Kürt isyanları, PKK ve terör gibi olgulara bakılmaksızın, ilk günden yapılması gereken “Kürtlerin kavim kimliklerinin inkârına son verilmesi, ana dilde eğitim ve öğretim, bölge halkının sosyal ve ekonomik refah seviyesinin yükseltilmesi ile bölge ülkeleri arasında ileride AB benzeri entegrasyonların altyapısını kuracak politikaların takip edilmesi” idi. AK Parti iktidarı üzerinden 12 sene geçti, bu uzun zaman zarfında sorunun yüzde 90’ı çözülürdü. Olmadı. Anlaşıldı ki, bundan sonra da olması güç, aksine vahim bir vadiye doğru sürükleniyoruz.
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/cozulme-sureci_2253073.html
Yorum:
Çözüm Yanlışta Aranıyor
Çözüm süreci başladığından beri aslında anlaşılmayan birşey var. PKK ve yandaşları ne istiyor bir türlü anlamadık. Özerklik mi isteniyor, devlet mi kurmak istiyorlar, gaspedildiğine inandıkları haklarını mı istiyorlar belli değil.
Her söylemde barış ve demokrasi gibi aslında yanından bile hayatları boyunca geçmedikleri kavramları kullanmaktan çekinmeden bölgeyi kan gölüne çeviren, güven ortamını yok eden, refah seviyesini gittikçe düşüren icraatlerin müsebbibi olmaları dışında bir özellikleri olmayan bu güruhun samimi bölge halkı tarafından vitrinden çıkarılmaları gerekmektedir.
Hükümet sadece doğu ve güneydoğuda değil ülkemizin her yerinde en temel sorunumuz olan güvenlik sorununu ortadan kaldıracak hukuki, ekonomik, eğitim ile alakalı reformlar için somut adımları atmak zorundadır.
Çözüm süreci olarak gözümüzün önünde sadece gemi ile bir teröristin yanına giden 3-5 kişiden başka birşey canlanmıyor. Biz çözüm için, özgürlük için, bucak sistemini, adalet için hakemlik sistemini, refah için faizsiz kredileşme ve karşılıklı para sisteminin ihyasının gerektiğine inanıyoruz. Bunlar haricinde yapılanlar sorunu daha da karmaşık hale getirmekten başka bir işe yaramıyor.