Anketiniz batsın
1849 Okunma, 11 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

16.11.2013

İKTİDAR partisi için çalışan bir araştırma şirketi anket yapmış.

 

Sordukları sorulardan biri şu:

“Kızınızın erkeklerle aynı evi paylaşmasına dair tutumunuz ne olurdu?”

 

Cevap tam da bekledikleri gibi çıkmış.

Ahalimizin büyük çoğunluğu “Rahatsız olurdum, tepki gösterirdim” demiş.

 

Dünyanın en medeni, en aşmış, en taşmış, en rahat, en özgürlükçü ahalisine bile...

“Abi, senin kız, erkeklerle aynı evde kalacakmış...

Ne dersin?” diye sorarsan...

Aşağı yukarı aynı cevabı alırsın:

“Kalmasa iyi olur...”

 

“Öğrenci evleri” meselesinin doğurduğu tartışmanın doğru sorusu, “Senin kız, erkeklerle aynı evde kalsın mı babacığım? Ne diyon sen bu işe?” sorusu değildir.

Doğru soru şudur:

“18 yaşını bitirmiş insanların evlerine polis marifetiyle baskınlar düzenlensin mi, düzenlenmesin mi?”

Soruyu böyle sorduğun zaman...

Bizim ahalinin çoğunluğu bile, “He ya... Evleri bassın polis... Gözlerinin yaşına bakmasın... Alayını çeksin karakola...”

diye cevaplamaz.

 

Ama diyelim ki...

Anket yaptın ve ahalimizin

yüzde 99’u...

“Polis 18 yaşını bitirmiş bireylerin yaşadıkları özel evlere baskın yapabilir, devlet bu evlere müdahale edebilir” dedi.

Ne yapacaksın?

“Halk böyle istedi, icazeti aldık, dalıyoruz evlere” mi diyeceksin?

 

Bir düşün bakalım:

Varlık Vergisi’nin çıkarıldığı dönemlerde bir anket yapılsaydı.

“Ey ahali! Rumlara, Ermenilere ve Yahudilere varlık vergisi çıkarak mı?” diye sorulsaydı.

Ahalimizin yüzde 99’u “Tabii ya... Salalım vergiyi bunların üzerine... Hem de hemen...” demez miydi?

Ne yani?

Bu durumda Varlık Vergisi çok mu “şükela” olacaktı?

 

O kadar geriye gitmeye de

gerek yok.

Ne yapmıştı Turgut Özal?

Şunu yapmıştı:

“Erbakan, Ecevit, Demirel siyaset yapsın mı, yapmasın mı?” diye ahaliye sormuştu.

Allah’tan ahalinin yüzde 51’i “Yapsın” demişti.

Ya “Yapmasın” diyenler birkaç puan fazla olsaydı ne olacaktı?

Ahalimizin arzusuyla bazı kişilere siyaset yapma yasağı getirilmiş olmayacak mıydı?

Peki bu durumda demokrasi, temel haklar, özgürlük falan ne olacaktı?

Yerin dibine batmayacak mıydı?

 

Daha geçenlerde...

Batı ülkelerinden birinde minarelere yasak getirilmeye kalkışıldı.

Gerekçe şuydu:

“Anket yaptık, bizim ahali minare görmek istemiyor.”

Peki bizim Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız ne demişti o Batı ülkesinin idarecilerine:

“Efendiler! Kendinize gelin! Temel haklar ve inançlar anket konusu olamaz, referandum konusu olamaz.”

 

Buradan çağrı yapıyorum:

Temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesine meşruiyet sağlama aracı haline getirilmeye çalışılan anketlerin sonuçlarını oturup tartışmayın, zerre kadar ciddiye almayın o anketleri.

Sadece “Anketiniz batsın” demekle yetinin.

Ki gayet yeterli olacaktır.

Yazının tamamı için Not supported field expression!

Yorum:

Dershaneler ve öğrenci evleri

Son günlerde kamuoyunun iki konusu var: dershaneleri kapatmak ve öğrenci evlerini denetlemek.

Bir olayın nasıl meydana geldiğini anlamanın yolu o olayın neticesinde kimin en çok zarar göreceğini veya kimin en çok faydalanacağını tespitten geçer.

