25.10.2014
İSTANBUL'da asansör kazasında ölen Cengiz Tatoğlu'nun babası Selim Tatoğlu şöyle demiş:
-Şirketin avukatı, "diğer aileler 7 yüzer bin lira aldı, siz de alın, anlaşalım" dedi.
-Kabul etmedim.
-Oğlumun acısını bana maddiyat unutturmaz.
-Para değil, adalet istiyorum.
-Suçlular ağır ceza görsün ki başka canlar yanmasın.
*
Bu beş cümle bana...
Sartre'ın Nobel'i ret konuşması kadar etkili geldi.
Yazının tamamı için
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/73/Ahmet-Hakan/81960/iktidarin-konusan-alti-atlisina-dair
Yorum:
Diyet
İslâm hukukunda “diyet” diye bir kavram vardır.
Bir kimse bir kimseyi taammüden olma dışında bir hal ile öldürmüşse veya ölümüne sebebiyet vermişse bu durumda o kişi için diyet öder, kısas uygulanmaz.
Burada da asansörün düşmesinde bir kasıt yoksa birisi bilerek asansörü bozmadıysa bu durumda kaza ile ölüm gerçekleşmiştir. Burada inşaat firması diyeti üstlenmiştir ve ödemektedir. Bunun ötesinde verilecek bir ceza zaten yoktur.
Bu nedenle baba boş yere konuşmaktadır. Diyeti almaktan başka yapacağı bir şey yoktur. Kaldı ki başkalarının cezalandırılması, ölüm kasti olmadığı için hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bu nedenle Yüce Allah bu diyet tahfifini koymuştur. Kimse Allah’tan daha iyi bilemez.