10/11/2013
Küresel Destek
-Donanma komutanı istifa etmiştir. Röportajı yayınlanmamıştır.
-Röportaj yapılıyor, yayınlanmıyor. Sermaye desteklemiyor demektir, yahut hazırlık var demektir.
-Suç varsa ilgili makamlar aydınlatılır. Önemli kurum yargıdır ithamı yanlıştır.
-Yargılama sistemi ihbara ve şikayete dayanmaktadır. Bir taraftan ihbar ve şikayet savunma haklarından sayılmıştır. Diğer taraftan ihbar suç addedilmiştir. Sermaye kendi adamlarına yaptırdığı ihbar ve şikayetleri savunma hakkı içine yerleştirmekte onları korumaktadır. Kendisinin dışındaki ihbar ve şikayetleri de iftira grubuna sokmamaktadır. Basının baskısı ile yargıyı istediği istikamette yöneltmektedir. Biz ihbar edersek iftira etmiş oluruz. İstihbaratımız gerekir. Onlar şikayet ederlerse, ihbar ederlerse savunma haklarını kullanmış olurlar.
-Deniz kuvvetleri darbe yapamaz. Olsa olsa karacılarla yapacakları darbeleri destekler. Bu da komutanların tavrı ile olur. Belgelenemez.
-Bir kurmay albayı darbe planını hazırlar da kendi imzasını atar mı? Planlar beyinde hazırlanır. Müsveddeler yapılsa bile yakılır. Şifrelerle ve başkalarının adıyla yapılır. İmza konmaz. Şifre konur. İmza atıyorsa resmen yapılan bir şeydir. Yalnız Genel Kurmay başkanı sorumludur. Astların sorumluluğu yargıya değil, üste aittir. Onlara ceza verir. Mahkemeler ceza vermez. Savaşı kaldırmadığımız müddetçe bu kuralı kaldıramazsınız. Kaldırsanız intihar etmiş olursunuz.
-Deniz Kuvvetleri bundan önce darbe yapmadı, destekledi. Bugün yapacaktı.
-Deniz Kuvvetleri; dışarı ile, sermaye ile en kolay ilişki kurabilen bir kuvvettir. Dışarıda hazırlanan darbe planları deniz kuvvetleri aracılığı ile orduya ulaştırılmaktadır.
-Darbelerin dışarda planlandığı hususu hep ihmal edilmiştir. Dış güç iki tarafı da desteklemelidir. İktidarla ordunun arasını açmak istemektedir. Tük Halkı ile ordunun arasını açmak istemektedir.
-Evet, iktidarla orduyu birbirine düşürmek, halka orduyu bertaraf ettirmek. Evren bizden midir ki “Ordu bölünmez, bizim çektiğimiz okumuşlardandır.” demiştir? Askerler iktidarı destekler. Maalesef halk bu oyunlara gelmektedir ama okumuşlar basının zehiri ile ordumuza karşı tavır alıyorlar. Tehlike buradadır.
-Darbeler dışta planlanır. Ama içteki örgütlerle yapılır. Örgütler bu yolla zengin edilir. Avrupa’daki mesken yatırımları krize sebep olmuştur. Ama Türkiye’de hala devam eden mesken yatırımları teşvik edilmektedir.
-İçteki örgüt gizli değildir. Basındır. Yazarlar bol para almaktadırlar. Patronların iki dudağına bağlıdır yaşamları. Patronlar da dış sermaye desteği ile yaşamaktadırlar. Kurulan mekanizma budur. Türkiye’nin çözmesi gereken bir numaralı sorun işsizlik değil, basındır.
16/11/2013
Diyarbakır Görüşmesi
-Kürtler devlet kursa komşuları ile dost olamayacaktı. Biriyle dost olsa bile diğeriyle çatışacaktı. O halde Kürt devleti Kürtlerin değil, Avrupa Birliğinin işine gelirdi. Petrol kaynaklarını desteklediği Kürt devleti eliyle bölmek ve küçülen Türkiye’yi AB’ye almak.
-Normal akıl AB için bu siyaseti düşünebilir. Ne var ki AB’de bu aklı kullanacak akıl yoktu. Aralarında anlaşmadıkları için yoktur. Amerika’daki Yahudi sermayesi, Ortadoğu’yu onlar milyonluk devletlere bölmek, onları İsrail’in emrinde birleştirip Ortadoğu Birleşik devletini kurmayı planlamalıdır. İran ve Türkiye parçalanacak, küçülecekler ve bu birliğe alınmayacaklar. İstanbul rüşvet olarak Avrupa Birliğine verecek. Tahran da Rusya ve Çin’e verilecek.
