Hangi aşamadayız?
1091 Okunma, 2 Yorum
Mahir Kaynak - Star
Süleyman Karagülle

21/09/2014

- ABD ile AB düşman olmasalar bile birbirine rakiptirler.

- ABD sermayenin merkezidir. Faizli sistemden en son vazgeçebilir. Avrupa Birliği ise sermaye ile yani faizle değil, üretimle geçinen ülkelerden oluşur. Kuruluşu da demokratiktir. İsteyenler katılıyor, Papalık hakim durumdadır. Türkiye Avrupa Birliğine girmektedir.  Dolayısıyla Avrupa’nın Adil Düzen’i benimsemesi daha kolaydır ve elverişlidir. Sovyetler dağılmıştır, halkı birliğini korumaktadır. Dolayısıyla Adil Düzen’i benimsemektedir. ABD sermayeyi devre dışı edemediği taktirde tüm dünya ile sonunda savaşmak zorunda kalabilir.

 

- Doların değeri yükseliyor. Doları bulunduran ülkelerin satın alma gücü artıyor. Dolar borcu olanların borçlanma gücü artıyor.

- ABD, dolarını insanlık parası olarak kabul ettirmiş. Ülkeler Merkez bankalarında altın yerine doları bulunduruyor. Dünya uluslararası para olarak altın bonoyu kabul edip kuyumcularda bire bir değiştirme mekanizmasını getiremediği müddetçe Sermaye’nin dünyaya hakimiyeti devam edecektir.

 

- Dışarıdan gelen sermaye, ülkede ithal malların tüketimini artırır. Bu da sonunda ülkenin iç üretimini düşürür. Tarıma öncelik vermemiz gerekir.  Hemen vaz geçmezsek de ilerisi için yeniden para politikamızı ayarlamamız gerekir.

- Bir ülkede nakıs istihdam varsa, teknoloji gelişmemişse dışarıdan gelen sermaye yararlıdır. Tam istihdam sağlanmışsa ve makinalaşma gerçekleşmişse, dışarıdan gelen sermaye işçileri kendilerine çeker, yerli işletmeler iflas eder. Tarım sektörü çöker. Makineler amorti edilmeden yenilenir. Dolayısıyla eski yatırımlar zarar eder. Dolaysıyla bugün Türkiye’ye sermayenin girmesi ancak yabancı işçi ülkemize gelir çalışırsa yararlı olur. Vizeler kalkmalı, yabancıları çalıştıranlar teşvik edilmelidir. Bugün yabancı sermaye değil yabancı emeğe ihtiyacımız vardır.

 

27/09/2014

Büyük oyundaki Roller

- Irak Osmanlı’nın bir vilayeti iken İngilizler bağımsız yaptılar, sömürme tedbirlerini alıp devam ettiler. Halk bağımsızlık bayramı yapıyordu.

- İslam’a göre devletler kavmidir. İmparatorluklar sona erecekti. Bugünkü Rusya, ABD, Çin Hint parçalanacak, ayrı ayrı devletler olacak. Avrupa Birliği gibi birlikler oluşacak.

 

-Avrupa, ülkeleri parçalamak için her ulusa ayrı ideoloji icat etti. Suriye Irak’ı böldü. Baas partileri Arapları ayırıyordu. Bugün bu ideoloji sona erdi. Suriye ve Irak’ın birleşme planı var.

- IŞİD’in orta doğuda Türkiye ve İran’ın dışında güçlü Sünni devlet oluşturup, Arabistan’ı ve İsrail’i İran ve Türkiye’den tecrit etme projesi olabilir. İran, Şii Türkiye ılımlı İslam olduklarına göre tutucu güya Sünni güç ile İslam dünyasına hakim olma niyeti de olabilir.

 

- Avrupa eski statünün korunmasını istiyor. Rusya ve ABD ile karşı karşıya.

- Sermayenin siyaseti ülkeleri hakkaniyetli yönetmedir. Arabistan’ı Vahabilerle yönetiyor. Suriye ve Irak’ı Şiilerle yönetiyor. Obama bu siyasetten vaz geçip halkın kendi yöneticilerini seçmesini ve ekonomik olarak hakim olunmasını yeğliyor.

 

- Avrupa eski statüyü Türkiye ile korumak istiyor. Maharet size karşı kurulan örgütü lehimize çevirmektir. İyi siyaset ile bu örgütler lehimize dönebilir.

- Bugün AK Parti PKK’yı böyle bir duruma çekmeye çalışmaktadır. Daha başaramadı ama başarırsa bu sayede biz, Kürtler sayesinde Ortadoğu’ya hakim olabiliriz. Bugün batı Gülen cemaatini kendine çevirmek istiyor. Biz kurduk, bize saldırtıyor.

