25.06.2013
GEZİ’den sonra alternatif siyasal arayışlar hız kazandı.
Bazen çaresizce, bazen umut dolu öneriler atılıyor ortaya...
*
Bu öneriler arasında en fazla dile getirileni şu:
“Keşke Sırrı Süreyya Önder bir hareket başlatsa...”
*
Olur mu böyle bir şey?
Olursa tutar mı?
Sırrı Süreyya böyle bir atak yapar mı?
Peşinden gerçekten birileri gider mi?
Bilmiyorum, bilemiyorum.
Ama bildiğim bir şey var:
Böyle bir şey olursa ‘çarşı’, çok eğlenceli ve esaslı bir şekilde karışır.
Yazının tamamı için http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/23577996.asp
Yorum:
Sermayenin yöntemleri
Sermaye CIA’yi kullanarak dünyayı idare eder, etmeye çalışır. Bunun için kullandığı en klasik yöntem bütün teşkilatların kilit noktalarına kendi adamlarını yerleştirmektir. Bunun için de genellikle yerel istihbarat örgütünü kullanır.
2 sene önce büyük olay oldu. KCK’nın il yöneticilerinin MİT ajanı olduğu ortaya çıktı. O zaman şu gerekçe ileri sürüldü. Neymiş efendim, MİT oraya onları yerleştiriyor, sonra onlar kendiliklerinden, MİT’ten habersiz gerçek yönetici olarak hareket etmeye başlıyorlarmış.
Sermaye CIA ve yerel istihbarat örgütleri vasıtasıyla belli adamları hemen hemen bütün büyük teşkilatlara angaje eder. Bu teşkilatlar legal veya illegal olsun, fark etmez.
Bütün partilere bu adamları sokarlar. En üst yönetimlere kadar gelirler. Hatta bazıları bu partilerde lider konumuna bile gelebilir.
Bütün terör örgütlerine sokarlar. Hatta en ilginci bütün terör örgütlerinin başındaki adamlar, kurucular hepsi sermayenin angajmanıdır.
Garibim vatandaş da bu insanların kendi davalarını savunduğunu düşürerek şeytanın oyununa gelir. Heyecanlanır. Gezi parkına koşar. KCK, PKK kendi hakkını savunuyor zanneder.
Sonra bazı yazarlar da saf saf bu adamların “önder” olabileceğini zanneder. Ne zaman piyon “önder” olabilir? Piyonluğunu devam ettirerek “önder” gibi görünür, sadece.
Olan da bizim saf vatandaşa ve saf köşe yazarlarına olur.