Saray'da ne oldu!
1322 Okunma, 0 Yorum
Ergün Diler - Takvim
Süleyman Karagülle

 

13/03/2015

-Türkiye operasyonlara açık bir ülkeydi! Gelenler her zaman sonuç almayı bildi! Ta ki Erdoğan gelinceye kadar! Özellikle FİNANS oyunlarıyla bankalarımızı batırır, paramızı götürür, geleceğimizi çalarlardı! Bunu da o kadar çok sık yaparlardı ki şaşırıp kalırdık! Karşı koyamaz, savunmasız bir şekilde kaderimize razı olurduk!  Dedim ya düne kadar! Artık işler değişmeye başladı... Olan biteni gören ve defans yapmakla kalmayıp atağa kalkanlar var! Ülke sahipsiz değil yani...

-Özal, bizzat kendisi bana anlatmıştı. 1970’lerde bu direnmeye geçti.


-Hem YABANCI hem de yerli görünümlü YABANCI medya günlerdir manşetlerinde DOLAR'ı tutuyor! "Yok uçtu, yok kaçtı, yok durmadı, yok hız kesmedi" diyerek PANİK oluşturmak ve Ankara'yı alaşağı etmek istiyordu!
Olmadı! Dolar da fırlasa, Euro da zıplasa sonuç alamadılar! Alamayacaklar da...
Bakın dünkü gazete ve televizyonlara, neler var neler... Bir tek harfi bile doğru olmayan haber ve köşeler gördüm! İnanılmazdı! Ama burası SONUÇ almaya alıştıkları bir ülke, yani Türkiye idi... Yine öyle olacak zannettiler... Bütün gözler BEŞTEPE'ye çevrildi! İkinci bir KİTAPÇIK krizi ile ilgili beklenti içinde olanlar çoktu! KRİZ çıkmayınca sayfalarını, manşetlerini SUNUM ve 130 SAYFA kelimesinin bolca geçtiği haberlerle süslediler! Peki, gerçekte BEŞTEPE'de ne olmuştu? Ne yaşanmıştı? Kim ne demişti? Toplantının havası nasıldı? Sesler yükselmiş miydi? Sonuçsuz bir toplantı mı olmuştu? Bunlara bakan yoktu! ALGI önemliydi! Erdoğan ve ekibi zayıf, pısırık, paradan anlamayan, dolara gücü yetmeyen ve geri adım atan olarak gösterildi! O zaman da bu yazıyı yazmak farz oldu! İşte sadece burada okuyacağınız özel mi özel ayrıntılar...

- 130 sayfalık rapor bir takım grafiklerle doludur. Gerçeklere ne kadar uygun bilinmez.  Söylenenleri bulamadım. Neden  AK Parti’nin milyarlarla elde ettiği basın suskun?


-Günlerdir ne diyeceği merakla beklenen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan belirlenen saatte, yani tam 16.45'te Saray'da oldu... Onlar da Türkiye'nin bu toplantıya kilitlendiğini biliyordu!
Söylenecek bir sözün bile önemi çok büyüktü! Babacan ile Başçı gelir gelmez ... Bey'in odasına alındılar! Orada ağırlandılar! Erdoğan'ın yakın çalıştığı danışmanları da oradaydı! Herkesin GER GİNLİK ve KAVGA beklediği buluşma hiç gazete ve televizyonlara yansıdığı gibi başlamadı, devam etmedi ve sonlanmadı! Erdem Bey belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hafta içi yaptığı çıkışlardan etkilenmişti! En heyecanlı olan oydu! Yerinde duramayan "Bir an önce toplantı başlasın da derdimi anlatayım!" diye sabırsızlanan bir hali vardı! Ali Babacan ise çok daha sakindi... Gelen çaylar-kahveler Başçı'nın göstermemeye çalıştığı heyecanını kapatamıyordu! Tam bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın olan DANIŞMANLARDAN biri havayı yumuşatmak ve rahat bir toplantı olmasını sağlamak adına ALAN GREE NSPAN örneği ile sohbeti derinleştirdi! Başçı, Greenspan ismini duyunca sohbetin nereye gideceğini kestiremedi! Konsantrasyon eksikliği yaşıyor, biraz sonra içeride yapılacak görüşmeyi düşünmekten kendini alamıyordu! Ama DANIŞMAN sözünü sürdürdü: "Alan Greenspan FED'in, yani Amerikan Merkez Bankası'nın eski başkanlarındandı! Macar kökenliydi! Emekli olduktan sonra da İngiltere Merkez Bankası'nın fahri başkanlığını yaptı... Çalışanlar, Greenspan'ın tavrına göre BANKADAKİ günün nasıl geçeceğini anlardı! Bunun da üç yolu vardı! Aslında herkes için gün başlarken bitiyordu! Sadece nasıl biteceği merak ediliyordu!
Greenspan'ın bütün sırrı, elinden düşürmediği siyah çantasındaydı... Eğer o çanta ağzına kadar DOLU olarak ofise girerse o gün çok ZOR olacak anlamına geliyordu! Gerçekten de çanta ne zaman dışarı dosyaları fırlatır bir görüntüye sahip olsa o gün mesai bir türlü bitmiyordu! İkinci şık daha ilginçti...
Çanta yarı dolu ise o gün dalgalanmalara açık ama krizin olmayacağı bir mesai vaat ediyordu! 'Sıkıntı olabilir ama etkisi uzun sürmeyecek' demekti! Üçüncü şık ise bütün çalışanların beklediği ve masalarına oturur oturmaz Greenspan'ın yolunu gözlediği seçenekti! Eğer Başkan Greenspan keyifli, huzurlu, mutlu ve işler de yolundaysa o gün kesinlikle çantayı otomobilde bırakır, şoförü de arkasından adeta onu kovalar gibi ofise girerdi! Bu her şeyin harika olduğu ve herkesin mükemmel bir gün geçirebileceği anlamına geliyordu..."Bu sözlerden sonra özellikle Erdem Başçı gülmeye başladı! Keyifler yerine geldi! Sohbet, daha doğrusu içerideki toplantının ruhunu belirleyen bu konuşma 1 saat 45 dakika sürdü! İçeri geçildiğinde hem Babacan hem de başçı çok huzurlu ve keyifliydi! Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da güleryüzle karşıladı! Toplantı çok verimli geçti!

