27/10/2014
- Halk olaylara, dini veya milli hislerle yaklaşır. Yönetici, duruma göre hareket etmek zorundadır. Oyunu kaybedebilir.
- Yönetici, iktidarda kalmayı düşünmemelidir. Yönetici, doğru ne ise onu yapmalıdır. Halk onu tutarsa iktidarda kalmalıdır. Halk doğrunun yanında olmazsa orda yöneticilik yapmamalı önce halkın doğrunun yanında olmasına çalışmalıdır.
- Dini duygular azalmasa bile insanlar başka şeylerin peşindedirler. Zengin olma amaçlarıdır.
- Para iş yapma aracıdır. Para için yaşanmaz, para için çalışılmaz, para bunlar için kazanılır. Bugün insanlar para ile her şeyin yapılacağını sanırlar ve herkes paraya tapmaktadır. Bu, şirki azimdir. Bizim cihadımız insanlığı bu puttan kurtarmaktır. Bu da faizsiz yeteri kadar kredi ile herkese çalışma ve yaşama imkanı sağlamayla olur.
- İktidar seçilmesini başarı kabul eder, muhalefet felaket tellallığı yapar. Her kötülük iktidardandır.
- Muhalefetten önce iktidarı destekleyenler, tarafsız olarak iktidarın yanlışlarını ve doğrularını ortaya koyup onun büyük hata yapmasını önlemektedirler. İktidar da kendi hataları ile meşgul oluyorsa iktidar olabilir.
- Siyasi partilerin her hangi bir plan ve projeleri yoktur. Tek hedefleri iktidarın çalışmalarını engellemektir. İktidar da muhalefete benzer şekilde muamele etmektedir. Bu da halkta kötü duygular üretmektedir.
- Bugün bir şeyler yapabilmek için iktidar olmak gerekmez. Türkiye’de en az oy alan Saadet Partisi’dir, %2,5. Bu da 2 milyona yakın oydur. 100 TL verseler 200 milyon sermayesi olur. günde birer saat verseler, yılda 700 milyon saat eder. 70 milyon gün eder. 3,5 milyar TL eder. Bunu harekete geçirdiğinde bir sene içinde Türkiye’nin değil, dünyanın en güçlü firması olur ve en başarılı işi yapar.
- Halkın duygusal yönüyle iktidara bağlanması yetmez, ekonomik yönden de bağlılık sağlanmalıdır.
- Siyasi partiler halkı kooperatifler şeklinde organize edip, halkı kendi özgürlüğü içinde refaha götürmeliler. Ataletle değil alın teri ile yaşamayı öğrenmeli. “Üst el alt elden daha hayırlıdır.” diyen önderin ümmeti olduğunu öğrenmeli. Devletten dilenme huyundan vazgeçmeli, devleti desteklemeli. Devlet halka dağıtan değil, halktan vergi alan kurumdur. Sömürü düzende halk fakir bırakılır, sermaye veya yöneticilere muhtaç edilir. Sonra ona yardım ederek oy alırlar. Bu sistemi halkın partisi kendisi değiştirmektedir.
- IŞİD olayı bir halk grubu hareketi değildir. Vaktiyle bizim olan topraklarda doğan boşlukta değişik güçlerin at oynatmasıdır.
- IŞİD'in çatışması danışıklı döğüştür. Gaye halkı birbirine düşürmek, Türkiye’yi de kavgaya çekip birlikte kötüye düşürme faaliyetidir.
- Mücadele, yönetmek isteyen büyük güçler arasındadır. Ona göre siyaset takıp edilmelidir.
- Mücadele, sermaye ile devletler arasındadır. Üçüncü cihan savaşı çıkarma hedefidir. Devletler bunu idrak etmektedirler. Galip gelecekler.
01/11/2014
PKK’nın Anlamı
- PKK ayrılıkçı olsaydı, işçi temsilcisi olarak faaliyete geçmezdi.
- PKK’yı kuranlar, Türkiye’yi yıkmak ama Kürtleri de devlet yapmak istemiyorlardı. Dindar Kürtlerle değil de ateist Kürtlerle işbirliği yapmak istediler. Bu sebeple işçi sınıfını tuttuklarını iddia ettiler. Yoksa şimdiye kadar çoktan ayırabilirlerdi.
