Krizleri de, bunların üstesinden gelmeyi de bilenlerdeniz
11.10.2014
Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmak bu coğrafyada bir ayrıcalıktır. Sınır komşularımızın yaşadıkları serüvenleri bir düşünün... Bu serüvenler bize kitlesel göçler ya da sığınmalar şeklinde yansımadı mı?
Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak denilen ayrıcalığın kıymetini bilmeyenler demek ki az değilmiş... Baksanıza Kobani'yi Türkiye'ye taşımayı deneyenlerin sebep oldukları yıkımın maddi bilançosuna... İkisi polis olmak üzere 31 kişi öldürülmüş. 221 vatandaş ve 139 polis yaralanmış. 1114 bina ve 1179 araç yakılmış...
Bir de manevi hasar var ki, bunu sayılarla listelemek mümkün değil...
Manevi hasar bilançosu
Örneğin derin toplumda "Barış Süreci"ne karşı verilen destek, yara almadı mı? Kalıcı ve demokratik bir çözüme ulaşmak için kendileri ile diyaloga girilen kesimlerden bazılarının, aslında çözüm değil kavgadan yana oldukları ortaya çıkmadı mı? Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimizden bazılarının, iç barışı sabote edenlere ve kentleri yangın yerine döndürenlere destek verdiklerini görmedik mi?
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2014/10/11/krizleri-de-bunlarin-ustesinden-gelmeyi-de-bilenlerdeniz
Yorum:
Hayat Veren Ölüm
Son 10 yılda ülkenin birçok badire atlattığı bir gerçektir. Bir şekilde bunların üstesinden gelmeyi başardıysa da bundan sonraki siyasetini gayet bilinçli bir şekilde belirlemesi gerekiyor. İşe savaş meydanına dönen sokaklardan başlayabilir mesela. Ülkenin birçok yerinde eş zamanlı başlatılan sözüm ona Kobani desteği, terörün kendini en çirkin yüzüyle göstermesinden başka bir şey değildir. Durum bu kadar vahim olunca cevaplandırılması gereken elzem sorular ortaya çıkıyor.
Kendi gölgesinden korkan ancak, iş ortalığı karıştırmaya gelince aslan parçası kesilen ve mazlum halka desteği yakıp yıkıp yağmalamakla ifade etmeyi tercih eden insanımsılar görüldükleri yerde kafalarına kurşun sıkılmayı hak ediyorlar mı, etmiyorlar mı?
Polise bu gayet tabii olan müdahale hakkı verilecek mi, verilmeyecek mi?
Asker hukuk düzeniyle değerlendirilmeye devam edip turnike muamelesi görecek mi, görmeyecek mi?
Zannedildiği gibi kimsenin darbe korkusu yok aslında. Aklı başında herkes hükümetin duruma en sert şekilde el atmasını bekliyor. İnsanlar o kadar çaresiz ki ellerinde sopalarla evlerini, iş yerlerini, canlarını korumaya başladılar. Bundan sonraki sahneyi tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.
Ne diyor Kuran?
وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيَاةٌ يَاأُولِي الْأَلْبَابِ
“Sizin için kısasta hayat vardır, ey akıl sahipleri.” (Bakara, 2-179)
Diyor ama herkes üzerine alınmasın hemen. Hitap akıl sahiplerine! İdamı canilik olarak görüp, insan canını hiçe sayan sözde akıllıları Kuran muhatap almıyor.
Ancak öldüren öldürülünce insan canı kıymetli olur. Bunun dışındaki hiçbir yaptırım bu kadar etkili olmayacaktır o yüzden insan canına gereken değerin verilmesi gerekiyor. İdamın, kısasın ceza hukukunda haklı yerini alması gerekiyor. Yoksa insanlar pisipisine ölmeye devam edecek, biz de bakakalacağız.