Cemaatin dört önemli güç kaynağı vardır: Özel okullar, dershaneler, öğrenci evleri, yurtdışı okulları.

Dershaneleri kapatmak cemaate çok ciddi bir darbe vuracaktır. Bu nedenle cemaatin bütün medya organları şiddetle reaksiyon veriyor. Öğrenci evlerini ahlak bahanesi ile denetime almak aynı şekilde yine cemaate ağır bir yara aldıracaktır.

Birileri başbakana ne fısıldadı ve onu nasıl ikna ettiyse başarılı oldu. Zaten 2-3 sene önce cemaat mensuplarından devlet kademelerinde üst düzey yönetici olanlar kızağa alınmaya başlanmıştı. Önce Milli Eğitim Bakanlığı sonra da Emniyet Müdürlüğü kadrolarında daha sonra da diğer kurumlarda bu durum gerçekleştirildi.

Operasyon devam ediyor. Bir güç ki bunun kim olduğunu herkes biliyor, çok ciddi bir oyun oynuyor ve AK Partiyi kendi eliyle uçuruma doğru götürüyor.

Başbakan da kendisine hak yolu gösterdiğini zannettiği insanların onu kaybolmaya doğru götürdüğünü fark etmiyor bile.

 

 

Lütfi Hocaoğlu


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
17.11.2013
04:05

DR. LÜTFİ VE DR. METE

İLE

BÜTÜN ARKADAŞLARIN DİKKATİNE...

SELAM, SAĞLIK VE DUA İLE...

REŞAD

http://www.habervaktim.com/yazar/62262/geleneksel-tip-2.html

Mete Firidin
17.11.2013
18:38

Yazıyı okudum ve birkez daha anladım.

Teleneksel tıp denen şey: Şarlatanlık, gericilik, tembellik, yol yöntem bilmemezlik, aptallık, hayalcilik, üfürükcülük,

taş devri insanlığı uygulamasıdır. yani tam bir şar kafasıdır, mistizimdir.

Neden neden neden?

şöyle: Bildiğimiz gibi aslında ilaçların hepsi doğa kaynaklıdır. Aspirin söğüt ağacından, morfin haşhaş bitkisinden, vitaminle bitkilerden, omega 3 yağı balıklardan, adrenalin sığırların böbrek üstü bezinden... elde edilir.

Elde edilen materyal ayrıştırılır, saf hale getirilir. İçindeki aktif maddeler standardize edilir. Mizan ve kıst yapılır. Bu ölçülere göre yarar ve zararları saptanır. İnsanlara hangi dertte nekadar yarar sağlayacağı belirlenir. İnsanların hizmetine sunulur.

Bu yöntemler Kurani dir. Kuran bize bin yıldır, gerçekci ve sistematik çalışmayı emrediyor. yol yöntem öğretiyor. Kafa yine putperest kafası!

Ama bize geleneksel tıp diye sunulan yöntem ise körlemesine bir yöntemdir. Topla kaynat iç yöntemidir. Kolaycılık, aptallık, şarlatanlıkdır. Şuursuzca bir davranıştır. neyi ,ne kadar içtiğini, etkisinin ne olduğunu, neye iyi neye kötü geldiğini bilmeden hamşaralop yapılan bir uygulamadır.

Bu davranış buğdayı çöpü sapı ile yemek, elmayı ağacıyla beraber yemek, deveyi, sığırı, koyunu bütün olarak yutmaya benzer. Sonuçta birşeyler yemişsindir; ama nelerle beraber yemişsindir. Faydasının zararından çok olacağı kesindir.

Batı bu yöntemi terkedeli yüzyıllar oldu. Bilimsel yaklaşımla on binlerce değişmeden süren teknolojilerinin üstüne bizi bu güne getiriren teknoloji ve bilgiye ulaştılar. Bizde hep aynı kafa Kurana rağmen devam ediyor. batı bizim atalarımızın tedavi yöntemini aldı ,inceledi, analiz etti ve daha iyisini yaptı. şimdi bize atamızın bilgisini işleyerek satıyor.

Allah rızası için terkedelim şu kolaycılığı cahilliği ve tembelliği. Güzel bir şeymiş gibi de lanse etmeyelim. Gerçek ilimle uğraşalım işlerimizi onunla düzenleyelim.