- Ağalar PKK’ya karşı oldular. Devletin koruculuk desteği ile PKK ile çatıştılar.
- Kürtler, Araplardan sonra İslamiyet’i ilk kabul eden bir topluluktur. İslamiyet’e bağlılıkları devam etmektedir. Tutucu da değildirler. PKK’nın onlara hükmetmesi mümkün değildir. BDP bu gerçekleri görmeye başlamıştır. Bugünkü çözüm süreci böyle başlamıştır.
- Avrupa Birliği stratejik önemi olduğu için Türkiye’yi AB içine almak istiyor. Fransa ve Almanya güçlü Türkiye’nin kendi durumlarını sarsacağına inandıkları için sakıncalar vardı. Kürtleri ayırıp Türkiye’yi küçültme politikasını gütmüşler bunun için PKK’yı desteklediler. ABD de petrol kaynaklarına sahip olmak için Kürtleri ayırmak istemiştir.
- Ayrıca Ortadoğu’da İsrail Birleşik Devleti kurmak için Irak’ı ve Türkiye’yi parçalatıp küçük devlet yapmak istemişleridir. Bölmek istemişlerdir. Rusya, Anadolu’ya sokulabilmek için PKK’ya karşı olmamıştır. Kürtlerin sadakati sayesinde bu emellerine ulaşamadılar. Burada Milli Görüş’ün büyük etkisi olmuştur. Şimdi de AK Parti siyasetini takip ediyoruz.
- Türkiye’nin büyük güç olma yolundaki adımlarında herkesin bize karşı olması normaldir.
- Türkiye uygarlaşmada öncü olacaktır. Silah zoru ile değildir.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
YORUM:
Türkiye’nin Yeri
Tarihte her bin yılda bir yeni bir uygarlık kurulmuştur. İki uygarlık yarış içinde olmuştur. Mezopotamya-Mısır, İbrani-Yunan, Hıristiyanlık-Roma, İslam-Avrupa uygarlıkta eş zamanda yaşamışlardır. Batı uygarlıkları beş yüz yıl sonradan takip etmiştir. Bütün uygarlıklar iki uygarlığın sentezinden doğar. Sentezi de önceden hazırlık yapan topluluklar yaparlar.
Bugün insanlık III. bin yıl uygarlığını kurmaktadır. Bu uygarlığı sentezleyecek dünyada tek topluluk vardır, o da Türkiye’dir.
a) 300 yıldır Avrupalılaşmaya çalışmaktadır. Yazı inkılabı dahil ıslahat ve inkılapları ile Türkiye batıyı öğrenmiştir. İslamiyet’te hala en ileri bir ülke Türkiye’dir. Bu sentezi ancak Türkiye yapabilir.
b) Bediüzzaman ile başlayan İslamiyet’i yeniden anlama faaliyeti gelişmiş, okulları ile dünyaya ulaşmıştır. Her yerde açılan okullarla İslamiyet tüm dünyaya öğretilmektedir. Bunun merkezi Türkiye’dir.
c) Erbakan’la başlayan Adil Düzen çalışması da tüm dünyaya duyurulmuş bulunmaktadır. Onun artçıları Türkiye’de anayasa ekseriyeti ile iktidar olmuşlardır. Dünyaya etki etmişler, Sovyetlerin yıkılmasına sebep olmuşlar ve ABD’de bir zenci Müslümanın başkan olmasına sebep olmuşlardır.
d) 1967’de kurulmuş Akevler Kooperatifi yarım asırdır, uygulamalı araştırmaları ile yeni uygarlığın sentezi projesini yürütmektedir. Desteklediği Nur Cemaati ile Milli Görüş etkin iki grup olmuştur.
İstanbul Akevler’de Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası hazırlanmış bulunmaktadır. Geçici anayasayı da bastırmış ve yayınlamıştır. Türkiye dünyaya parasıyla veya silahıyla değil Adil Düzen ile etkin devlet olacaktır.
İktidarı ile muhalefeti ile Türkiye Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası’nı ele almalı ve önce Türkiye bu anayasayı uygulamalıdır. Ondan sonra dünya kendiliğinden Türkiye’yi örnek alacaktır. İlk çözeceği sorun da PKK sorunu olacaktır.