Çatışmalarda din faktörü
1022 Okunma, 0 Yorum
Ali Bulaç - Zaman
Zafer Kafkas

Yöntemle ilgili hatalar da sorunları ağırlaştıran başka faktör. Müslüman topluluklar arası sürmekte olan etnik ve mezhep çatışmalarını sona erdirmek isterken, yaşanmış olan büyük tarihî tecrübeyi ve bu tecrübeye ilham kaynağı olmuş dinî referansları devre dışı bırakarak yol kat edemeyiz. Tarih tek başına referans değildir ama geçmiş hayatları atlayıp referanslar alanına destursuz girmek de sadra şifa vermiyor. Bu bizi yüksek değerler adına sekülerizasyona götürür ki, bunun itibarda olan ifadesi  "insanî değerler, evrensel doğrular, asıl olan Müslümanlık değil, insanlıktır" söylemidir. Tabii ki iyiliğe, hakikate, hakkaniyete ve adalete derin tutkusu ve arzusu olan insanın bu değerlere yönelmesi, onun evrensel beşeri fıtratına işaret eder. Çin'de yaşayan bir insan da adalet ister, Afrika'da yaşayan bir yoksul da. Çünkü insanı yaratan Allah'tır. Bütün iyi,  doğru, güzel, faydalı kısaca hak değerlerin kaynağı O'dur. Allah bu değerleri bize ya temiz fıtrat (vicdan ve selim akıl) üzerinden veya ilahi vahyler yoluyla verir, bildirir. Temiz fıtratın ve selim aklın doğru iş görebilmesi için ilahi vahylerin ışığı altında iş ve işlev görüyor olması lazım. Dolayısıyla sahih dinden, yani son ilahi vahy olan Kur'an'dan neş'et etmeyen veya onun değerleriyle buluşmayan evrensel insani değerler tamamıyla hurafedir, birer zulüm aracına dönüşmeye açıktır. Bugün evrensel insanî değerler olarak dünyaya empoze edilen şeylerin nasıl hâkim güçler tarafından suiistimal edildiklerini; muhtevalarının zümre, sınıf, lobi, hâkim güçler veya çıkar grupları tarafından siyasi ve ahlaki tahrifatlara uğratıldıklarını yaşayarak anlıyoruz.

 

Yorum:

 

Bir Araya Gelebilmeliyiz

 

Müslümanlar olarak İslam'ın yaşadığımız hayatı düzenleyen prensipler bütünü olduğu hususunda hemfikir durumdayız. Bu ilahi değerlerin kişisel hayatımızı düzenleyen bölümlerinin hayatımıza aktarılması konusunda biraz daha başarılı olduğumuz söylenebilir. Lakin toplumsal hayatımızın düzenlenmesini sağlayacak prensiplerin hem teorik hem pratik olarak ortaya konulmasında sıkıntılar yaşadığımız su götürmez bir gerçek.

 

Ya tamamen siyaseti, ekonomiyi, hukuku göz ardı ediyoruz, ya batının bu konularla alakalı değerlerini hiçbir filtreye tabi tutmadan kabul ediyoruz, ya da kendi anladıklarımızı, yorumlarımızı nas yerine koyup kabul etmeyenlere yaşam hakkı tanımıyoruz.

 

Hem kişisel hem toplumsal problemleri bir bütün olarak düşünüp, kavramların Kuran'a göre yeniden tanımlanmasına ihtiyacımız var. Birbirimizi dinlemeye, ortak noktalarda beraber hareket etmeye ihtiyacımız var. Kısaca ön yargılarımızı yıkmaya ihtiyacımız var. Başkalarının yönlendirmesine değil kendimize yön vermeye ihtiyacımız var.   

 

 

 

Zafer Kafkas






Sayı: 281 | Tarih: 2.11.2014
Yusuf Kaplan
Hariciye,Türkiye'nin altını oyarken...
TÜRKİYE'DE HARİCİYE BAKANI BAŞBAKAN OLURSA...
1179 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Halkın durumu
Türkiye’nin Yeri
1159 Okunma
9 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Şimdi de gündemde "Beyaz Kürtler"in hezeyanları m
Pozitif Ayırımcılığın Sonuçları
1152 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Peşmerge geçer iken
Gerçek
1145 Okunma
3 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Can Dündar
Faziletin Ölümü
Karmaşıklığın Tasnifi
1062 Okunma
2 Yorum
Vahap Alma
Ali Bulaç
Çatışmalarda din faktörü
Bir Araya Gelebilmeliyiz
1022 Okunma
Zafer Kafkas


© 2024 - Akevler