Akledelim, araştıralım, fıkıh edelim.

Reşat Nuri Erol
18.11.2013
09:57

METE KARDEŞ;

MİNİK BİR SORU:

- SİZİN TIBBIN İYİLEŞTİREMEDİĞİ HASTALARI VE HASTALIKLARI NE YAPALIM?!.

BİR SORU DAHA.

- SİZİN TIBBIN VE ECZACILIĞIN SEBEBİYET VERDİĞİ HASTSLIKLARI NE YAPALIM?!.

BUNLARA BENZER O KADAR SORU/N VAR Kİ...

ŞİMDİLİK BU KADAR!

SELAM VE DUA..

REŞAD

Mete Firidin
18.11.2013
11:44

Ben bizim tıp'ı savunmuyorum. Benim savunduğum bilimsel yöntem.

Bu günkü tıpın bilmediği fakat yalnızca bizim bildiğimiz ve hatta sadece benim bildiğim ilaçlar var. Bunlar kaba bilgiler.

Kızdığım şey bu bilgileri analiz edecek labaratuar kurmak, maddeleri analiz edecek ve bunun için çalışacak enstitüleri kurmak, bu ilaçları üretecek fabrikalar kurmak yerine taş devri mentalitesi ile bitki içmek fikridir. Bu fikir ilaç sektöründe bizim gelişmemizi engelleyecek bir fikirdir.

Batılılat dünyanın her yerini gezip orada bulunan yerel ilaç olarak kullanılan maddeleri alıp analiz edip, sonrada işe yarar olanlarını labaratuarda üreterek bize ilaç olarak satmaktadır. Biz hiç olmazsa kendi kültürümüzden kalan ilaç ve yöntemleri bugünün teknolojisi ile analiz edelim ve yeni tedavi yaklaşımları geliştirelim.

Bu yaklaşım hamşaralop ve "biz eskiden su içerdik testiden" yöntemi olmamalıdır.

Bütün ilim Allaha aittir. Biz bu ilimden nasibimizi arayalım. Nasip aramak ancak bilimsel yöntemle olabilir.

Bügün batının telekominikasyon aletlerini, bilgisayarlarını, çamaşır makinalarını.... kullanıyoruz. Kimse derede çamaşır yıkamıyor. Kimse haberleşme için güvercin kullanmıyor. Kimse atasının eski herhangi bir yöntemini işinde üretiminde kullanmıyor.

Tıbbı ise geriye döndürüp, bizi batının ilaçlarına mahkum olmaya itiyorlar. Nasılsa bu yöntemle bir şey elde edilemeyecek. ölen insanları gördükce, insanlar batıya daha fazla bağlanacaktır.

Bu fikir bize tasavvufu enpoze eden ve geri kalmamıza neden olan şeytanın bir vesvesesidir.

kurtuluş kendi modern tıbbımızı oluşturmak, kendi bağımsız bilimsel tıbbımızı yaratmaktır.

Reşat Nuri Erol
18.11.2013
17:00

çaresiz kalan insanlar, ölmeden önce her şeye dört elle sarılıyorlar...

*

insanlığın binlerce yıllık tıp ile ilgili tecrübelerini yabana atmayalım...

bu konuda bir balkanlı olarak çok şeyleri ailemde ve çevremde yaşayarak öğrendim...

bu konularda siz doktorların da öğrenmesi gereken o kadar çok şey var ki; nasıl öğretsek, NASIL?!.

*

ben öncelikle hazreti peygamberin "BİZ HASTALANMAYAB BİR ÜMMETİZ" TIBBINA İNANIYORUM...

onun ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz., sanırım...

*

sonuç

ben bu çağda bir tek üstad'ın önerdiği ADİL DÜZEN TIBBINA İNANIYORUM...

bu konuda ilk tanıştığımız yıllarda dr. lütfi kardeş ile epey çalıştık...

ama kendisinin yakın arkadaşları dahil, kimse ilgilenmedi...

modern tıp kasaplarının ve ilaçlarının zehrine devam!..

*

SELAM, SAĞLIK VE DUA.. DUA..

REŞAD

Mete Firidin
19.11.2013
11:00

Günümüzden 100 yıl önce modern tıp diye bir şey yoktu. İnsanlar bir çok basit hastalıktan ölüyordu. Salgın hastalıklardan, kalp hastalıklarından, şeker hastalığından vs... hatta insanların ortalama yaşam süreleri 40-45 idi. Modern Tıbbı olmayan toplumlarda ise hala böyledir. Çocuk ölümleri ise binde 200 lerde idi. Şimdi ise binde 10 lardadır.

O zamanlar geleneksel tıp vardı. Vardıda ancak o kadar işe yarıyordu. Geleneksel tıp pek işe yaramadığından moder tıp Allahın bir lutfu olarak ortaya çıktı, tercih edilir oldu. Modern tıp daha çok işe yaradığı için geleneksel tıbba tercih edilir oldu. Bu gerçeği görelim. Modern tıp Yahudilerin ve Hırıstiyanların elinde olduğu için bu gün insanlar sömürülmekte sağlık bir ticari meta olarak kullanılmaktadır. Bunun çaresi pek bir işe yaramayan geleneksel tıbba dönmek değil. Modern tıbbın islam dünyası tarafından elegeçirilip uygulanmasıdır.

Geleneksel tıbba dönmek demek "biz ok, yay ve kılıçla savaşmaya devam edeceğiz " demektir. Her halde tank, tüfek, uçak ile savaşanlara malup olacaksınız demektir.

Allah basiretinizi, şuurunuzu bu konuda da size geri versin diye dua ediyorum. Yoksa vay islam dünyasının vay olan haline:

Reşat Nuri Erol
19.11.2013
12:03

mete kardeş;

benim işaret ettiğim konuları yine es geçmişsiniz...

*

1

BENİM ÜMMETİM HASTA OLMAYAN BİR ÜMMETTİR...

meselesi...

2

ÜSTADIN ÖNERDİĞİ SAĞLIK SİSTEMİ...

yani

DOKTORLARIN KENDİSİNE BAĞLI İNSAN HASTALANMADIĞI İÇİN...

sistemi...

*

gerisi hikâye...

yani

sizin işaret ettiğiniz üzere...

modern tıbbın insanları

HASTA ETME...

MÜMKÜN OLDUĞUNCA HASTA OLARAK YAŞATMA...

VE SON NEFESİNE KADAR SÖMÜRDÜKÇE SÖMÜRME; SÖMÜRME...

HATTÂ ÖLÜNCE BİLE YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE ÖLÜSÜNÜ GÜYA YAŞATARAK SÖMÜRME...

*

adı bile HASTA-HANE...

ŞİFA-HANE

veya

SAĞLIK-HANE

değil...

*

diğer bir önemli konu...

MODERN TIBBIN "ECZA/İLAÇ" SEKTÖRÜ DE TAM BİR SÖMÜRÜ DÜZENİ...

minnacık harflerle yazılan her prospektüste "ZARALARI/ZEHİRLERİ" hanesi var ama...

neyse...

*

diğer dediklerinize katılıyorum...

ama

bu meseleleri, bu sorunları, bu sömürüleri ne yapacağız?!.

benim asıl meselem budur;

- modern tıbbın iyileştiremediği hastalıklar...

- maksatlı olarak hasta ettiği insanlar...

- sömürüye dayalı sağlık sistemi...

- daha neler de neler, neler...

*

selam, sağlık ve dua ile...

reşad

Mete Firidin
19.11.2013
13:03

Böyle bir hadisin olmadığı kanatindeyim. veya yanlış aktarıldığı kanatindeyim.

Sorun modern tıp değil Sorun ahlaksız insan sorunudur. Sağlıkta öyledir de başka sektörde düzgünmüdür?

Modern tıp insanları hastalandırmaz. İnsanlar diğer nedenlerle hastalanır. Çevre faktörü, toplum faktörü, aşırı nefsi olma faktörü vs.

Mesela cinsel bulaşıcı hastalıklar. Modern tıp sizi zampara yapmaz. Siz ahlaksız olduğunuz için hasta olursunuz.

Mikrobik hastalıklar ise siz veya toplum pis olduğu için ortaya çıkar.

Kanser ise çevre kirlenmesi vs nedenle ortaya çıkar.

Modern tıbbın bunda suçu ne?

Yahudiye kızıp oruç bozuyorsunuz.

Mete Firidin
19.11.2013
13:10

Müzzemmil suresi 20:

إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَى مِنْ ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذِينَ مَعَكَ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ أَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ عَلِمَ أَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضَى وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ

Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı ve üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Artık, Kuran’dan kolayınıza geleni okuyun; Allah, içinizden, hasta olanları, Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olan kimseleri ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz bilir. Kuran’dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın; zekatı verin; Allah’a güzel ödünç takdiminde bulunun; kendiniz için yaptığınız iyiliği daha iyi ve daha büyük ecir olarak Allah katında bulursunuz. Allah’tan bağışlanma dileyin; Allah elbette bağışlar ve merhamet eder.[20]

Mete Firidin
19.11.2013
13:24

NİSA 43 :Ey İnananlar! Sarhoşken, ne dediğinizi bilene kadar, cünübken, yolcu olan müstesna gusledene kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz yahut biriniz ayak yolundan gelmişseniz veya kadınlara yaklaşmışsanız ve bu durumlarda su bulamamışsanız tertemiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah affeder ve bağışlar.[43]

MAİDE 6:Ey İnananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, -başlarınızı meshedip- topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüpseniz yıkanıp temizlenin; şayet hasta veya yolculukta iseniz veya ayak yolundan gelmişseniz yahut kadınlara yaklaşmışsanız ve su bulamamışsanız temiz bir toprağa teyemmüm edin, yüzlerinizi, ellerinizi onunla meshedin. Allah sizi zorlamak istemez, Allah sizi arıtıp üzerinize olan nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.[6]

Bakara 183-4:Ey İnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamıyanlar, bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir. Kim gönülden iyilik yaparsa o iyilik kendisinedir. Oruç tutmanız eğer bilirseniz sizin için hayırlıdır.[183-4]

Bakara 196:Başladığınız hac ve umreyi Allah için tamamlayın. Alıkonursanız, kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaşıncaya kadar, başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizde hasta olan veya başından rahatsız bulunan varsa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi ya da kurban kesmesi gerekir. Güven içinde olursanız, hacca kadar umreden faydalanabilen kimseye kolayına gelen bir kurban kesmek, bulamayana, hac esnasında üç gün ve döndüğünüzde yedi gün, ki o tam on gündür oruç tutmak gerekir. Bu, ailesi Mescidi Haram’da oturmayan kimseler içindir. Allah’tan sakının ve Allah’ın cezasının şiddetli olacağını bilin.[196]

Nisa 102:Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Kafirler, size ansızın bir baskın vermek için, silah ve eşyanızdan ayrılmış bulunmanızı dilerler. Yağmurdan zarar görecekseniz veya hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanıza engel yoktur, fakat dikkatli olun. Allah kafirlere şüphesiz ağır bir azab hazırlamıştır.[102]

...

Müslümanların Kuran dan başka kibabımı var?

Benmi bilmiyorum?

Yoksa müslümanım diyenlerin Kuran dan mı haberi yok?

Reşat Nuri Erol
19.11.2013
13:39

hülasa...

zalim düzende...

her şey bozuk, her şey sömürü...

hasta-hane sektörü de aynen diğerleri gibi...

*

KUR'AN ÂYETLERİNİ HATIRLATMIŞSINIZ...

ALLAH RAZI OLSUN...

İNŞAALLAH KUR'AN SAĞLIK SİSTEMİ...

ADİL DÜZEN SAĞLIK SİSTEMİ...

İNŞAALLAH...





Sayı: 231 | Tarih: 17.11.2013
Ahmet Hakan
Anketiniz batsın
Dershaneler ve öğrenci evleri
1849 Okunma
11 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Seçim kazanmak gündemde olmazsa başka yollar dene
Hayat Maratonu
1083 Okunma
Tayibet Erzen
Mahir Kaynak
Diyarbakır Görüşmesi
Dünyanın Sorunları
1062 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Şevket Eygi
Yapılması Gerekenler ve Gerekmeyenler
Kuran'a Uygunsa, Uygulanabilir
1008 Okunma
Emine Hocaoğlu


© 2024 - Akevler