 

- Biz görünürde onlara karşı oluruz ama onların istediklerini yaparız. Sorunları deşifre edip, oyunlarını onlara karşı çıkarırız.

- Biz eğer Kuran’ın emrettiklerini yaparsak sonunda onların mekri onların aleyhine doğar. PKK nasıl oluştu? PKK MİT aracılığı ile etkisiz hale getirilmeye çalışıldı. MİT büyüdü, PKK büyüdü. Şimdi MİT de PKK da devletler içinde devlet oldu. AK Parti hala oyunu anlamış değildir. Paralel yapıyı MİT oluşturdu şimdi de MİT'in desteği ile o teşkilat karşı taraftadır.  Cephe savaşı yapan askerlerin gizli istihbaratı kullanmaları meşru olabilir. Hukuk düzeninde devlet vatandaşların arkasına casuslar koymaz, açık olmayan hiçbir işlem yapmaz. Bu olayların kaynağı MİT örgütüdür.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

 

YORUM:

MİT

Bundan on sene önce MİT dendiği zaman bizi düşmanlara satan düşman örgüt kabul edilirdi. Halk birini kötüleyecekse “Dikkat et, o MİT’tendir.” derdi. Bir dostum, din adamı hapishaneye girdi. Sonra sokakta karşılaştık, konuşmak istedim. Durmadan devam etti. Her şeyi biliyorlar. Yani durup benimle konuşmaktan korktu. Oysa ben MİT’ten uzak durdum. Ama kapalı toplantı yapmadım. Askeri istihbarattan dostlarım olan subaylar oldu. MİT birçok işlerimizi bozdu ama Akevler’in hiçbir ferdini rahatsız etmedi.

Devamlı söylediğim bir şey vardı. Türkiye’deki görevliler kötü insanlar değildir. Düzen kötüdür. Ben rüşvet alan bir hakimle karşılaşmadım ama hiçbir mahkemede açıkça bizim kazandığımız dava olmadı ama bütün davaları biz kazandık. Çünkü kararları öyle yazdılar ki sonunda biz kazandık. MİT mensupları da böyle iyi insanlardır ama yaptıkları iş en kötü iştir.

Milli İstihbarat Teşkilatı haberleri toplayacak ve orduya verecektir.  Bir MİT elemanı bir haberi yaptığı zaman kimin adı geçiyorsa, orada yazılanlar ona bildirilir. Sizin için böyle söylüyorlar diyecek. İtham edilen vatandaş da kendisi savunmasını yapacaktır. Gerekirse o da  muhbirlik yapacaktır. Dosyalara iki tarafın yazıları konur ve dosyalanır. Bu, kişileri suç işlemekten alıkoyduğu gibi muhbirler de yalan haberi haber yapmazlar.

MİT'in operasyon yapması ise tamamen yanlıştır. Devletin eşkıyalaşmasıdır. Devletle eşkıya arasındaki tek fark, devlette silahlı güç yargının emrindedir. Yani yargının izin verdiği yerlerde silah kullanır. Açıkça kullanır. Mahkemenin kararlarına uyar. Eşkıya ise mahkemeleri kendi emrine alır.

Kuran ne diyorsa onu yapmak zorundayız. Kainatı biz yaratmadık. Biz ondan daha bilgili değiliz.

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
29.09.2014
09:57

http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/suleyman-karagulle/akevler-ekolu-ve-ilkelerimiz-7858.html

Reşat Nuri Erol
01.10.2014
07:49

http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/AbdulkadirSelvi/komutanlar-bakanlar-kurulunda-ne-anlatti/56163 IŞİD VE Komutanlar,

Bakanlar Kurulu'nda ne anlattı?