-Çıkarları ile birleşen bir siyaseti izleyenler var Türkiye’de. Kürtlere zülüm yaptılar. PKK’yı olduğundan güçlü gösterdiler. Kürtler ayrılacak. Türkiye küçülecek. Avrupa Birliği bizi aralarına alacak. Irak’a ABD, AB nüfuzunu kurmak için girdi. Barzani AB yanlısı olmadığı için desteklendi.
-Bütün bunları AB değil, ABD’deki tekel sermaye planladı. Bu grubu planladı. Bankerler planladı.
-Diyarbakır görüşmelerini duygusal değil, akıl yoluyla değerlendirmemiz gerekir.
-Kürtlerin merkezi Diyarbakır mı, Erbil mi? Kürtlerin lideri Öcalan mı, Barzani mi sorun burada düğümleniyor.
-Kürtlerle birlikte yaşamak, Türklerin ve Kürtlerin yararınadır. Halka bunu anlatmak gerekir. Balkanlarda da siyaset bu olmalıdır.
-Sorunun çözülmesi zordur. Kürt halkı çoğalmaktadır. Gelecek onlarındır. Devlet kurma azmi de yaygınlaşmıştır. Bir Kürt devletinin oluşması gerekir. Irak resmi dili Kürtçe olan bir ülke haline getirilmelidir. Ortadoğu Adil Düzen’i kabul etmelidir. Göçler serbest olmalıdır. Her ülkede Arap, Türk, Fars, Kürt iller oluşabilmelidir. Sorunu yalnız Adil Düzen çözer. Devlet olmak için nüfuz 30 milyonla 100 milyon arasında olmalıdır. Kişiler bağımsız olmalıdır. Hakemlik sistemi getirilmelidir.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Dünyanın Sorunları
Dünyanın sorunları vardır. Bu sorunları acilen çözmesi gerekir. Çözmediği zaman yeryüzü sosyal tufanı olacaktır. Nuh’un tufanı sadece Mezopotamya’yı basmıştır. Sosyal tufan ise yeryüzünü istila edecektir.
Birinci sorun karşılıksız paradır. Bu sistem mutlaka değiştirilmelidir. Karşılıklı paraya dönülmelidir. Altın para çıkarılmalı, kuyumculara kredi olarak verilmeli, kuyumcular bunu bir bir alıp vermelidirler. Kuyumcular vergiden muaf tutulmalı, buna karşılık altın parayı altınla kârsız değiştirmelidirler.
Altın paralar bakkala verilmeli ulusal paralarla kârsız alınıp satılmalıdır. Bakkal vergiden muaf tutulmalı, buna karşılık altın parayı ulusal para ile kârsız alıp satmalıdırlar. Ulusal merkez bankaları ulusal paraları, altın para ile alıp satmalıdırlar. Böylece insanlık karşılıklı paraya geçmiş olur.
İkinci sorun: Köylerin boşalmasıdır. Tarımın kazanç getirmemesi sebebiyle köyler boşalmaktadır ve insanlık güneş enerjisinden istifade edemez hale gelmiştir. Besin üretimi durdurulmakta ve insanlık açlıkla karşı karşıya gelmektedir. Bunun için tarım kentlerinde sanayi tesisleri kurulmalıdır. Halk tarımdan artan zamanlarını oralarda harcayacaktır. Devlet tarımı sübvans etmemektedir. Ama depolamayı ve nakliyeyi sübvans ederek, tarım üreticisini tarım ürünleri tüketici ile karşı karşıya getirmektedir. Peşin ödemeli sipariş senetleri ile tarım dengeli hale getirilmelidir.
Üçüncü Sorun: Bürokratik sorundur. Bürokrasi kölelik sisteminin devamından başka bir şey değildir. Devletler başlangıçta şövalyeler tarafından yönetilirdi. Sonra krallar tarafından yönetilmeye başlandı. Bunlar asker olarak köleleri kullandılar. Sonra kölelerin yerini memurlar aldı bunlar ücretli köleleştirilmiş hürlerdir. Bunlar ahlakın üstünde imtiyazlı statü tanıyarak, krallıkları yaşattılar. Bu gün ise krallıklar sona erdi. Ama bürokrasi devam ediyor. Gelecek düzen bürokrasinin yerini genel hizmetlerin aldığı düzen olacaktır.
Dördüncü sorun: Basın sorunudur. Sermaye basının eline geçirilmeli ve silahsız masrafsız dünyayı yönetmelidir. Bütün kötülüklerin kaynağı basınla sağlanmaktadır. Yazarlar farkında olmadan sermayenin sömürüsüne hizmet etmekten başka bir şey yapmamaktadır. Bunun çözümü basın kooperatiflerinin kurulması ve yazarların kamuca finans edilmelidir. Bağımsız yargı gibi bağımsız basın oluşturulmalıdır.
İnsanlık bu sorunları çözemediği takdirde gelecek afeti beklemek zorundadır.