Denge unsuru olamazsak, dengemizi bozarlar
13 eylül 2013
Ahmet Davutoğlu, Cumhuriyet tarihinin en donanımlı, en zeki dışişleri bakanı. Geliştirdiği medeniyet ufku'yla Türkiye'nin ölçek büyütmesine ve üç kıtaya açılmasına imkân tanıdı.
DIŞ POLİKADA KÖRDÜĞÜM: TÜRKİYE'NİN KUŞATILMASI
Bütün bunlar, dış politikada derin sorunlarla karşı karşıya kaldığımız gerçeğini görmemizi engellememeli. Türkiye, dış politikada bir kördüğüm yaşıyor.
O yüzden Türkiye'nin dış politikadaki sorunlarını, akl-ı selimle masaya yatırması gerekiyor.
Türkiye'nin ufuk genişletmesi, üç kıtaya açılması, küresel sistemin lordlarını ürküttü: Mısır'da yaşanan darbe de, Suriye'deki iç savaş da, Türkiye'nin yürüyüşünün durdurulması için geliştirildi: Küresel sistem, Türkiye'yi kuşatıyor.
KÖRDÜĞÜM'DEN TEK ÇIKIŞ YOLU: TÜRKİYE-MISIR-İRAN İTTİFAKI
Türkiye'nin görmesi gereken yakıcı gerçek şu: Bölgemiz bağımsız değil. Hâlâ Batılıların kontrolünde. Gerçek bu.
Bölgeyi yeniden toparlayabilecek birincil aktör Türkiye'dir. Ancak Türkiye'nin bölgeyi, tek başına toparlayabilecek gücü ve kaynakları da, hareket alanı ve 'bağımsız' müttefikleri de yok.
Türkiye, ne yapıp edip İran ve Mısır'la orta ve uzun vadede kapsamlı bir ittifak kurmanın yollarını araştırmalıdır. Tek çıkış yolu bu.
İRAN'LA İTTİFAKIN İKİ GEREKÇESİ
Türkiye'nin İran'la ittifakının iki temel gerekçesi olmalı: Birincisi, kısa ve orta vadede, İran'ın Batılılar tarafından -Sünnî omurgayı çökertmek amacıyla- ayartılmasının önüne geçmek.
Sanıldığının aksine, Batılılar, İran'ın önünü açıyorlar son 25 senedir. İran'ın, bilfiil Arap Yarımadası'na, bilkuvve Türkî cumhuriyetlere yerleşmesi, İran'ın önünün nasıl açıldığının somut göstergeleridir.
Unutmayalım: Batılıların yüzyıllık yegâne küresel projeleri, Sünnî omurgayı çökertmek ve 'İslâm'a karşı İslâm' stratejisini hayata geçirmektir. Batılılar, böylelikle, İslâm dünyasını tam ortadan ikiye yarabileceklerini ve birbirine düşürerek küresel hegemonyalarının ömrünü uzatabileceklerini düşünüyorlar.
TÜRKİYE, SURİYE'DE KAPANA KISTIRILIYOR
Türkiye'nin İran'la ittifak yapmasının ikinci gerekçesi ise, İslâm dünyasının her alanda birlikte hareket etmesini sağlayacak bir yolculuğun kalıcı ve köklü yapı taşlarını döşemek olmalı.
Türkiye'nin Suriye'deki katliama seyirci kalması beklenemez/di elbette. Ama Türkiye'nin Suriye'ye doğrudan müdahil olması, ülkemizin küresel aktörler tarafından Suriye'de kapana kıstırılmasına yol açıyor.
Türkiye'nin İran'la kuracağı ittifak, Suriye'de İran'ın etki ve nüfûz alanını daraltacak; İran'ın kendi doğal coğrafyasına çekilmesini ve böylelikle İslâm dünyasının Sünnî omurga üzerinden toparlanmasını sağlayacaktır.
MISIR'LA, BATI ÜZERİNDEN İTTİFAK KURABİLİRİZ
…………………
ATEŞE KÖRÜKLE GİDİYORUZ!
Şu aşamada, Türkiye'nin küresel sistemi (dolayısıyla İsrail'i, AB'yi ve ABD'yi) doğrudan karşısına alması tehlikelidir.
Çünkü Türkiye, küresel sisteme meydan okuyabilecek güce, konuma ve imkânlara sahip değil henüz. Bu durumda, küresel sisteme meydan okumaya kalkışmak, ateşe körükle gitmek anlamına gelecektir.
OSMANLI TECRÜBESİ, TÜRKİYE'YE DENGE UNSURU OLMASINI DAYATIYOR
Osmanlı ruhu ve tecrübesi, Türkiye'nin bütün stratejilerini, bölgesel ve küresel denge unsuru olması yönünde geliştirmesini dayatıyor bize.
Türkiye'nin denge unsuru olabilmesi için, küresel dengeleri iyi okuması, kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirmesi şart.
Türkiye, -en azından bölgede- denge unsuru olamazsa, Türkiye'nin dengesini fenâ hâlde bozarlar. Bu nedenle Türkiye'nin Batı'yla ilişkilerini koparmaması gerekiyor.
Türkiye, önce denge unsuru olabilmek, ardından bölgede barışın Türkiye'siz tesis edilemeyeceğini sağlayabilecek bir konuma ulaşabilmek için çaba göstermeli.
TÜRKİYE'NİN İPİNİN ÇEKİLMEMESİ İÇİN...
Özetle: Önce dalga kırabilmeli, sonra dalga kurmaya soyunmalıyız. Eğer önce dalga kurmaya, dolayısıyla küresel sisteme meydan okumaya kalkışırsak, dengemizi bozar, belimizi kırarlar.
Türkiye'nin denge unsuru olabilmesi için, bir süre daha küresel sistemle ipleri koparmaması, hem Türkiye'nin selâmeti hem de bölgenin selâmeti açısından kaçınılmaz görünüyor.
Türkiye'nin şu aşamada küresel sistemle iplerini koparmaya kalkışması, Türkiye'nin ipinin çekilmesiyle sonuçlanacaktır.
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/denge-unsuru-olamazsak-dengemizi-bozarlar/39535
yorum,
TÜRKİYE-MISIR-İRAN İTTİFAKI
Olur mu? Olmaz.
Neden?
Barış ülkesı değıller de ondan.
Çünkü barış ıthal edılen bır şey değıl.
Barışı barışçı kafa sahıplerı üretebılır ancak.
Yanı sıfırdan başlamak lazım.
Kafaları değıştırmekten…
Akevler 46 yıldır bunun ıçın çalışıyor.
Buyurun çalışmaya.
Yusuf bey sızde…