-  Konu tartışılmıyor, hikayeler anlatılıyor. Bunun anlamı Merkez Bankası ne Merkez Bankası Başkanı ne de Hükümet yönetiyor. Onun için tartışacak bir şeyleri yoktur.

 

- Başçı, kendi modellerini anlattı! Kendi içinde tutarlıydı!

- Bu tutarlılığı daha öğrenemedik.  Geçmişte neler olmuştu?

a) Bir sene evvel sermaye Türkiye’den yaptığı ithalatı azalttı. Dolar az geldi ve dolar suni olarak yükseldi.

b) Merkez bankasına etki etti, faizi yükseltti.

c) Bunun anlamı şu idi; o tarihlerde doların yükselmesi duracaktı ama bir sene sonra dolar fırlayacaktı. Çünkü faiz ile birlikte dolar piyasaya çıkacak, sermaye de ABD’ye ithalatı çoğaltacak ve dolar çekileceği için büsbütün artma olacaktı. Bunun böyle olacağını ben o zaman yazdım.

d) Şimdi dediğimiz olmuş, seçimden önce hükümeti zor durumda bırakmıştır. Zaten bu oyun o zaman bunun için planlanmıştı.

Merkez Bankası şimdi kolayını bulmuştur. Bu hükümetin yanlış ekonomik politikasından ileri gelmektedir. Merkez Bankası doğru kararlar alıyordu.  Şimdi sayın yazara soruyorum bunun neresi tutarlı?

 

-Ama bu modeller, BAŞKANLIK SİSTEMİNİN geleceği bir ülkeye yetmezdi! Erdoğan'ın kurmayları da bunun altını çizdi! Heyet tam anlamıyla bir uyum içinde görüşlerini paylaştı! Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 vizyonu gereği EK ONOMİDE makas değişecekti! Başçı'dan buna hazırlık yapmasını istedi!
Babacan ve Merkez Bankası Başkanı da bunu anlayıp gereğinin yapılacağı sözünü verdi!

- Başçı Adil Düzen ekonomisini bilmediği gibi batı ekonomisinden de habersiz.  Erbakan da böyle yapıyordu. Hatalıdır. Bu kadro ile hiç bir şey yapılamaz. Kadroyu değiştirmek de doğru değildir. Mevcut düzen bozulur. Özal’ın yaptığını yapmak gerek. Devlet Planlama Teşkilatı kurarak devlette yenilik yapabildi. Biz AK Parti’ye teklif ediyoruz. Vakıflar Bankası’nı Akevler’e verin, biz bu inkılabı yapalım.


-Söylenildiği gibi 130 sayfalık sunum falan yapılmadı! Kimse ne DER S verdi, ne de aldı!
Toplantının ruhu, görüş alışverişiydi! O kadar keyifli geçti ki HEYE T çok sık biraraya gelme kararı aldı! Herkes görevine daha iyi motive olup 2023'ün Türkiye'sini hazırlamak için evlerine döndü! Erdoğan'ın vizyonu toplantının gidişatını belirledi!
Babacan ve Başçı belli ki artık daha çok BEŞTEPE'de olacaktı! KRİ Z bekleyenler, Türkiye'nin takılıp düşeceğini sananlar yine kaybetti! SARAY'dan kaos değil birlik bütünlük çıktı! Şimdi ne yapacaksınız merak ediyorum! Her fırsatta Erdoğan'ı, ekibini ve Saray'ı küçültmeye çalışanlar size soruyorum! Ses yok, değil mi!