Bakanlar Kurulu'na en son brifingi İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde vermişti. 1 Mart tezkeresi sırasında da MGK'da görüşülmesine rağmen, Bakanlar Kurulu'na ayrı bir brifing verilmemişti. İkinci brifingi Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, kuvvet komutanlarıyla birlikte verdi. TBMM'ye tezkerenin sevk edileceği ve IŞİD'le mücadelede Türkiye'nin Batı ittifakı içinde yer alacağını açıkladığı bir dönemde bu brifingin önemi büyüktü. Bir süredir altını çiziyoruz. Çankayası, askeri ve hükümeti ile tek ses çıkan bir Türkiye var. Vesayet sisteminin geriletilmesi ve ülkemizin geldiği nokta açısından önemli bir aşama. Peki komutanların Bakanlar Kurulu brifinginde neler ön plana çıktı. 1-Birinci önceliğimiz uçuşa yasak bölge değil, 'Güvenli Bölge' olmalı. Çünkü uçuşa yasak bölge Esed yönetiminin hareket kabiliyetini kısıtlar. IŞİD ve PYD'nin elinde uçak yok. Tehdit karadan geliyor. IŞİD ve PYD, karada çarpışıyor, bu büyük göç dalgaları halinde Türkiye'ye yansıyor. 2-Güvenli bölgeler uçuşa yasak bölgeler ilan edilerek, havadan da güvenceye alınırsa, en sağlıklı adım atılmış olur. 'Güvenli Bölge' olmazsa uçuşa yasak bölgeler gereken yararı sağlamaz. 3-Güvenli bölgeler için öncelikli olarak koalisyon ülkeleri 'Güvenli Bölge' konusunda ikna edilmeli. Koalisyon olarak hat şeklinde veya cep tarzında güvenli bölgeler en yararlı olan model. 3-Koalisyon ülkeleri 'Güvenli Bölgele' kurulmasına destek vermezse Türkiye, tek yanlı olarak kendi güvenliğini gerekçe göstererek Suriye içinde 'Güvenli Bölge' ilan etmeli. 4-Bu durumda en fazla 3 ya da 4 bölgede Güvenli Bölge ilan edebiliriz. Bunlar 1-Ayn-El Arap (Kobani) 2-Tel Abyad 3-Sınır kapılarımızın Suriye tarafları. Türkiye'nin tek taraflı olarak ilan edeceği 'Güvenli Bölge'nin güvenliğinin de sağlanması söz konusu olacak. Bu alanlar hem IŞİD hem PYD'ye karşı korunacak. Çünkü son olarak Türkiye tarafına atılan roket atar ya da top mermilerinin hedef gözetilerek atıldığı tespit edildi. IŞİD'in seken mermileri gelirken, PYD'nin ise hedef gözeterek attığı mermilerin de sınırlarımızdan içeriye düştüğü belirlendi. Hele bir de sınırlarımızın ötesinde bir bölgenin kontrolü söz konusu olursa, öncelik bu alanın güvenli böğe haline getirilip, güvenliğinin sağlanması söz konusu olacak. 5-Şimdilik 3 Tugay düşünülüyor. Ama 'Güvenli Bölge'nin statüsüne göre bu sayı üzerinde çalışılacak. Hangi birliklerin kaydırılacağı konusunda askerler kendi planlamalarını yapmış durumdalar. 6-Kış mevsiminin yaklaşması nedeniyle Güvenli Bölge'nin bir an önce kurulması isteniyor. Öncelik ilk gelen grubun, daha sonra sistem oturduğunda ise içimizdeki Suriyelilerin bölgeye nakledilmesi üzerinde duruluyor. 7-Güvenli Bölge'nin sınırları girintili çıkıntılı olacak ve Suriye devletinin hakimiyet sağlayamadığı yerleşim yerleri esas alınacak. Sınırdan içeride 30-35 kilometrelik bir hat üzerinde duruluyor. Sınırın öte yakasına çadır kent ya da konteynır kent kurulması planlanıyor. Tüm bu seçenekler haritalar ve istihbarat bilgileri eşliğinde Bakanlar Kurulu'na anlatıldı. İncirlik Üssü için ayrı bir bölüm açıldı. İncirlik'e bir savaş uçağının indiği andan itibaren buranın hedef olmasından endişe ediliyor. Ama çok önemli bir taviz karşılığında İncirlik konuşulur mu derseniz, o siyasi iradenin vereceğe karara bağlı... IŞİD'e karşı koalisyonda yer alacağını açıklayan Türkiye, bir kara harekatına girecek ve havadan operasyonel güç olacak mı? Türkiye, kara harekatından güvenli bölgelerin güvenliğini sağlamak için yapılacak harekatı anlıyor. Hava operasyonlarına katkımızı ise Uçuşa Yasak Bölgenin denetiminde yer alma olarak tarif ediyor.





Sayı: 276 | Tarih: 28.09.2014
Can Dündar
Din Dersi Boykotuna!
Paradoks
1113 Okunma
4 Yorum
Vahap Alma
Yusuf Kaplan
Bir'hakikat savaşçısı'sın sen!
Solundan kalkan!müslümanlar!
1099 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Hangi aşamadayız?
MİT
1091 Okunma
2 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Bir hayal kırıklığı: Hüseyin Aygün
Küfür zihniyeti yeniden
1062 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Bakalım kimler söylenenlerden etkilenecek?
Savaş nasıl son bulur?
982 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler