07.12.2013
İKİ yıl önce...
Gizli askeri belgeleri, kozmik sırları, ıslak imzaları, savcılık iddianamelerini falan yayınladığı için...
Bravo! Şak şak! Helal sana!
*
İki yıl sonra...
MGK belgesini, uygulama emirlerini, fişleme dosyalarını falan yayınladığı için...
Terör suçlusu! Gir kodese!
*
Bu mudur?
Budur.
Yazının tamamı için Not supported field expression!
Yorum:
Dün dündür, bugün bugündür
Zamanında Demirel “Dün dündür, bugün bugündür” dediğinde aslında tipik bir siyasetçi örneğini vermişti. Aslında insanlar alışıktı siyasetteki dün ve bugünün farklı olmasına. Hala da alışığız. Erdoğan’ı Karun ilan edenin üç gün sonra Başbakan yardımcısı olması, rakip partiye etmediği küfrü bırakmayanın bir müddet sonra o partiden aday olması halen kimseyi şaşırtmıyor. Siyaset bu işte, diyoruz.
Asıl sorun “Dün dündür, bugün bugündür” ilkesinin hukukta ortaya çıkması. Aynı olay, aynı kişiler, aynı fiil, fakat zamanlar farklı. Birinde fâil kahraman, diğerinde suçlu.
Daha da kötü olan artık siyasetçilerden rutin olarak beklenen bu durumun hukukçular için de normal karşılanması, vatandaşın kafasında mahkemelerin de günün siyasetine göre karar vermesinin rutin bir davranış olarak görülmesi.
Bir toplumda adaletsizlik artık normal karşılanmaya başlanıyorsa herkes için artık tek bir yol vardır: Güçlü olmak. Çünkü güçlü olduğunuz anda hukuk sizin emrinize girmiş olur. Artık haklı olmanın bir anlamı yoktur. Güçlü olmalısınız ve tüm erkleri emrinize almalısınız. İktidarı ele geçiren yolda bol bol takiye yapmalısınız. İnanmadığınız şeyleri söylemelisiniz. Hiç istemediğiniz MGK kararlarını imzalamalısınız. Sonra gün gelince “gerçekten” iktidar olup tüm erkleri kontrolünüz altına aldığınızda, hukuk artık sizin emrinize girdiğinde istediğinizi ezebilirsiniz. Hatta ezmelisiniz ki güçlenip, iktidarı ele geçirip sizi ezmesin.
Maalesef şu anda haklı güçlü değil, güçlü haklıdır. Daha da kötüsü artık bu gayet normaldir.