- Anlaşılan Erdoğan fazla konuşturmadı. Kendisi talimatı verdi. Babacan ve Başçı da talimatı alarak ayrıldılar. Babacan’ın samimi olduğuna eminim. Başçı’nın da samimi olduğunu kabul etmek zorundayız. Çünkü aksi delilimiz yoktur. Faizin yükselmesi, o düzenin gereği idi başka bir şey yapılamazdı. Faiz yükseltilecekti ama etkisiz hale getirilecekti. Nasıl mı?

Muhterem Başbakanımız bizi de fırsat verirse arz ederiz.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

YORUM:

Ne oldu?

1969’ta bağımsız adaylıklarımızı koyduk, CHP ile koalisyon yaptık. Humeyni Bursa’da idi. O da solcularla ortaklık yaptı. İran’a hakim oldu. Gorbaçov etkilendi, Sovyetler de inkılap yaptı. Sosyalizm yıkıldı. Sol din düşmanlığından vazgeçti.  Erbakan Sermaye’nin oyununu dünyaya anlattı. 28 Şubat’ın kötülükleri ordu stratejisini değiştirdi. Kim seçimi kazanırsa onun emrinde olacağına karar aldı. Milli Görüş’ün ikinci versiyonunu iktidar yaptılar.

Sermaye, Erbakan’ı devre dışı bırakmak için Gülen’i ve Erdoğan’ı destekledi.  Erbakan devre dışı kaldı ama Milli Görüş anayasa ekseriyeti ile iktidar oldu. ABD de artık otel odalarından hükümetler devirmedi. ABD sermayesi ikiye ayrıldı. Patronlar krize son vermeyi istediler, bankerler krize devam etmek istediler. Demokratlar patronları tuttu. Müslüman zenci çocuğunu başkan yaptı.

Obama ile Putin bankerlere karşı birleştiler. Sermaye’yi yenmek için Müslümanları yanlarına almak istediler. Bunun için Türkiye’yi yanlarına almaları gerekiyordu. Erdoğan’ı destekliyorlar.

Sonuç: Bugünkü durum Erdoğan’ın bir eseri değildir. Adil Düzen çalışmalarının bir sonucudur. Adil Düzen çalışmalarına Erdoğan’ın büyük katkıları vardır. Milli Görüş ekolünde yetişmiştir. Milli Görüş’ün mimarlarındandır.

Gerçekleri görmez, Milli Görüş gömleğini çıkarır ve Adil Düzen’e karşı olursanız, sonuç alamazsınız. Siz tatlı tatlı sohbet edersiniz ama Sermaye de sömürmeye devam eder.

Merkez Bankası’nı onun ustalarına bırakalım. Sayın Cumhurbaşkanımız bir de bizi dinlesin. Vakıflar Bankası’nın yönetimine talibiz. Merkez Bankası’nın kötü etkilerini biz etkisiz hale getireceğiz. Bunun için yapılacak şey: Vakıflar Bankası’nın altın bono çıkarması ve TL ile alıp satmasıdır. Kuyumcuların bu bonoyu altınla değiştirmesidir. Yani banka altın bonosunu kârsız alıp satacaktır. Kuyumculardaki fiyatla alıp satacaktır.  Böylece günlük reel enflasyon belli olacaktır.

Banka kooperatifleri destekleyecek, onların bono senetlerini altın bono ile satacaktır. Böylece kooperatif içine enflasyonun etkisi girmeyecektir. Halk kooperatifleştiğinde mikro ekonomide Sermaye’nin etkisi yok olur. Makro ona uymak zorunda kalır. Sermaye de kendisini düzenler. Merkez Bankası halkın emrine girmiş olur.

 

 

Süleyman Karagülle






Sayı: 300 | Tarih: 15.03.2015
Yusuf Kaplan
Eğitim sisteminin merkezinde Kur'an olmadığı süre
İyi de hocam nasıl?
1384 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ergün Diler
Saray'da ne oldu!
Ne oldu?
1322 Okunma
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
İşgalcilerin ettikleri yanlarına kalıyor mu?
Savaşın Bedeli
1251 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Dört trajik şahsiyet
Vay o namaz kılanlara
1232 Okunma
Lütfi Hocaoğlu


© 2024 - Akevler