâlâ hatırlarda değil mi? Veya Japonya'ya atılan atom bombaları unutulmadı ki...
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/03/14/isgalcilerin-ettikleri-yanlarina-kaliyor-mu
Yorum:
Savaşın Bedeli
Günümüzde savaş da kolay, katliam da. Savaş tazminatları ve kefaretler hikaye. Sayın Barlas kültür tahribatından bahsetmiş, yok olan mimariden, tarihten…
Yok olan milletler, ölüp giden insanlar söz konusuyken iki tuğlanın çok da bir ehemmiyeti olmamalı. Burada ciddi bir zulümden bahsediyoruz. Dünyaya hakim olan baronların savaşından, hiç savaş meydanı görmeden, koltuklarından dünyayı idare eden zalimlerden bahsediyoruz.
Dünyada adalet yok, zulme uğrayanların sığınacakları hiçbir kapı yok. Bunca Müslümana rağmen dünya barıştan bihaber, daha kötüsü şu an yapılan en büyük vahşetin İslam kaynaklı olduğuna inanılıyor. Aklıselim bunun böyle olmadığını bilse de, IŞİD denen örgütün İslam ile yakından uzaktan bir ilişkisinin olmadığını bilse de şu iyi niyetli saf dediğimiz popülasyon olan cehalet mağdurları, maalesef durumu hiç de böyle görmüyorlar.
İnsanlık hangi safta yer alacağını bile doğru belirleyemiyorken daha çok kan dökülecek, daha çok yıkım olacak. Pik noktasında dünya sulha erecek, nasıl bir denge?